Epey uzun ve meşakkatli süren bir seçim sürecinden nihayet çıkmış gibi görünsek de ülke ve toplum 10 ay sonra yapılacak “yerel seçimler” sürecine girmiş bulunuyor. Dolayısıyla hem geçen süreç ve hem de önümüzdeki sürecin Emekliler Türkiye Meclisi ve sendikal mücadelemize dair etkileyici sonuçlarını tespit edip ona uygun bir yol haritası çıkarmanın önemli olduğunu düşünüyoruz.
Kurdun belirlediği kurallarla oynanan oyunda, kuzuların oyunu kazanma şansı olamaz. Türkiye’de gerçekleştirilen 2023 seçimleri tam da bu koşullarda oynanan bir oyundu ve kuzular beklendiği gibi oyunu kaybetti. Bu seçimlerde bir taraf; her türlü nezaket kuralı ve hukuku yok sayarak devletin tüm imkanlarından sonuna kadar yararlanırken diğer taraf üzerinde devletin tüm imkanları da kullanılarak her türlü baskı mekanizması işletilmiştir. Bu seçimin asıl kaybedenleri kadınlar, emeği ve alınteriyle geçinen çalışanlar, yıllarca çalışarak ülkenin ve toplumun refahı, huzuru ve mutluluğu için ter döküp artı-değer üreterek prim ödeyen emekliler ve geleceği çalınan gençler ile çocuklar olmuştur. Asıl bu kesimlerin şapkayı önüne koyup bu duruma çözüm yolları araştırıp bulması gerekir.
Evet bu seçimler, kurdun koyduğu kurallara göre oynanmıştır ancak ister Millet İttifakı olsun ister ise Emek ve Özgürlük İttifakı ile Sosyalist Güç Birliği İttifakları olsun ciddi hatalar yaptılar. Örneğin bu üç ittifakın şu yada bu sebeplerden dolayı tek ittifak oluşturamayışı, ittifak içindeki bazı partilerin kendi adaylarıyla seçime girmesi, İyi Parti’nin önce ittifakı eleştirip ayrılması ve sonra yeniden geri dönmesi, Cumhurbaşkanı adayının açıklanmasındaki gecikme, ittifak içindeki kimi partilerin tabanının Cumhurbaşkanlığı seçiminde karşı tarafın adayını desteklemesi, emek cephesinin dağınık ve örgütsüz oluşu da ortaya çıkan sonuçlarda belirleyici rol oynamış ve bu olumsuz duruma yol açmıştır. Kanaatimiz odur ki demokrasi, özgürlük, adalet, emek ve emekliden yana olan güçler bu süreci çok kötü yönetmişlerdir.
Gerekçe ne olursa olsun sonuçta toplumun büyük çoğunluğu, tercihini statükonun devamından yana kullanmış olup, açlık, yoksulluk, yolsuzluk ve sefaleti tercih etmiştir. Şimdi hep birlikte yaşayarak göreceğiz; ekonomik kriz ve zamların emekli, emekçi ve mülksüzlerin yaşamını nasıl etkileyeceğini.
Bu süreçte çıkarılacak en büyük ders, nicel olarak ne kadar kalabalık olursan ol, eğer örgütlü ve bilinçli bir güç oluşturamamışsan bir hiçsin ya da sadece dolgu malzemesi olabilirsin ve ülkenin yönetiminde zerre kadar söz sahibi olamazsın. 16.2 milyon emekliyi, eş, çocuk, torun, anne, baba ve kardeşlerle birlikte düşündüğümüzde neredeyse toplumun ezici çoğunluğunu oluşturuyor olmasına rağmen süreçte etkisiz eleman işlevi görmesi örgütsüz ve bilinçsiz olmasının bir sonucudur. Bu olumsuz gidişatı kırmanın yolu, kendi öz gücüne güvenen etkin, yaygın ve kitlesel bir emekliler örgütlenmesini oluşturmaktır. Aksi taktirde kurtuluşu gelecek bir kurtarıcıdan bekleyenlerin ömrü hayal kırıklığı mezarlığına dönüşecektir. Bu süreçte İktidarın kutuplaştırıcı ve ötekileştirici, hatta tahrik edici dilini asla doğru ve ülke yararına bulmadığımızı da belirtmek isteriz. Emekliler Türkiye Meclisi, yeni bir örgütlenme modeli ile birlikte yeni bir yaşam ve yeni bir dil kurup geliştirmek zorundadır. Bizim dilimiz; yapıcı, onarıcı, dostluğun ve dayanışmanın dili olacaktır. Yeni yaşam biçiminin ise temelini Doğrudan Demokrasi ve Doğrudan Demokratik Katılım oluşturacaktır. Bu yüzden de “Anti-Demokratik” her türlü söylem ve davranışın eleştirilerimize hedef olacağının bilinmesini isteriz. Zira demokrasinin en arı şekli olan Doğrudan Demokrasiyi savunan bizlerin “Anti-Demokratik” tutum ve davranışları alkışlamamızı hiç kimse beklemesin aksi takdirde kendi kendimizi inkâr etmiş oluruz.
Emekliler Türkiye Meclisi; dün olduğu gibi bugün de dışarıdan bir kurtarıcıya değil, sadece kendi öz gücü ve emek dostu oluşumların örgütlü gücüne güvenmeye devam edecektir. Biz herhangi bir adaya güvenerek yola çıkmadık. Gücümüzü, 16.2 milyon emeklinin haklı ve meşru talepleri etrafında oluşturulan öz örgütlülüğümüzden alıyoruz. Bu yüzden de bizim dünyamızda yılgınlığa ve hayal kırıklığına yer yok. Dün olduğu gibi bugün de doğrudan demokrasi, doğrudan demokratik katılım, fiili ve meşru sendikacılık yolunda devam diyoruz. Bu süreçte ikil bir görev bizi bekliyor. Bir yandan var olan sendika ve platformları bir araya getirip tek yapı oluşturmaya çaba sarf ederken diğer yandan da örgütsüz olan milyonlarca emekliyi Emekliler Türkiye Meclisi örgütlenmesi şemsiyesi altında toplamaya çalışmak temel bir görev olarak önümüzde duruyor. Bu görevlerimizi ifa ederken, yaşamın diğer alanlarındaki olumlu gelişme ve örgütlenme çabalarına da gücümüz ve imkanlarımız dahilinde destek vermemiz gerekir. Yaşasın Yer Küremizdeki Tüm Kuzuların Güç, Eylem ve Örgütsel Birliği. YA başaracağız ya da başaracağız başka çıkış yok.
YAZARLAR
Yayınlanma: 02 Haziran 2023 - 11:27
2023 Seçimlerinin Emeklilerin Sendikalaşma Mücadelesine Etkileri
Epey uzun ve meşakkatli süren bir seçim sürecinden nihayet çıkmış gibi görünsek de ülke ve toplum 10 ay sonra yapılacak “yerel seçimler” sürecine girmiş bulunuyor
YAZARLAR
02 Haziran 2023 - 11:27
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir