Hayatımda hiç kimseye ön yargılı bakmamaya özen gösterdim. Hep tanımaya, anlamaya çalıştım. Kafama uymuyorsa zorlamadım. Ne kendimi yordum ne karşımdakini.
Yalnız..
Kahretsin ki; her zaman insanlara not vermek gibi kötü; belki de iyi bir alışkanlığım var. Bazen bu durumdan kurtulmak istiyorum..fakat yürürken bir insan (bu kadın olabildiği gibi erkek de olabiliyor..daha fazlası her şey ama her şey, korkuluk demirlerinin tasarımı bile) görüyorum veya tanınmış biri; hoop notçu tarafım sahneye çıkıyor ve pat yapıştırıyor..
Bacaklar bacaklar 3..idare bile etmez ama allahın yarattığına bir veremem ki..
Kıyafet, sükse 5..eh meh; elde olan bu..
Efendim poposuna..ellerine.
Saç..baş derken; yürümesinden salınmasına not vermeye başlıyorum.. Mesela el sıkmasına..bakışına, sesine..
Ayakkabısına..bazen o kadar ayrıntılı not verdiğim oluyor ki; kendim bile sıkılıyorum.
Başlarda benim için bir oyun olan bu durum çoğu zaman ruhumu esir alıyor. Kurtulmak istediğim anlar oluyor da.. huy işte şak diye çıkmıyor.. Sanma ki; yalnızca etrafımda yürüyen, oturan insanlara not veriyorum..
Tasarıma..mesela bir çöp kovasının tasarımına, bir dükkanın vitrinine, binalara, balkonlara, duvarda asılı tabloya, marketlerin raf düzenine, ürün paketlerine, üzerindeki yazıların titizliğine.. Vesaire vesaire.. Ancak biriyle tanıştırıldıysam önce karakter notu veriyorum, önemli olan da bu. Elektrik aldığım biriyse karşımdaki kişi şak 9’u yapıştırıyorum. İleriki zamanda verdiğim nottan düşmek üzere bunu yapıyorum. Notunu 6’ya düşürdüğüm kişiyle güven ilişkimi keserim ve diplomasi devreye girer. Bu noktadan sonra ilişkimiz maslahatgüzar seviyesinde sürer..
İtiraf ediyorum, şak diye kesip atmışlığım ilişkilerim de olmuştur.. Şimdi bu kadar laf ettim. Kime kaç verdiğimden sana ne, ne alaka değil mi. Bunu niye anlatıyorum, niye durduk yerde ilişkileri kıllandırıyorum.. Dün (belki de sana göre önceki gün olacak) millet ittifakı ‘biz gelirsek yapacaklarımız’ protokolünü açıklarken huyum kurusun buna da bir not verme ihtiyacı duydum..
8..yazı ile sekiz.
Bakma sen bu çok iyi bi not. Protokolde yer alan vaatlere baktığımda ilk kez heyecanlandım.
‘Olacak galiba’ derken bir yanım inanmak istedi bir yanım Orhan Veli’nin şiirinde kaldı..
Ne diyor Orhan Veli..
‘İnanma ceketim inanma
kuşlar bu yalanı her bahar söyler’ İyi de öte yandan 8 vermişim..
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu..
Birkaç kişiyi aradım, sordum. Programa not vermesini istedim. Verdiler, kimi 10 verdi kimi 9; kimi 4. En çok 4 verenlerin duygusunu merak ettim..
Yorumu ilginçti..
‘dağılmaları bir kıvılcıma bakar..bunun örneklerini çok gördük’ Ben umutsuz değilim..
Emek verilerek ortaya çıkarılmış programa 9 değil de 8 vermemin nedeni; milletvekilliği paylaşımı, kamuda karar verici noktaların dağılımı..gibi paylaşımlar sıkıntı yaratabilir mi sorusuna yanıttır..
Programı beğendim..
Mutlaka programda yazmayan ama uygulamada gündeme gelecek çok şey olacaktır. Yola çıkıldığında, yol şartlarına göre güncellemeler yapılacaktır; hatta diyebilirim ki, güncellemeler daha iyi yönde olabilir.. Millet İttifakı umut verdi..
Programda benim en beğendiğim nokta insana verilen değer ve yatırım..
Bunu önemsiyorum.. Meraklısına:
Geçen yaz yazdığım bi yazıda demiştim ki; doğru isim bu masayı bir araya getiren; getirmekle kalmayıp bir arada tutan, yaşıyla, tecrübesi ve sade yaşamıyla, ihtirasa kapılmayacak doğru isim Kemal Kılıçdaroğlu’dur..öyle de olmalı.
Belki Ekrem İmamoğlu toplum üzerinde daha çok heyecan yaratıyor olabilir; hatta pek çok kesim onu isteyor gibi görünebilir ama İmamoğlu CHP’nin geleceğinde önemli rol oynayacak bir isim. Bu nedenle yanlış, eksik gibi görünen şeyler zaman içinde doğrulanacaktır.. Geldik bu yazının sonuna..
Buraya kadar beni okuduysan bi bonus’u hakettin..
Çok önemli bir siyasetçi Çanakkale’de bi restoranda 4 kişi yemek yemiş. Kim olduğunu söylemem, ısrar etme. Yanındakileri de söylemem, restoranı da söyleyemem söz verdim. Eee kardeş bonus bunun neresinde dersen ben diyeyim 45.000 sen de 65.000 lira hesap ödenmiş.. Meraklısına extra not:
Ne yenmiş içilmiş diye merak ettin mi..
Et tabi; o paralara ne yenmiş olabilir de mi..
Menüyü başka bir yazıda anlatacağım ama sen menüden çok yemeğin neden yendiğini merak et bence..
Yalnız..
Kahretsin ki; her zaman insanlara not vermek gibi kötü; belki de iyi bir alışkanlığım var. Bazen bu durumdan kurtulmak istiyorum..fakat yürürken bir insan (bu kadın olabildiği gibi erkek de olabiliyor..daha fazlası her şey ama her şey, korkuluk demirlerinin tasarımı bile) görüyorum veya tanınmış biri; hoop notçu tarafım sahneye çıkıyor ve pat yapıştırıyor..
Bacaklar bacaklar 3..idare bile etmez ama allahın yarattığına bir veremem ki..
Kıyafet, sükse 5..eh meh; elde olan bu..
Efendim poposuna..ellerine.
Saç..baş derken; yürümesinden salınmasına not vermeye başlıyorum.. Mesela el sıkmasına..bakışına, sesine..
Ayakkabısına..bazen o kadar ayrıntılı not verdiğim oluyor ki; kendim bile sıkılıyorum.
Başlarda benim için bir oyun olan bu durum çoğu zaman ruhumu esir alıyor. Kurtulmak istediğim anlar oluyor da.. huy işte şak diye çıkmıyor.. Sanma ki; yalnızca etrafımda yürüyen, oturan insanlara not veriyorum..
Tasarıma..mesela bir çöp kovasının tasarımına, bir dükkanın vitrinine, binalara, balkonlara, duvarda asılı tabloya, marketlerin raf düzenine, ürün paketlerine, üzerindeki yazıların titizliğine.. Vesaire vesaire.. Ancak biriyle tanıştırıldıysam önce karakter notu veriyorum, önemli olan da bu. Elektrik aldığım biriyse karşımdaki kişi şak 9’u yapıştırıyorum. İleriki zamanda verdiğim nottan düşmek üzere bunu yapıyorum. Notunu 6’ya düşürdüğüm kişiyle güven ilişkimi keserim ve diplomasi devreye girer. Bu noktadan sonra ilişkimiz maslahatgüzar seviyesinde sürer..
İtiraf ediyorum, şak diye kesip atmışlığım ilişkilerim de olmuştur.. Şimdi bu kadar laf ettim. Kime kaç verdiğimden sana ne, ne alaka değil mi. Bunu niye anlatıyorum, niye durduk yerde ilişkileri kıllandırıyorum.. Dün (belki de sana göre önceki gün olacak) millet ittifakı ‘biz gelirsek yapacaklarımız’ protokolünü açıklarken huyum kurusun buna da bir not verme ihtiyacı duydum..
8..yazı ile sekiz.
Bakma sen bu çok iyi bi not. Protokolde yer alan vaatlere baktığımda ilk kez heyecanlandım.
‘Olacak galiba’ derken bir yanım inanmak istedi bir yanım Orhan Veli’nin şiirinde kaldı..
Ne diyor Orhan Veli..
‘İnanma ceketim inanma
kuşlar bu yalanı her bahar söyler’ İyi de öte yandan 8 vermişim..
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu..
Birkaç kişiyi aradım, sordum. Programa not vermesini istedim. Verdiler, kimi 10 verdi kimi 9; kimi 4. En çok 4 verenlerin duygusunu merak ettim..
Yorumu ilginçti..
‘dağılmaları bir kıvılcıma bakar..bunun örneklerini çok gördük’ Ben umutsuz değilim..
Emek verilerek ortaya çıkarılmış programa 9 değil de 8 vermemin nedeni; milletvekilliği paylaşımı, kamuda karar verici noktaların dağılımı..gibi paylaşımlar sıkıntı yaratabilir mi sorusuna yanıttır..
Programı beğendim..
Mutlaka programda yazmayan ama uygulamada gündeme gelecek çok şey olacaktır. Yola çıkıldığında, yol şartlarına göre güncellemeler yapılacaktır; hatta diyebilirim ki, güncellemeler daha iyi yönde olabilir.. Millet İttifakı umut verdi..
Programda benim en beğendiğim nokta insana verilen değer ve yatırım..
Bunu önemsiyorum.. Meraklısına:
Geçen yaz yazdığım bi yazıda demiştim ki; doğru isim bu masayı bir araya getiren; getirmekle kalmayıp bir arada tutan, yaşıyla, tecrübesi ve sade yaşamıyla, ihtirasa kapılmayacak doğru isim Kemal Kılıçdaroğlu’dur..öyle de olmalı.
Belki Ekrem İmamoğlu toplum üzerinde daha çok heyecan yaratıyor olabilir; hatta pek çok kesim onu isteyor gibi görünebilir ama İmamoğlu CHP’nin geleceğinde önemli rol oynayacak bir isim. Bu nedenle yanlış, eksik gibi görünen şeyler zaman içinde doğrulanacaktır.. Geldik bu yazının sonuna..
Buraya kadar beni okuduysan bi bonus’u hakettin..
Çok önemli bir siyasetçi Çanakkale’de bi restoranda 4 kişi yemek yemiş. Kim olduğunu söylemem, ısrar etme. Yanındakileri de söylemem, restoranı da söyleyemem söz verdim. Eee kardeş bonus bunun neresinde dersen ben diyeyim 45.000 sen de 65.000 lira hesap ödenmiş.. Meraklısına extra not:
Ne yenmiş içilmiş diye merak ettin mi..
Et tabi; o paralara ne yenmiş olabilir de mi..
Menüyü başka bir yazıda anlatacağım ama sen menüden çok yemeğin neden yendiğini merak et bence..