Meclis açılış konuşmasını yapan meclis başkanı Osman Okyay; ‘’Mutluluk dolu bereketli bir yıl diliyorum. Öncelikle geçtiğimiz günlerde kuzey Irak’ta vermiş olduğumuz şehitlerimiz var, hepsine Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralılarımızın en kısa zamanda şifa bulmalarını yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Dünyada pandemiyle başlayan, ardından tedarik zincirindeki aksaklıklar nedeniyle küresel aktivitedeki düşüşle devam eden, Rusya Ukrayna ve son olarak da İsrail Filistin arasındaki savaşlar yüzünden alevlenen, Türkiye’de ise ülkemize özgü kronik sorunlardan kaynaklanan zorlukları takiben, 2024 yılına da gayet temkinli başladık’’ dedi.
‘‘Dünyada ve Türkiye’de 2024’ün de kolay bir yıl olmayacağını biliyoruz’’
Dünyada ve Türkiye’de 2024’ün de kolay bir yıl olmayacağını biliyoruz. Öyle ki dünya bankası, geçtiğimiz hafta açıkladığı küresel ekonomi raporunda, bundan sonraki 5 yılın, son 30 yılın en yavaş gayrisafi yurt içi hasıla (gsyh) büyümesinin yaşanacağı dönem olacağını öngördü. Hatta bu durumu ‘üzücü bir rekor’ olarak tanımladı. Bu yıl küresel ticaret büyümesinin, pandemiden önceki 10 yılın ortalamasının yalnızca yarısı düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor. Son birkaç yıldır dillerden düşmeyen küresel resesyon riski, abd ekonomisindeki toparlanma nedeniyle rafa kalkmış gibi. Ancak artan jeopolitik gerilimler, dünya ekonomisi için kısa vadede yeni tehlikeler oluşturabilecek güçte.
Gelişmekte olan pek çok ekonomi zayıf büyüme, sürekli yüksek enflasyon ve rekor borç seviyeleriyle başa çıkmakta zorlanıyor. Türkiye ekonomisi ise 2020 yılının ikinci çeyreğinden bu yana üst üste 13 çeyrektir büyümeye devam ediyor. Hükümetimiz ve uluslararası kuruluşlar, büyümenin 2024 yılında da devam edeceğini öngörüyor. Ekonomimiz büyüyor, fakat etrafımızdaki jeopolitik riskler, küresel gelişmeler ve ekonomideki kırılganlıklar önümüzü görmemizi engelliyor.
‘‘Enflasyon ile mücadelenin hiçbir surette sekteye uğramaması gerekiyor’’
Türkiye ekonomisi için en büyük ve en hayati sorun, enflasyon. Çünkü enflasyon hem dengeleri bozuyor hem karar alma süreçlerimizi zorlaştırıyor hem de kaynakların rasyonel alanlara yönlendirilmesini engelliyor. Bu nedenle enflasyon ile mücadelenin hiçbir surette sekteye uğramaması gerekiyor. Bildiğiniz gibi merkez bankası, 2023 ortalarından bu yana faiz artışı yapmaya başladı. O güne kadar bu kürsüde ve pek çok diğer platformda, enflasyonla mücadelede başarılı olmak için merkez bankasının faizi artırması gerektiğini dile getirdik. Nitekim bu yönde bir politika değişikliğine gidildi. Faiz yavaş yavaş artırılarak yüzde 40’lar seviyesine getirildi. Eş zamanlı olarak, kkm’nin tasfiye edilmeye başlanması gibi, bu faiz politikasına destek olacak bazı adımlar da atıldı.
‘’İş dünyası olarak beklentimiz, bu iki alanda da ilerleme kaydedilmesi, özellikle yapısal reformlar konusunda hızlı adımlar atılması’’
TÜİK’in açıkladığı verilere göre, 2023'te yıllık enflasyon yüzde 64,77 düzeyinde gerçekleşti. Bakan şimşek enflasyonun açıklandığı gün, “2024 yılında da başta enflasyon olmak üzere programımızın hedeflerine ulaşmak için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulunarak geleceğe ilişkin sinyal de verdi. Hükümetin 2024-2026 dönemine ilişkin makro ekonomik hedeflerinin yer aldığı orta vadeli programa göre, izlenecek üç temel politika aracından biri para politikası. Diğer ikisi ise mali disiplinin sağlanması ve yapısal dönüşümün gerçekleştirilmesi. Şimdi iş dünyası olarak beklentimiz, bu iki alanda da ilerleme kaydedilmesi, özellikle yapısal reformlar konusunda hızlı adımlar atılması. Bir yanda toplumsal adaletin sağlanması diğer yanda ülkenin yeniden yabancı yatırımcı için cazip hale getirilmesi açısından, bu konuda yapılacaklar çok elzem. Siyasi olarak belki zor olabilir, ancak hepimizin geleceğe umutla bakabilmemiz için mutlaka alınması gereken kararlar var. Aksi takdirde enflasyonun baz etkisiyle yaşanacak geçici düşüşler dışında, kalıcı olarak düşüş sağlama olasılığımız pek yok.
‘‘81 şehir arasından her yıl ilk 20’de yer alıyoruz’’
Değerli meclis üyeleri, bildiğiniz gibi Çanakkale, ihracat açısından çok önemli bir yere sahip. Özellikle mineral ürünler, bitkisel ve hayvansal ürünler ile gıda ürünlerinde ihracatta rekabetçi üstünlüğe sahibiz. Bu potansiyelle 81 şehir arasından her yıl ilk 20’de yer alıyoruz.
‘‘Meşakkatli, fakat sonu iyiye varacak bir yolculuk hepimiz için’’
Son olarak açıklanan verilere göre, kasım ayında Çanakkale’den yapılan ihracat yüzde 3,4 gibi çok küçük bir düşüşle 16,4 milyon dolar olarak gerçekleşti. Oysa Çanakkale’nin çok daha büyük potansiyeli var. Çanakkaleli sanayiciler olarak, bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmek için büyük azimle çalışıyoruz. İhracat konusunda yolumuzun açık olması için gerçekleştirmemiz gereken bir dönüşüm söz konusu malumunuz… yeşil dönüşüm… Avrupa yeşil mutabakatı doğrultusunda yeşil dönüşüm gerçekleştirerek hem ihracatta rekabet gücümüzü artırmak zorundayız. Hem de getireceği çevresel ve ekonomik faydaları, şirketlerimiz özelinde ve doğa genelinde aktive etmeliyiz. Yeşil dönüşüm enerji verimliliğini artıracak, maliyetleri azaltma ve sera gazı emisyonlarını düşürme üzerinde olumlu etkiler yapacak. Meşakkatli, fakat sonu iyiye varacak bir yolculuk hepimiz için’’ ifadelerine yer verdi.
HABER MERKEZİ
GÜNCEL
Yayınlanma: 17 Ocak 2024 - 17:57
Güncelleme: 17 Ocak 2024 - 18:01
''81 şehir arasından her yıl ilk 20'de yer alıyoruz"
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nın 2024 yılı ilk olağan meclis toplantısı ÇTSO Kongre ve Fuar Merkezi’nde yapıldı.
GÜNCEL
17 Ocak 2024 - 17:57
Güncelleme: 17 Ocak 2024 - 18:01