9 Ekim

9 Ekim 1944 günü Başbakan Şükrü SARAÇOĞLU tarafından Anıtkabir’in temeli atıldı. Tam 74 yıl önce bu gün. Anıtkabir’in olduğu tepenin adı Anıttepe’dir. Aslında eski Rasattepe’dir ve Anıtkabir öncesinde orada bulunan gözlem istasyonu sayesinde bu adı almıştır. Türk’e yeniden Türk kimliğini kazandıran ve armağan eden Mustafa Kemal’e bu yüzden ATATÜRK soyadı layık görüşmüştür.
Ne ilginçtir ki yine bu gün 1962 yılında Uganda Cumhuriyeti kurulmuştur ama daha da ilginç olanı 1967 yılının 9 Ekim günü Che Guavera Bolivya ordusu tarafından idam edilmiştir. Yine aynı gün bu kez 1971 senesinde Deniz GEZMİŞ ve arkadaşları idama mahkum edilmiştir.
Bu gün 9 Ekim. Dünya tarihinde önemli dönemeçlere tanık olmuş bir yıl dönümü. Dünya tarihi rakamlar döngüsüyle şekillenmekte. Kabala tamamen bu inanç üzerine inşa edilmiş bir inanç şekli. Geomansi sanatı günümüz mimarlığının olduğu kadar tarihsel derinliğinde yapısına etki etmekte. Özellikle 14.yy ile 19.yy arasında kalan zaman içerisinde yapılan yapılarda yada yeni oluşturulan şehirlerde etkisini göstermekte.
Günümüzde 9 Ekim tarihinin bir önemi var mı? Eğer günlerin tarihsel geçmişlerine her gün bakacak olursak, her gün bizim için anlamlı olacaktır. Tarih boyu o gün için gerçekleşen yıl dönümlerinde neler olduğunu anımsamak, bilmediğini öğrenmek sosyal insanı oluşturmaya yarar. Araştırmacı bir kimlik ile hareket kişi her zaman en doğruya yaklaşır ve çoğu kez de en doğruyu bulur. Sorgulamak başarıyı getirecektir.
Bu yüzden olaya 9 Ekim olarak değil de; her gün o tarihi önemseyen yapıda yaklaşmak bizi gerçeklere taşır. Düşünün ki; aslında yakın sayılabilecek bir tarihsel geçmişi biliyoruz insan olarak. Taş tabletlere bakarak tarih yazdığımız da en fazla 12.000 yıl geriye gidebiliyoruz. Oysa ki dünya için milyarlarca yaşında diyebiliyoruz. Peki ama ne oldu onca tarih? Niçin hiç bulgu yok? Aslında var elbet ama biz insanoğlu ki; hangi coğrafyada olursa olsun, definecilik adı altında hep tahrip etmişiz. Bir çok ipucunu yok etmişiz. Belki de yeniden yazabileceğimiz tarihi sırf kişisel hırslar uğruna heba etmişiz. Definecilik iğrençliğinin tüm dünyada ciddi bir kitle tarafından tarihe saldırı şeklinde gerçekleştiğini biliyoruz. İnsanoğlu günü yaşamak ve geleceğe sadece dünyevi zenginliği taşımak istiyor çoğu zaman. Bu yüzden de özellikle tarihi mezarlar en büyük ilgi alanları. Çünkü eskiden geleneklere göre ölen mezara ziynet eşyaları ile birlikte konuluyormuş. Bu durum o günlerde mezar soymayı cazip kılmazken bu günlerde bunun insanı cezbetmesi ne kadar düşündürücü. Şöyle bir o günlere gittiğiniz de karşınıza bu gün olduğu gibi bir tek Tanrı çıkmıyor. Pagan toplumlarda bulunan ahlak yapısı bu gün Allah inancında olduğunu söyleyen Müslümanlarda da Hristiyanlarda da yok ne yazık ki. Bu gün inancın tek tarifi; “HARAM HELAL VER ALLAH”.
Din tüccarlarının elinden kurtulma gününüz ilan edin kendinize 9 Ekim’i. Safsatalardan uzak yaşama kararı alın. Bırakın din bezirganları kendileri söylesinler, kendileri dinlesinler. Kapatın kulaklarınızı.