Yine çok sık duyduğumuz bir söylem üzerinden yazmak istedim bu hafta; “Acelem Yok”. Gerek bazı mal sahipleri ve çoğunlukla da alıcı adayları bu söylemi kullanmayı bir gereklilik olarak düşünürler. Bir gayrimenkul danışmanı ile konuşurken ilk kullanılan söylemlerden biri olur enteresan bir şekilde. Niye kullanırlar diye düşündüğümüzde ise ortaya şu seçenekler çıkar;
Mal sahipleri ağırlıkla paraya ihtiyacı olmadığını belirtmek için bu cümleyi kullanır. Evim ucuza gitmesin korkusunu baskılamak amacıyla kullananlar olsa da dediğim gibi çoğunlukla kullanım amacı gayrimenkulünü satmaya niyeti olmayanların evlerini satmayacaklarını söyleme biçimidir. Bu söylemde inat eden mal sahiplerinin gayrimenkulleri için istedikleri fiyatlara baktığımızda ederinin %15-%20 ve hatta daha da fazla olduğunu görürüz. Hemen hemen hepsinin kafasında bir hayal vardır ve o hayal için gereken miktar tam olarak gayrimenkulleri için istediği rakamdır. Bundan dolayı bizlere hayal satmaya çalışırlar; buralar çok gelişecek, burası şehrin en güzel yeri, benim dairem buraların en güzel dairesi gibi gibi gibi. Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim, elbette lokasyon, mimari, olası projelerin yaratacağı etki önemlidir ancak her ticaret o günün piyasa şartları içerisinde gerçekleşir. 5 yıl sonraki potansiyel gelişim için bugünden değer biçme lüksümüz yoktur gayrimenkul sektöründe. Haliyle bu söylemde ısrar ederek bir gayrimenkulün fiyatının artmayacağı da aşikardır. Neticede ola ki mal sahibinin düşündüğü rakamlara çıksa dahi gayrimenkulün fiyatı bu toplu olarak gayrimenkulün fiyatlarının artması demektir ki bu da zaten kendisinin aklındaki hayali gerçekleştirmesini engelleyeceğinden bir süre sonra fiyatı yeniden yukarı çekme yoluna gidecektir. Misal 2 yıl önce 200.000 TL civarında fiyat verdiğimiz ve çalışmadığımız mal sahibinin bu söylemi kullanarak 300.000 TL isterken bugün evini 465.000 TL’den hala satmaya çalışıyor oluşu gibi.
Alıcı adayları için ise çok daha komiktir bu söylem. Yani bir gayrimenkul danışmanına gelip “benim acelem yok” demek zaten “benim ev alasım yok” demekle eş değerdir. Can sıkıntısından gezme ihtiyacının bir gayrimenkul danışmanınca karşılanması talebidir. Belki kendisinin acelesi yoktur gerçekten; yani 3 yıl sonra bir ev alma fikri vardır veya 1 yıl sonra toplu bir emeklilik ikramiyesi gelecektir de şimdiden bakmak istemiştir. Gayet anlaşılabilir bir talep gibi görülebilir ancak biz gayrimenkul danışmanları için bu tamamen vakit kaybıdır. Evet herkes gezmekte ve her gayrimenkul danışmanı da böyle bir kişi ile çalışıp çalışmama konusunda özgürdür. Ben kendi adıma bu taleple yaklaşan hiçbir alıcı adayına özel bir çalışma yürütmemeyi yıllar önce öğrendim. Tabi vakti olan, elinde elle tutulur bir portföyü olmayan, karşısındakinin hayallerine kendisini kaptırıp “ya olursa, hem de villa bakıyor 2 milyona, ne çok para kazanırım satın alırsa” diye düşünen gayrimenkul danışmanları bu tarz adaylar ile gezip gezmeme kararını yine kendileri verecektir. İstisnalar olabilir mi? Evet belki çok nadiren böyle söyleyip bir gayrimenkul alan biri ile karşılaşabilir gayrimenkul danışmanları, ancak burada da devreye boşa servis verdikleri kişilere harcadıkları vaktin önemi ortaya çıkar. Fayda ve maliyet ikilisini doğru kurgulayamayan gayrimenkul danışmanları o kadar çok vakti boşa harcar ki sonunda sektörden kopmak zorunda kalır.
Gayrimenkul sektörü hayaller ile gerçeklerin çok ciddi şekilde çarpıştığı bir sektördür. Hayallerden kendisini kurtaramayan, bu sektörün gerçeklerini anlayamayan, sistemi kendisine göre eğip bükerek koşmaya çalışan gayrimenkul danışmanları bakış açılarını sektör gerçeklerini dikkate alarak revize etmedikleri taktirde er ya da geç sektöre veda eder. Bu benim şahsi fikrimden ziyade sektörde 10 yıldır, 15 yıldır faaliyet gösteren herkesin hemfikir olduğu bir konudur. Sistemsiz, olmadık işlerin peşinde, “ya olursa, ya satılırsa, ya biri alırsa, kısmet, nasip, inşallah, maşallah” gibi söylemler ile gayrimenkul sektöründe başarı yakalanmaz. Gerçi gayrimenkul sektöründe 3 günlük danışman da bu işi bilir, 3 aylık danışman da bilir o yüzden bu yazıyı okuyan ve benimle aynı fikirde olmayan gayrimenkul danışmanlarını selamlıyor ve bu işin kitabını yazabileceğini iddia eden meslektaşlarımın önünde saygıyla eğiliyorum. Neticede benim acelem yok 20 yıldır sektörü öğreniyorum, 3 aylık, 13 aylık meslektaşlarımdan da öğreneceğim çok şey vardır diye düşünüyorum.
Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…
YAZARLAR
Yayınlanma: 16 Mart 2021 - 10:00
Acelem yok
Yine çok sık duyduğumuz bir söylem üzerinden yazmak istedim bu hafta; “Acelem Yok”
YAZARLAR
16 Mart 2021 - 10:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir