Milliyetçilik, dindarlık, tutuculuk, bunların hep bencillik ve ilkel olduğunu düşünürüm. Bunların içinde dindarlık çok kişisel nüanslar ve buna bağlı giriftlikler barındırdığından, hepsine birden faşistlik diyemiyorum. Kendi seçimimiz olmayan, bilinçli bir iradenin olmadığı durumda var olan “bizler nasılsa buradayız, olsa olsa burası en iyisidir, en iyisi bizimkidir, daha iyisi olamaz” diye bir şeyin konuşulması hatta yazılması bile budalaca. Bu, içinde yaşadığımız, beslendiğimiz değerleri yadsımamız anlamına gelmez elbette.
Lahey’de yetişebilirdim. Hollandalı doğardım mesela. En iyi halk da o olurdu o zaman. “Uçan Hollandalı” olurduk ailecek. Dini: …… ibaresinin yerine başka bir şey yazardı kimliğimde. En güzel ülke Hollanda, en iyi din de onlarınki olurdu o zaman.
*******
Bağlarında üzüm toplarlarken, oğul babaya “bu üzümler ekşi” demiş. Babası da “ekşi de olsa bizim bağın üzümleri, ne yapalım” demiş. Bu kanaatkarlığı anlayabiliyorum. İçinde bulunduğumuz durumu sonuna kadar kabullenmeye gider bu örnek.
Başkasının yumruğunu yemeyen kendisininkini balyoz sanırmış. Ötekini bilmemekten mütevellit türeyen iri bir özgüveni işaret etmek için gene iyi konuşmuş atalarımız.
Şimdi gelelim değerlerimizi, elimizde olanları bilme (kıymetini anlama) meselesine. Öyle güzel sözler demişler ve öyle güzel miraslar bırakmışlar ki bizden önce yaşayan soyumuz, hayranım her birine. İyi ki bu ülkenin çocuğuyum diyorum. Ha! Tabi ki Hollanda’da olsaydım iyi ki buralıyım diyecektim, o kesin.
*******
Padişahın birine çeşnicibaşısı içki tattırıyormuş. Onlarca testide sıra sıra içki varmış. Çeşnicibaşı da doğal olarak ilk sıradaki içkiyi tattırmakla başlamış işe. Padişah ilk testideki içkiyi tatmış ve “bu güzel, bu olsun” demiş. İlk testide rakı varmış (şimdiki gibi yeni yıl zammına uğradı mı rakılar yoksa uğramadı mı bilinmez, zamlansa da padişaha koymazdı zaten). Neyse… Sonuç; ilk testiden tadılan güzeldir. Henüz dilimiz laçka, tarumar, pespaye ya da ne bileyim aşina, yalama olmadan, ağzımızın tadı gitmeden tadılan şey güzeldir.
Hmm… Şimdi başa dönecek olursak; en iyi din bizimki, en iyi ülke benim, en güzel kızlar bizim; gibilerinden bir şey söylememi kimse beklemesin. Ama biri tutup bana; hangi ülkede doğmak, hangi ulus vatandaşı olmak isterdin deseydi, cevabım şu olurdu: en güzel ülke benimki, burası çok güzel ve şartlar her ne olursa olsun buradan bir yere gidecek değilim. Aksini özentice, komplekslice hatta korkakça buluyorum. Yeni bir çehre, gelişim, seyahat, yaşam tercihi peşinde olanlara elbette lafım yok.
Bir nesli uyuşturan bu konular elbette değinilip geçilecek türden değil. Sağ-sol, dinsiz-dindar ikilemlerinden bu ülke çocukları çok çekti. Belki bir ara daha geniş zaman ayırırız bu konulara. Bu günlük bu kadar değinsek yeterli. Hoşçakalın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 12 Ocak 2019 - 13:22
Ahmet Sayar yazdı... Uçan Hollandalı
Milliyetçilik, dindarlık, tutuculuk, bunların hep bencillik ve ilkel olduğunu düşünürüm
YAZARLAR
12 Ocak 2019 - 13:22
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir