Yolda yürümekle durmak arası, her gördüğüme dikkat etmeye çalışırken sağaltım kedileriyle bir kadın. Sonra. Bu gün hava soğumaya mı başladı? Başlasın artık. Kasımdayız. On kasım geride kaldı. Kasım patı mevsimi. Güz sonu meyve tezgahları ve satıcı köylü teyzeler...her dedikleri organik. Nar kızarığı hep bu mevsim meyvelerinde.
Başka hayatlara imrenen, imtina eden genelde haset eden, ıskaladığı hayatının hesabını ötekine sormak isteyen kaybolmuş kuşağın şekilci, marka olmuş çocukları ve ellerinde kendini ispat etmeye yarayan küpeli, sakallı kurdelalar. İlk cihan harbinin zaruri sakallı cephe insanları mahsun halleriyle fotoğraflarda. Başka yerlerde dayanılmaz olanlar bizde nasıl da normalleşmiş. Yılın altı ayı kar yağan ülkelerde onlarca kar yağışı adı olması gibi. Doğunun ortasında doğmuş çocukların da bir o kadar sıkıntı ve küfürleri oluyor
Bit pazarının yanındaki iğdeler çok görkemli. Önceki gün çöpe attığı ayakkabısını satın almak için pazarlık yapan adamı gördüm. motosikletin geçmesi yasaktır yazılı yaya köprüsünde motosiklete yol veremediği için mahcup olan anne ve sümüklü çocuğuna bakıyordu.
Bizi insandan ayıran şeyler nelerdir diye sorgulayan belgeselin Afrika kökenli sunucusunun yaptığı primat hareketi ve cümlenin sonundaki şimdi ne halt yiyeceksin anlamında ki mimiğini düşünüyordum. Romanlar bize başka hayat örnekleri yaşanmışlıklar, deneyim örnekleri veriyordu.
Roman kahramanları gününe Raskolnikov kılığında gelen kişi Dorian Gray’i kıskanınca Mefisto gibi davranır ki bu kez gerçek bir anti kahraman olur.
Her yerde Apollon ve Dionisos var. Bütün kara parçalarında Turşu yaparken dahil. Ünlü Münir Özkul Adile Naşit film repliğindeki gibi...
Hep ellerinde eleştiri ve yargı çekici taşıyan, hayatı idame dışında yaşamamışlarla yaşam hakkında konuşmak isteyen biri nece konuşur ki?
Bir akşam üstü yürüyüşündeyim. Aklımdan kendi başına anlamlı ama genel bakılırsa anlamsız gibi görülebilecek imgeler geçiyor hala. İnsanlığa olan inancını yitirmiş genç rok şarkılarını çalan bir kafe önü burası. Ellerindeki cep telefonlarını anlamsızca her yere tutan insanlar şehir dışından geldiklerini hemen belli ediyorlar. Yaşamadan filme aldıkları görüntülerden mutlu gibiler. Bir de şu yeni akım medya dizilerinden birinde olduğu gibi aklı zorlayan fütürist bir halde; telefonlarını bir yere tutup orada daha önce yaşanmış olayların görüntüsünü alabilseler? İnsanlar hep bir yer bir yön soruyorlar. Teknolojiye inat. Kaybolmuş gibiler. İnternet haberinde bir “sanatçı” bir ayakkabı tamircisine jest diye, güzellik diye, yaptığı tabelayla sosyal medya fenomeni olma peşindeyken istismarcılığından utanmıyor. Reklam, izlenme, beğeni, takip edilme adına meşru olabileceklerin sınırını merak edenler var.
Sonra birden kendi kendime konuştuğumu fark edip kendime geldim. Bana şüpheyle bakanlardan boşuna çekinip utandığımı anladım. Çünkü kulağımda bir kablosuz kulaklık takmış ve cep telefonumla konuşuyor da olabilirdim değil mi ama. Neyse bu kez de yırttım.
YAZARLAR
Yayınlanma: 12 Kasım 2022 - 11:30
Akış
Yolda yürümekle durmak arası, her gördüğüme dikkat etmeye çalışırken sağaltım kedileriyle bir kadın
YAZARLAR
12 Kasım 2022 - 11:30
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir