Bazı köylü kurnazları, tatlı su uyanıkları..
Çanakkale köylerindeki işlenmeyen tarım topraklarını;
İstanbullu, Ankaralı, İzmirli zenginlere “yatırımlık arazi” diye pazarlama peşinde…
Satılan satın alınan veya kamulaştırılan tarım arazisi ile devlet ormanlarını..
Ve köy orta malı olan otlakları ‘Anayasa’nın koruyucu hükümlerine
rağmen’ imara açıp yeni şehirler kurmaya kalkışıyor..
Üç-beş yıldır bu iş çok moda..
İşsiz güçsüz ve emekli takımının neredeyse bir yüzde 80’inin elinde başkalarına ait 10-15 tapu fotokopisi var..
Agzının suyunu akıtarak, internette satacak adam arıyor..
Köy hayatını bilmeyen bazı şehirlilere; köy hayatı,
hayvancılık ve ziraat işleri, televizyondan gördüğü gibi kolay gibi gözükse de..
Bu mesele şehirdeki adamın televizyonundan savaş filmi seyretmesi gibidir…
Bunun örneklerini Kuzey Ege’nin Ayvalık, Burhaniye, Edremit, Gömeç, Küçükkuyu gibi ilçelerinin köylerinde gördük..
“Sabah uykusundan eşek sesiyle, traktör gürültüsiyle uyandığı” şikayetiyle, kaymakamlıklara/ Çevre il Müdürlüğü’ne dilekçe veren mi istersin..
Sabah sporuna “pazar çantası!” ile çıkıp, köylünün tarlasından haftalık nevaleyi düzerken yakalanıp, bir araba dayak yedikten sonra jandarmaya giden mi istersin..
Şehirde kötü alışkanlıkları ve ahlaki yozlaşmayı köye taşıyanları, bu yüzden köylülerle yaşanan sıkıntıları..
Kendi adıma böyle absürtlükleri haberleştirdiklerim olmuştur..
Paranın yatırım aracı olduğu kadar “yaptırım gücüne” sığınanların işledikleri cinayetleri de gördük biz..
Siz de görmüş ya da tartışmanın tarafı olarak yaşanmışlıklarınız vardır..
Kendiniz yaşamamışsanız bile hasım/ akrabalardan biri mutlaka yaşamış ya da tanık olmuş, size de anlatmıştır..
Bu yüzden “Aman!” diyeyim Hacı abi, Amannn, yine de Amaaaannn!..
“Yatırımlık arazi” köye bir şey kazandırmayacağı gibi, senin ileri sürdüğün gibi..
“Mutlu” yeni köylüler yaratmaz!
Çünkü..
Köy ve köylülük bir yaşam biçimi, bir kültürdür..
Boş arazi ve evleri satmadan önce,
köy hayatının zorluklarını ve problemlerini de anlatmak gerekmez mi?
Şehirde kaloriferli, doğalgazlı evde büyüyen insan için soba,
üzerinde kestane pişirilen, fırınına patates atılan fantastik bir eşya olarak görülebilir uzaktan..
Ama yalnızca uzaktan..
Tamam.. sobalı evin güzellikleri de vardır.
Ayrıca sobanın üzerinde demlenen çay, soba üzerinde durdukça sıcaklığını kaybetmemekte ve
sobanın üzerinde pişen yemekler daha lezzetli olur..
Ama sobanın zahmeti çoktur..
Kış gelmeden odunlar hazırlanır, odunlukta veya yağmurdan etkilenmeyecek başka bir yerde dizilerek muhafaza edilir.
Kış gelince bahçedeki soba evin içine monte edilir.
Ve sobanın içindeki demir kova hergün en alta kalın odun, üzerine de ince odunlar olacak şekilde yerleştirilir ve evin içinde yakılır..
Üstteki ince odunlar yavaş yavaş aşağıdaki kalın odunları tutuşturur..
“Hava bir de lodos olursa”.. demeyeceğim..
Ayrıca..
Köy evlerinde genellikle bir odaya soba kurulur..
Anne, baba, çocuklar, nine hep aynı odada yatarlar.
Soğuktan sular donmasın diye musluklar hafif açık bırakılır.
Banyo-tuvalet kışın buz gibidir..
Heladan çıkınca ellerini yıkayan insan soğuktan adeta ellerini hissetmez ve
hemen acele bir şekilde soba yanan odanın yolunu tutar..
Sıcacık evde oturmak..
Kombiye tek bir dokunuş yapmak ve istediği zaman banyo yapmak varken bu işlere kim katlanır?
Bu yüzden ne biz üzülelim, ne de senin 10-15 bin lira komisyon uğruna “köylü” yapmaya çalıştığın şehirliler üzülsün..
Ve.. bilinmezin büyüsü, düşünüldüğünden daha ağır bir yıkım getirir.
İçinde yaşadığımız gerçekler, yarın çok daha acılarını doğuracak çünkü!
Uzun lafın telgrafı;
Herkes oturduğu yerde sağ olsun!
Tarımsız bir gelecek söz konusu olmadığına göre; köyü, köylüyü gözden çıkarma hakkımız da yok..
Sorun.. Buna göz yumacak mıyız yoksa yummayacak mıyız?.
Unutulmasın ki geleneğimiz; külleri saklamayı değil, ateşi canlı tutmayı emreder..
Birleşerek başarılı olacağı gerçeğinden yola çıkarak, “küllerimize nasıl sahip çıkabiliriz?”i sorgulamak çok mu zor sizce?..
Ve biz biliyoruz ki, toprak da kutsaldır, ekmek de..
Yine biliyoruz ki, bu “abazanlar cenneti'nde, bizim kaybettiklerimizi kazanmak için, kaybedecek daha çok şeyimiz vardır!.
YAZARLAR
Yayınlanma: 04 Ekim 2022 - 09:10
"Aman!" diyeyim Hacı abi, Amannn, yine de Amaaaannn!..
Bazı köylü kurnazları, tatlı su uyanıkları
YAZARLAR
04 Ekim 2022 - 09:10
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir