16. YY’dan beri siyasi ve iktisadi baskılardan dolayı Avrupa’dan İngiltere ve Fransa’dan göçmüş aileler geldi. Sonraları dünyanın her yerinden göç aldı. Yerli halk, birkaç Kızılderili isim taşıyan yer dışında yok denli azdır.
Kapitalist sistemin kendisini, ülkedeki sendikalar dahi sorgulamaz. Yani, ülkedeki sendikalar Avrupa’daki gibi devrimci bir nitelik taşımazlar. Sistemin kendisini sorgulamadan, grevlerini, iş şartlarında iyileştirme ve daha iyi maaş için yaparlar.
Amerika; Asya’dan Çin ve Japonya’dan bolca göç aldı. Afrika’dan yerli halk geldi. Daha doğrusu getirildi. Kırbaç altında çalıştırılmak için.
1861-1865 yıllarında kölelik kaldırıldı. Ama ayrımcı politika uzun zaman sürüp gitti. Özellikle güney eyaletlerde siyahlarla beyazların kullandığı otobüsler ve kiliseler düne kadar ayrıydı. Günümüzde bile bu duruma tanık olabiliriz. Avrupa’dan gelen beyaz halk, siyasi ve iktisadi baskıdan dolayı göçtüğü için Avrupa’ya yani soydaşlarına tepkilidirler ve farklı bir Amerikalı kimliği oluştururlar. Amerika, özgürlük vaadiyle ithal ettiği zenginler ve teknoloji sayesinde büyükçe bir sermayeye sahip oldu. Bu kıtaya gelen kimi “korsan” aileler gasp ettikleri ürünlerin bir kısmını devlete verince legalleştirildi. Örneğin bazı özel müzelerde kaçırılan bazı özel tabloları halka kimi günlerde ücretsiz sergi yapma zorunluluğu (geleneği) buradan geldi.
Uygarlık tarihi uzmanları toplumu anlamak için, o toplumun üretim biçimlerine bakmalı. Her şeyi anlatan önemli veriler oradadır der. Amerika bugün silah üretiminde başı çekiyor. Diğer büyük işlerinden biri de petrol ve petrol ürünleri. Sermayenin çoğalması da üretilen ürünlerin kullanılmasına bağlı.
Bütün bu siyasi, politik, iktisadi durumlar bir yana; bir de halkın ve kamuoyunun tutumu var. Bu da bence çok önemli. Amerikan vatandaşlarının ayrıcalıklarına uluslar arası konjonktürde “Amerikalı” olma imajına tanık olmuşsunuzdur. Benim Amerikan vatandaşı bir arkadaşım var. Menşei Jameika. Siyahi Afrikalı yani. Ailesi Fransa vatandaşı, dolayısıyla o da Fransız. Amerika’ya göçüp Amerikalı olmuşlar. İşi için bir süre buralarda bulundu. Türkiye’de en az benim kadar rahattı. Özgüveni inanılmazdı. Irkçılık karşıtı söylemlerine ve tepkilerine sosyal medyada da tanık oldum. Siyahi olduğu için buna hassasiyeti vardı. Yalnız ülkesine yani Amerika’ya direkt kafa tuttuğuna; açık yürekli bir şekilde eleştirdiğine hiç rastlamadım. Hatta Amerikan vatandaşı ve ayrıcalıklı olduğundan, ülkesini her zaman savunurdu.
Yersiz gibi olacak ama aklıma Ürgüp Türküsü geldi. Hani şu “şen olasın Ürgüp dumanın tütmez” diye başlar ya… Bir sürü bacası olduğu halde dumanı tütmeyen şehrin ironisine (peri bacalarına) gönderme yapan türkü. Ben de o türküye gönderme yapmak istedim. “Şen olasın dünya emi. Jameikalı, Fransız, Amerikan arkadaşımı köle karşıtı yapıp Amerikan yanlısı yapıyorsun ya…” Daha ne diyeyim sana.
YAZARLAR
Yayınlanma: 17 Kasım 2018 - 12:48
Amerika neresi?
16
YAZARLAR
17 Kasım 2018 - 12:48
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir