Merhaba sevgili okurlar, nasılsınız? Hayatınızda çok isteyip, çaba harcayıp elde ettiğinizde de “Her şey bunun için miydi?” dediğiniz zamanlar olmuştur. Korkmayın birçok insan için durum farklı değil işte bu düştüğümüz duruma aptal puma sendromu deniyormuş. Pumayı bilirsiniz yani umarım sadece belgesellerdendir hayvanat bahçelerine karşıyız biliyorum...
Puma, kedigillerden yırtıcı bir hayvandır. Biraz pantere biraz kediye benzeyen bu yırtıcıların boyları hemen hemen iki metreye yakındır. Pumaların birçok meşhur özelliği vardır ama onlar en çok hızlı, atletik ve kıvrak koşuları ile tanınırlar. Avlarının peşinden koşarken giderek hızlarını arttırırlar ve tüm kaslarıyla, kemikleriyle, eklemleriyle koşarak estetik ve seyir zevki yüksek bir koşu ortaya koyarlar. Onların ortaya koyduğu bu ölüm koşuları, ya pumanın ya da hayatını kurtarmak için kaçan kurbanın zaferi ile sonuçlanır.
Belgesellerde izlediğimiz pumaların avlanma taktiğine bakıldığında pumaların avını yakalamak için çıktığı ölüm koşusunda kanını, canını ortaya koyduğunu görüyoruz peki bunu her avı için yapıyor mudur? Pumaların avlanırken oldukça etkili bir karar mekanizmaları vardır. Pumalar avlarını yakalamak için gerçekleştirecekleri koşunun süresini ve eforunu avlarının cüssesine göre ayarlarlar. O yüzden pumaların bir ceylan avını sonuçlandırmak için harcadığı süreyle bir tavşanın peşinde koşarken harcadığı süre aynı değildir. Puma fazlasıyla zeki bir avcıdır, koşarken harcadığı enerji miktarı, avdan elde edeceği enerji miktarını aştığı yerde durur ve koşmaktan vazgeçer. Yenilgiyi kabullenir ve yeni avlar peşinde koşmaya başlar.
Aptal puma sendromu ise bunun tam olarak zıddını yapan insanları açıklamak için kullanılan bir tabir. Bazen bir tavşanın peşinde yıllarca koşan sonra da yakaladığı avı bir çırpıda mideye indirenleri ya da bu tip bir ahmaklığı ifade etmek için kullanılıyor. Yani insanların birçoğu, pozisyonları ile hiç bağdaşmayan küçük şeylerin peşinde ömür harcıyorlar. Aslında ceylan peşinde koşmaları gerekirken tavşan peşinde telef oluyorlar.
Pirus zaferi
Yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan bir zafer. MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder. Sonunda Pirus, savaşı kazanır ancak 50 filin desteklediği ordusunun tamamını kaybeder. Pirus savaşı kazanmıştır fakat yanında koskoca ordudan arta kalan üç beş sefilden de fazlası değildir. Pirus’un bu zaferden sonra “Tanrım bir daha bana böyle bir zafer verme.” dediği söylenir. Pirus zaferi aslında yenilmeye mahkum galibiyetleri anlatmak için kullanılır. Bu olaya atfen benzer zaferler için Pirus zaferi tabiri kullanılır.
Pirus zaferi tabiri, aptal puma sendromuna oldukça benzer bir manada vücut bulmuştur. Keza böyle bir mücadele sonucunda kazanılan zafer verilen kayıplardan sonra pek bir anlam ifade etmez. Pirus'un “Böyle bir zafer daha kazanırsam tamamen yok olacağım.” ifadesi sendromun ağında olan bir kişinin dilinden dökülse hiç de onda sırıtmaz.
Kadmos zaferi
Kadmos zaferi, yeneni de mahveden zafer için kullanılan bir sözdür. Thebai Kralı Oidipus’un iki oğlu Eteokles ve Polyneikes, babalarından sonra taht için dövüşmüşler ve ikisi de ölmüşlerdir. Bu söz buradan gelmiştir.
Sarf edilen enerji ile elde edilen arasındaki dengeyi iyi hesaplayamayınca elde edilen göze kıymetsiz gelmekte. Oysa bundaki ince dengeyi iyi ayarlamak tatminkar bir yaşam için oldukça önemlidir.Hırsından gözü dönmüş bir vaziyette belirlenen hedeflerin peşinden koşma ısrarının yaşama sevincini öldürdüğünü ve en büyük kaybın zaman kaybı olduğunu haliyle bunun da telafi edilemez olacağını aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.
Sevgiyle kalın...
Mukaddes Gezer
YAZARLAR
Yayınlanma: 28 Ocak 2022 - 09:21
Aptal puma sendromu
Merhaba sevgili okurlar, nasılsınız? Hayatınızda çok isteyip, çaba harcayıp elde ettiğinizde de “Her şey bunun için miydi?” dediğiniz zamanlar olmuştur
YAZARLAR
28 Ocak 2022 - 09:21
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir