Yine arılar ölmüş Aydın’da. Milyonlarca arı, çırpına çırpına ölmüşler. Sebebi tarımsal ilaçlama. Daha doğru ifade edeyim, yanlış yapılan tarımsal ilaçlama.
Ülkemiz ekosisteminin hayatta kalmasının baş aktörü tüm dünyada olduğu gibi arılardır. Taşıdıkları polenler ile yaptıkları dölleme sayesinde birçok gıdanın yetişmesine aracılık eder arılar. Bilinçli çiftçiler arılara zarar vermeyen zirai ilaç kullanarak ekosistemi hayatta tutar ama ya bilinçsiz çiftçi…
Einstein bir söz söylemiştir konu üzerine; “eğer dünyadan arılar yok olursa, insan da yok olur”. Tabiat bir döngüdür. Her ölüm bir doğumdur aslında ve her doğum da bir başka zamanda ölümdür. Bu döngü sürüp gider. Dünyanın bu gün içerisinde bulunduğumuz döngüsü insanın yaşayabileceği bir biçimde kurgulanmış durumda. Bu kurguyu bozacak en önemli etken arıların yok olması çünkü bu olursa insanın en önemli gıda kaynakları doğayı terk edecek demektir. Kullandığınız bilgisayarları, cep telefonlarını ya da hayatınıza girmiş diğer akıllı cihazları düşünün; hepsinin yazılımları insan tarafından kurgulanmış bir takım döngülerden oluşuyor. Eğer yazılımlarında ki o döngülerden birisi silinse yani yok olsa, o hayatınızı kolaylaştıran cihaz ya o anda hiçbir işe yaramaz hale gelir ya da bir veya birden fazla fonksiyonunu kaybeder duruma düşer. Yani tün denge DÖNGÜ üzerine kurulmuştur. Evren b,r dönüşüm mekanizmasıdır kısaca.
Arılar yok olursa doğa yok olmaz belki ama değişecektir mutlaka ve bilim insanlarının öngörülerine göre bu değişim sonucunda ortaya çıkacak yeni ekosistem insanın yaşamasına olanak sağlamayacak şekilde kurgulanacak. İşte bu yüzden insan hayatında arılar çok büyük rol oynamaktadırlar.
Çiftçiyi bilinçlendirmek devletin en önemli görevleri arasındadır. Çünkü çiftçi kendisi için çıkar elde ederken aslında geleceğini yok edebilir bilgi sahibi olmadığı için. Ziraat Fakülteleri devreye girmelidir bilgilendirmeler için, üreticilerle her zaman bir arada olan ziraatçilerimiz olmalıdır, arılara zarar veren tarım ilacını satın almak kolay olmamalıdır, özel izinlerle ve sorumluluk yüklenerek imza ile satılmalı ve kullanımı denetlenmelidir. Milyonlarca arı telef olduğunda konu bir gazete haberinden öteye gitmeli ve yaptırımlar uygulanmalıdır sorumlular hakkında. Ne yazık ki her alanda olduğu gibi bu alanda da yapanın yanına kar kalan bir durum söz konusu günümüzde. Konuya el atacak duyarlı yöneticilere ihtiyaç var. Bilgilendirme toplantıları yapacak ve üreticiyi doğruya yönlendirecek uzmanlara ihtiyaç var. Belki de olumlu yaptırımlar uygulanmalı bu konuda sonuca varmak için. Mesela; her on dönüm ekili alan için belli sayıda kovan sahibi olmak şartı getirilebilir üreticiye. Yani ekosistemi korumanın yolu olarak sistem içerisinde bir üretim çözümü geliştirilebilir pek ala.
Çözüm üretmek için öncelikli hedef çözme isteğidir her zaman. Eğer sorunu çözme odaklı davranışlar içerisinde olursa yetkili kişi, mutlaka bir doğruya erişecektir. Konu arıları yaşatmak değil, insanın tabiat döngüsünde ki yerini korumak olarak algılandığında çözüm odaklı yaklaşım başlayacaktır soruna. Aksi takdirde sorunu çözmek şöyle dursun, konunun yanından bile geçilmeyecektir.
Ben inanıyorum ki; insan doğası gereği hayatta kalmak, doğanın dengesinden kopmamak isteyecektir. Ancak insanın tuhaf bir yapısı da var ki o da olay başına gelmeden tedbir konusuna el atmamak. İnsanın bu yapısı tedirginlik doğurmakta gerçekten çözüm noktasında, çünkü arılar halen topluca ölmekte bilinçsiz üreticiler yüzünden. Çözmeliyiz bu konuyu, acilen çözmeliyiz.
YAZARLAR
Yayınlanma: 01 Ocak 2020 - 10:57
Arılar
Yine arılar ölmüş Aydın’da
YAZARLAR
01 Ocak 2020 - 10:57
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir