Eceabat ah Eceabat..
Çanakkale’ye en yakın ilçe olmasının dezavantajını yaşıyor..yıllardır yaşıyor; pek çok kimse kendisinde Eceabat aidiyeti hissetmiyor. Bu ayrı bi konu da mesela Çanakkale Anadolu yakasında, Eceabat Avrupa..
Karşılıklı iki kıyıda iki şehir ama ne yazık ki; Çanakkale’nin en az gelişmiş ilçesi diyebilirim. Yenice için düne kadar ‘sürgün yeri’ derken bugün gelinen noktada Yenice’nin yıldızı parlıyor; hatta bu ilçeyi gelecekte (çok uzun değil, birkaç yıl) çok daha iyi yerlerde göreceğiz..
Eceabat’a dönelim..
İnanılmaz bir bölge. Sırtını dünyanın en iyi korunmuş savaş alanlarına dayamış. İtalya’nın Toskana bölgesine rakip olabilecek şaraplar üreten, 10 milyon yaşın üzerinde toprak katmanlarının bulunduğu acayip bi yerden söz ediyoruz.. Eceabat neden seni heyecanlandırmıyor..oysa dünya çoktan buraya yüzünü dönmüş minik adımlarla keşfediyor..
Şehitlikleri ayrı bi yere koyuyorum..
Her ne kadar geçmişte ‘şehit topraklarında şarap üretilir mi’ diye çatlak sesler çıksa da bugün o sesleri duymuyoruz. Duymamalıyız da. Eceabat bu anlamda Türkiye’nin en iyi şarap bağlarına sahip. Yenileri yolda.
Eceabat sınırları içinde ülkemizin çok önemli isimleri yatırım yaptı. Bu insanlar dünyaya açılmış, dünya ile rekabet edebilecek kalitede üretime ve entelektüel birikime sahip..
Vallahi bulunmaz bir fırsat..
Çanakkale şarapçılık ve zeytin yağı üretimi konusunda cidden çok mesafe aldı. Dünya ile yarışıyoruz.. Dünyanın çeşitli yerlerinden Çanakkale Eceabat’a bağbozumu için gelen zengin turistler var. Demek ki burada o insanları çeken bi cazibe var..
Gökçeada bugün turizm konusunda dünyanın dikkatini çekiyor. Bozcaada’nın şarap üretimini, çavuş üzümünü bilmeyen var mı. Eceabat’ın şaraplarını, lüks otellerini, birikimini aktarmaktan imtina etmeyecek iş insanlarını mutlaka hayatımızın içine almalıyız..
İşte bu bağlamda, yıllardır Eceabat’ta restoran işleten Hanifi Araz ile konuştum..şimdi orada Hanifi bey ‘bu potansiyeli Eceabat’ın gelişimine nasıl katabiliriz’ sorusunun yanıtını arıyor.. Anlattıklarından yanıtı bulmuş görünüyor..
Diyor ki; Hanifi bey..
‘Neden bir şarap festivali olmasın..’
Vallahi olur; hem de cuk oturur..
‘Şarap Festivali’ derken ‘festivalcilik oynayalım’ demiyorum..
Ayrıca bu işi kamu yapmasın. Belediye falan da karışmasın. Belediyeden, Kaymakamlıktan destek istenirse sağlansın ama içeriğe karışmasınlar..oturup bu iş nasıl yapılırmış izlesinler.. Dünyada festivalleri kurgulayan, yaratan ve insanlara bunun sunumunu en çarpıcı şekilde sunan firmalar var. Biz bu işi Eceabat sınırları içinde yatırım yapan iş insanlarından daha iyi mi bileceğiz. Sektör kendi gerçekliğini, Eceabat’ın değerine değer katarak en iyi şekilde yapacaktır. Sadece bizim bu insanların kapısını çalıp gönüllerini almamız gerekiyor.. Yapabilir miyiz ?
Bence yaparız..Eceabat’ta bir festival hikayesi yaratmak için o kadar çok argüman var ki; bu güne kadar yapılmamış olması bile bi hikaye.. Festivaller insanları sokağa çıkarır. Hareket yaratır. Kaynaşma sağlar. Görgümüzü artırır. Bilgimizi biriktirir. Festivaller bütün bunları verirken sokağa çıkan insana eğlence de vadetmeli, heyecanlandırmalı. Ben böyle bakıyorum festival işine. Kapana Fest:
Aklının bi kenarına not et, Flibe (Plovdiv). Pek çok insanımızın köklerinin bulunduğu Bulgaristan’ın en egzotik şehirlerinden biri. Her yıl bu otantik şehirde bi festival yapılıyor. Türkiye’den, Bulgaristanın pek çok şehrinden, en önemlisi de Kanada, Amerika ve Avrupadan bu festivale o kadar çok insan geliyor ki; bunun kopyası şimdi Sofya’da ya yapıldı ya yapılacak. Detayını anlatmayayım, Google yaz sana yardımcı olacaktır. Geçen yıl bu festivalin tadına baktık. Abartmıyorum; bu festival Plovdiv halkının tamamını sokağa çıkardı..
Şekerim; düne kadar İskeçe’de her yıl 40’dan fazla derneğin emeği ile düzenlenen ‘karnaval’a tur düzenlemedik mi..istersek olur..hem de çok iyi olur.
İnanılmaz bir bölge. Sırtını dünyanın en iyi korunmuş savaş alanlarına dayamış. İtalya’nın Toskana bölgesine rakip olabilecek şaraplar üreten, 10 milyon yaşın üzerinde toprak katmanlarının bulunduğu acayip bi yerden söz ediyoruz.. Eceabat neden seni heyecanlandırmıyor..oysa dünya çoktan buraya yüzünü dönmüş minik adımlarla keşfediyor..
Şehitlikleri ayrı bi yere koyuyorum..
Her ne kadar geçmişte ‘şehit topraklarında şarap üretilir mi’ diye çatlak sesler çıksa da bugün o sesleri duymuyoruz. Duymamalıyız da. Eceabat bu anlamda Türkiye’nin en iyi şarap bağlarına sahip. Yenileri yolda.
Eceabat sınırları içinde ülkemizin çok önemli isimleri yatırım yaptı. Bu insanlar dünyaya açılmış, dünya ile rekabet edebilecek kalitede üretime ve entelektüel birikime sahip..
Vallahi bulunmaz bir fırsat..
Çanakkale şarapçılık ve zeytin yağı üretimi konusunda cidden çok mesafe aldı. Dünya ile yarışıyoruz.. Dünyanın çeşitli yerlerinden Çanakkale Eceabat’a bağbozumu için gelen zengin turistler var. Demek ki burada o insanları çeken bi cazibe var..
Gökçeada bugün turizm konusunda dünyanın dikkatini çekiyor. Bozcaada’nın şarap üretimini, çavuş üzümünü bilmeyen var mı. Eceabat’ın şaraplarını, lüks otellerini, birikimini aktarmaktan imtina etmeyecek iş insanlarını mutlaka hayatımızın içine almalıyız..
İşte bu bağlamda, yıllardır Eceabat’ta restoran işleten Hanifi Araz ile konuştum..şimdi orada Hanifi bey ‘bu potansiyeli Eceabat’ın gelişimine nasıl katabiliriz’ sorusunun yanıtını arıyor.. Anlattıklarından yanıtı bulmuş görünüyor..
Diyor ki; Hanifi bey..
‘Neden bir şarap festivali olmasın..’
Vallahi olur; hem de cuk oturur..
‘Şarap Festivali’ derken ‘festivalcilik oynayalım’ demiyorum..
Ayrıca bu işi kamu yapmasın. Belediye falan da karışmasın. Belediyeden, Kaymakamlıktan destek istenirse sağlansın ama içeriğe karışmasınlar..oturup bu iş nasıl yapılırmış izlesinler.. Dünyada festivalleri kurgulayan, yaratan ve insanlara bunun sunumunu en çarpıcı şekilde sunan firmalar var. Biz bu işi Eceabat sınırları içinde yatırım yapan iş insanlarından daha iyi mi bileceğiz. Sektör kendi gerçekliğini, Eceabat’ın değerine değer katarak en iyi şekilde yapacaktır. Sadece bizim bu insanların kapısını çalıp gönüllerini almamız gerekiyor.. Yapabilir miyiz ?
Bence yaparız..Eceabat’ta bir festival hikayesi yaratmak için o kadar çok argüman var ki; bu güne kadar yapılmamış olması bile bi hikaye.. Festivaller insanları sokağa çıkarır. Hareket yaratır. Kaynaşma sağlar. Görgümüzü artırır. Bilgimizi biriktirir. Festivaller bütün bunları verirken sokağa çıkan insana eğlence de vadetmeli, heyecanlandırmalı. Ben böyle bakıyorum festival işine. Kapana Fest:
Aklının bi kenarına not et, Flibe (Plovdiv). Pek çok insanımızın köklerinin bulunduğu Bulgaristan’ın en egzotik şehirlerinden biri. Her yıl bu otantik şehirde bi festival yapılıyor. Türkiye’den, Bulgaristanın pek çok şehrinden, en önemlisi de Kanada, Amerika ve Avrupadan bu festivale o kadar çok insan geliyor ki; bunun kopyası şimdi Sofya’da ya yapıldı ya yapılacak. Detayını anlatmayayım, Google yaz sana yardımcı olacaktır. Geçen yıl bu festivalin tadına baktık. Abartmıyorum; bu festival Plovdiv halkının tamamını sokağa çıkardı..
Şekerim; düne kadar İskeçe’de her yıl 40’dan fazla derneğin emeği ile düzenlenen ‘karnaval’a tur düzenlemedik mi..istersek olur..hem de çok iyi olur.