Aynalı Çarşıda Kahvaltı

Geçtiğimiz günlerde Çanakkale güç birliği platformu adı altında kurulmuş bir sivil toplum örgütünün Aynalı Çarşıda düzenlediği kahvaltıdaydık. Çalındı, söylendi, sohbetler edildi, şu zor kriz zamanlarında morallenme şeklinde geçti. Gökhan hocanın güzel sunumu ve hitabıyla şekillenen kahvaltı türküler eşliğinde sürdü. Komşularımızdan, ayrıca Aynalı Çarşı esnafından araştırmacı yazar Ahmet Bey Çanakkale türküsü hakkında bilgiler verdi. Araştırılmış, çalışılmış, detaylı bilgilerdi. Çanakkale türküsünün fikir altyapısının bizim yöremizde şekillendiğine yönelik çıkarımlarına ben de katılıyorum.
Ancak; türkünün trt tarafından açılan yarışma sonucu Kastamonulu bir kişinin kazanmasıyla, türkünün Kastamonu yöresine tescillenmesinden ötürü sitemliydi. “Burada kanımızı canımızı veren biziz. Türkü de Çanakkale’ye ait olmalıydı. Zamanında sahip çıkılmamış. O zamanlar güç birliği platformu yoktu” deyip ekledi.
Bence türkünün bu yöreye tescillenmemesi isabetli olmuş. Çünkü Çanakkale’de kanlarını canlarını verenler sadece Çanakkaleliler değildi şüphesiz. Bu detay çok önemli değil kanımca. Futbol taraftarı gibi bizim türkümüz kimsenin olmamalı deyip galeyana gelmenin bir anlamı yok. Yine de kendisinden önemli bilgiler aldık. Bu sebeple teşekkür ediyorum.
Halk oyunu uzmanları iyi bilir. Sonradan yazılmış oyunlar vardır. Bunun yanında türküsüyle birlikte var olan oyunlar daha makbul olanlardır. Sonradan yazılan oyunlar türküsüyle birlikte halk tarafından oynana, gelen kabul görmüş, özümsenmiş olanların yerini tutmaz. Örneğin, Kusköy zeybeği bir Çanakkale yöresi oyunudur. Otantik olarak oynayanları izlerseniz, yumruk yapıp başından bir şeyleri def ederler. Tekmesiyle de bir şeyleri ezmek ister gibidirler. Kurtuluş Savaşını yaşayan halkın sıkıntılarını anlatan daha etkili bir mizansen olamazdı. Bütün bunlar sırf Çanakkale’nin zenginliği değil, bir ulusu ulus yapan hasletlerdir. Bu zengin kültürü fark edip, tadını alıp, sahip çıkıp, üstüne bir şeyler koyup, ürettiğimiz sürece varız. Bu bilinç bize yeter. Bir şeyleri yarıştırmak bizi mahalle takımı yapar. Futbol terminolojisinden örnek vermişken; her zaman birinci ligde oynamış atalarımızı iyi anlamamız, onlara layık bir nesil olmamız temennisiyle… Yerel olmadan evrensel olunamazmış.
Sağlıcakla.