[video width="640" height="352" mp4="https://www.canakkalekalem.com/wp-content/uploads/2021/12/WhatsApp-Video-2021-12-10-at-11.21.16.mp4"][/video]
Çanakkale’ye gelerek basın mensupları ile buluşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan belirli bir dönem AK Parti mensubu olduğu için pişmanlık duymadığını belirterek, “Hiçbir pişmanlığım yok, ama AK Partiyi dönem dönem incelemek lazım. 2001’de kurulan AK Parti başka, bugünkü AK Parti başka. 2001’deki Sayın Erdoğan başka, bugünkü Erdoğan başka. Şu an bambaşka bir dönemdeyiz. Artık AK Partiyi yöneten zihniyetin de miadı dolmuş durumda. Son kullanma süresi çoktan geçmiş durumda” ifadelerini kullandı.
DEVA Parti Genel Başkanı Ali Babacan bir takım temaslarda bulunmak için Çanakkale’ye geldi. 9 Aralık Perşembe günü Yenice’de DEVA Partisi 1. Olağan Kongresine katılan Babacan dün ise Çanakkale’de basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ülkenin zor günlerden geçtiğini belirten Başkan Babacan şunları söyledi, “Her alanda önemli krizler yaşıyoruz. Artık bu krizler toplumumuzun çok geniş kesimlerini doğrudan etkilemeye başladı. Zaten ülkemizde ciddi alet ve hukuk krizi var. Dış politikada zaten bir kriz yaşıyorduk. Pandemi ile beraber sağlıkta çok da kötü yönetilmeyen bir kriz yaşadık. Eğitimde pandeminin sebep olduğu aksaklıklar belki de çok büyük bir eğitim krizine sebep oldu. Özellikle şu son aylarda tekrar hareketlenen ekonomik kriz gerçekten çok geniş kesimlerin daha da yoksullaşmasına sebep oldu. Çiftçilerimizin durumları oldukça sıkıntılı. Artan maliyetler sebebi ile çiftçilerimizin çoğu zarar ediyor. Esnafımız pandeminin getirdiği o yükü henüz üzerinden atabilmiş değil. Belki pandemiden sonra dükkanlar açıldı, iş yapıyorlar ama pandemi döneminde biriktirmiş oldukları borçları ödeme konusunda ciddi sıkıntılar var. Özellikle de bu hayat pahalılığı esnafla vatandaşı çok karşı karşıya getiriyor. Esnafımız bazen etiket yazmaktan, fiyat söylemekten çekiniyor. Vatandaşımıza o fiyatı söyleyecek cesareti bulmakta bazen esnafımız gerçekten çekingen davranabiliyor”
‘EV GENCİ’ DİYE BİR KESİM OLUŞTU
Gençlerin ülkede mutsuz ve umutsuz olduğunun altını çizen Ali Babacan, “Hatta bugün üniversite birde bile olsa mezun olunca iş bulamayacağına dair kanaat gençlerimizi çok çok kötü etkiliyor. Kongre konuşmamızda da söyledim. ‘Ev genci’ diye bir toplumsal kesim oluştu. Ev genci, işi olmayan, artık iş aramaktan da umudunu kesmiş evde yaşayan, daha çok gece ayakta olup gündüz dinlenen, ailesi dışında başka kimseyle muhatap olmayan bir genç kitle oluştu. Sokağa da çıkmak istemiyorlar, çünkü insanlar ile de muhatap olmak istemiyor” dedi.
2001’DEKİ SAYIN ERDOĞAN BAŞKA, BUGÜNKÜ ERDOĞAN BAŞKA
DEVA Partisi lideri ‘Önceki dönemlerde AK Partide bulunmaktan pişmanlık duydunuz mu?’ sorusunu ise şöyle cevapladı, “Hayır hiçbir zaman. 2002’de AK Partinin kurucusu olmam, 2002-2007 döneminde olağanüstü, Türkiye’nin reform dönemi, demokratikleşme, Avrupa Birliği süreci, ekonomimizi alıp 3500 dolardan, 12 bin 500 dolara çıkarmanın gururunu ben yaşıyorum. Hiçbir pişmanlığım yok, ama AK Partiyi dönem dönem incelemek lazım. 2001’de kurulan AK Parti başka, bugünkü AK Parti başka. 2001’deki Sayın Erdoğan başka, bugünkü Erdoğan başka. Dolayısıyla biz olduğumuz yerde durduk. Biz ilke ve değerlerimizden asla taviz vermedik. Zaten DEVA Partisini beraber kurduğumuz arkadaşlarımızın en önemli ortak özelliği aynı Türkiye’ye bakıyor olması. Yarınların Türkiye’si ile ilgili; vizyonumuzun, hedefimizin, aynı olması. Arkadaşlarımızın çoğu daha önce siyaset yapmamış arkadaşlar. Teşkilatımızın yüzde85’i daha önce hiç siyaset yapmamış arkadaşlarımız. Dolayısıyla bundan 5-10-15 sene sonra yepyeni bir nesil yetiştiriyoruz. DEVA Partisinin ilkeleri ile bütünleşik bir şekilde yetişen, siyasi tecrübesi her gün artan yeni bir nesil yetiştiriyoruz. Bu ülkemiz için çok çok kıymetli. Vatandaşlarımız mevcut siyasi düzeni elinin tersi ile itiyor. Partilere oy verenler gönül rahatlığı ile oy vermiyor. Bunu gördük biz DEVA Partisi olarak. Onun için sıfırdan bir parti yaptık. Çok şükür çok da iyi gidiyor. Bugün 81 ilde 81 tane il başkanını görevlendirmiş durumdayız. 973 ilçenin 680’inde ilçe başkanlarımız görevinin başında. Sadece yönetim kurulu üyesi olan il ve ilçelerde toplam 12 bin arkadaşımız var. Artık o dönem bitti. 2001-2002’nin ortamında 28 Şubat’ın 2001 ekonomik krizinin ardından oluşan AK Partinin kuruluşunu bir bakıma getiren dönem şu anda yok. Şu an bambaşka bir dönemdeyiz. Artık AK Partiyi yöneten zihniyetin de miadı dolmuş durumda. Son kullanma süresi çoktan geçmiş durumda. Partinin de eskisi kadar münferit, güçlü şahsiyetlerden oluştuğunu izlemiyoruz doğrusu. İnsan kaynağı profili çok değişti. Tamamen tek kişiye odaklı. Tüm sistemin bir tek kişinin iki dudağı arasından çıkacağı konulara endekslenmiş bir siyasi yapı var o tarafta. Biz ortak akla, istişareye önem veriyoruz. Bambaşka bir başlangıç yaptık. İyi ki de yaptık” dedi. İKİ KRİZ ARASINDA FARK VAR
2001 ekonomik krizi ve şimdiki kriz arasındaki fark var mı sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Var. 2001-2002 senesi çok yüksek kamu borcunun olduğu, bankacılık sektörünün, zayıf bankaların tespit edildiği, -20 tane banka vardı biliyorsunuz- batan bankaların bütün sorumluluğu, bütün yükümlülüğü hazinenin üzerine kaldı, çünkü hazine o dönemde bankalara yüzde 100 garanti veriyordu. Kamu borcu çok yüksekti. Milli gelirin yüzde 74’ü oranında bir kamu borcu vardı. Faizler yüzde 66’ydı. Yüksek borç ve zayıf bankacılığın oluşturduğu bir kriz yaşıyorduk. Oysa bugün Türkiye’nin Avrupa Birliği tanımlı kamu borcu 2001-2002 yıllara baktığınız zaman ona göre çok düşük. Biz milli gelire oranla kamu borcunu yüzde 74’ten aldık, yüzde 28’e indirdik. Bugünlerde de yüzde 40 civarında. Kur sürekli hareketli olduğu için, borcun bir kısmında döviz olduğu için değişiyor ama yüzde 40 civarında. Yani 2002’ye göre hala düşük. Bir de şu an bankalarımız çok güçlü, çünkü zamanında yeni bir bankacılık yasası ile BDK’da Merkez Bankası tarafından iyi bir regrülasyonu ile bankaların bünyelerini çok güçlendirdik” şeklinde konuştu.
Babacan açıklamaların ardından Biga’ya hareket etti.
DEVA Parti Genel Başkanı Ali Babacan bir takım temaslarda bulunmak için Çanakkale’ye geldi. 9 Aralık Perşembe günü Yenice’de DEVA Partisi 1. Olağan Kongresine katılan Babacan dün ise Çanakkale’de basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ülkenin zor günlerden geçtiğini belirten Başkan Babacan şunları söyledi, “Her alanda önemli krizler yaşıyoruz. Artık bu krizler toplumumuzun çok geniş kesimlerini doğrudan etkilemeye başladı. Zaten ülkemizde ciddi alet ve hukuk krizi var. Dış politikada zaten bir kriz yaşıyorduk. Pandemi ile beraber sağlıkta çok da kötü yönetilmeyen bir kriz yaşadık. Eğitimde pandeminin sebep olduğu aksaklıklar belki de çok büyük bir eğitim krizine sebep oldu. Özellikle şu son aylarda tekrar hareketlenen ekonomik kriz gerçekten çok geniş kesimlerin daha da yoksullaşmasına sebep oldu. Çiftçilerimizin durumları oldukça sıkıntılı. Artan maliyetler sebebi ile çiftçilerimizin çoğu zarar ediyor. Esnafımız pandeminin getirdiği o yükü henüz üzerinden atabilmiş değil. Belki pandemiden sonra dükkanlar açıldı, iş yapıyorlar ama pandemi döneminde biriktirmiş oldukları borçları ödeme konusunda ciddi sıkıntılar var. Özellikle de bu hayat pahalılığı esnafla vatandaşı çok karşı karşıya getiriyor. Esnafımız bazen etiket yazmaktan, fiyat söylemekten çekiniyor. Vatandaşımıza o fiyatı söyleyecek cesareti bulmakta bazen esnafımız gerçekten çekingen davranabiliyor”
‘EV GENCİ’ DİYE BİR KESİM OLUŞTU
Gençlerin ülkede mutsuz ve umutsuz olduğunun altını çizen Ali Babacan, “Hatta bugün üniversite birde bile olsa mezun olunca iş bulamayacağına dair kanaat gençlerimizi çok çok kötü etkiliyor. Kongre konuşmamızda da söyledim. ‘Ev genci’ diye bir toplumsal kesim oluştu. Ev genci, işi olmayan, artık iş aramaktan da umudunu kesmiş evde yaşayan, daha çok gece ayakta olup gündüz dinlenen, ailesi dışında başka kimseyle muhatap olmayan bir genç kitle oluştu. Sokağa da çıkmak istemiyorlar, çünkü insanlar ile de muhatap olmak istemiyor” dedi.
2001’DEKİ SAYIN ERDOĞAN BAŞKA, BUGÜNKÜ ERDOĞAN BAŞKA
DEVA Partisi lideri ‘Önceki dönemlerde AK Partide bulunmaktan pişmanlık duydunuz mu?’ sorusunu ise şöyle cevapladı, “Hayır hiçbir zaman. 2002’de AK Partinin kurucusu olmam, 2002-2007 döneminde olağanüstü, Türkiye’nin reform dönemi, demokratikleşme, Avrupa Birliği süreci, ekonomimizi alıp 3500 dolardan, 12 bin 500 dolara çıkarmanın gururunu ben yaşıyorum. Hiçbir pişmanlığım yok, ama AK Partiyi dönem dönem incelemek lazım. 2001’de kurulan AK Parti başka, bugünkü AK Parti başka. 2001’deki Sayın Erdoğan başka, bugünkü Erdoğan başka. Dolayısıyla biz olduğumuz yerde durduk. Biz ilke ve değerlerimizden asla taviz vermedik. Zaten DEVA Partisini beraber kurduğumuz arkadaşlarımızın en önemli ortak özelliği aynı Türkiye’ye bakıyor olması. Yarınların Türkiye’si ile ilgili; vizyonumuzun, hedefimizin, aynı olması. Arkadaşlarımızın çoğu daha önce siyaset yapmamış arkadaşlar. Teşkilatımızın yüzde85’i daha önce hiç siyaset yapmamış arkadaşlarımız. Dolayısıyla bundan 5-10-15 sene sonra yepyeni bir nesil yetiştiriyoruz. DEVA Partisinin ilkeleri ile bütünleşik bir şekilde yetişen, siyasi tecrübesi her gün artan yeni bir nesil yetiştiriyoruz. Bu ülkemiz için çok çok kıymetli. Vatandaşlarımız mevcut siyasi düzeni elinin tersi ile itiyor. Partilere oy verenler gönül rahatlığı ile oy vermiyor. Bunu gördük biz DEVA Partisi olarak. Onun için sıfırdan bir parti yaptık. Çok şükür çok da iyi gidiyor. Bugün 81 ilde 81 tane il başkanını görevlendirmiş durumdayız. 973 ilçenin 680’inde ilçe başkanlarımız görevinin başında. Sadece yönetim kurulu üyesi olan il ve ilçelerde toplam 12 bin arkadaşımız var. Artık o dönem bitti. 2001-2002’nin ortamında 28 Şubat’ın 2001 ekonomik krizinin ardından oluşan AK Partinin kuruluşunu bir bakıma getiren dönem şu anda yok. Şu an bambaşka bir dönemdeyiz. Artık AK Partiyi yöneten zihniyetin de miadı dolmuş durumda. Son kullanma süresi çoktan geçmiş durumda. Partinin de eskisi kadar münferit, güçlü şahsiyetlerden oluştuğunu izlemiyoruz doğrusu. İnsan kaynağı profili çok değişti. Tamamen tek kişiye odaklı. Tüm sistemin bir tek kişinin iki dudağı arasından çıkacağı konulara endekslenmiş bir siyasi yapı var o tarafta. Biz ortak akla, istişareye önem veriyoruz. Bambaşka bir başlangıç yaptık. İyi ki de yaptık” dedi. İKİ KRİZ ARASINDA FARK VAR
2001 ekonomik krizi ve şimdiki kriz arasındaki fark var mı sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Var. 2001-2002 senesi çok yüksek kamu borcunun olduğu, bankacılık sektörünün, zayıf bankaların tespit edildiği, -20 tane banka vardı biliyorsunuz- batan bankaların bütün sorumluluğu, bütün yükümlülüğü hazinenin üzerine kaldı, çünkü hazine o dönemde bankalara yüzde 100 garanti veriyordu. Kamu borcu çok yüksekti. Milli gelirin yüzde 74’ü oranında bir kamu borcu vardı. Faizler yüzde 66’ydı. Yüksek borç ve zayıf bankacılığın oluşturduğu bir kriz yaşıyorduk. Oysa bugün Türkiye’nin Avrupa Birliği tanımlı kamu borcu 2001-2002 yıllara baktığınız zaman ona göre çok düşük. Biz milli gelire oranla kamu borcunu yüzde 74’ten aldık, yüzde 28’e indirdik. Bugünlerde de yüzde 40 civarında. Kur sürekli hareketli olduğu için, borcun bir kısmında döviz olduğu için değişiyor ama yüzde 40 civarında. Yani 2002’ye göre hala düşük. Bir de şu an bankalarımız çok güçlü, çünkü zamanında yeni bir bankacılık yasası ile BDK’da Merkez Bankası tarafından iyi bir regrülasyonu ile bankaların bünyelerini çok güçlendirdik” şeklinde konuştu.
Babacan açıklamaların ardından Biga’ya hareket etti.