Çanakkale’de bahar tınılarını nerelerde görüyorsunuz? Hani son zamanlarda, “lezzet avcısı” türevi bir çok yemek programı var ya, biz de bahar tınılarını avlayalım en ücra yerlerde. Var mısınız? Sabah saat 7.30-7.40 sularında güneş doğudan yeni doğarken, rüzgar yoksa ve doğal olarak deniz durgunsa, sahil boyundaki minicik çakıl taşlarının bile, upuzun gölgeleri düşüyor ıslak kuma. Sakin dalgaların geldiği yöne doğru. Şimdi takvimde nisansa neden çakıl taşları gölgelerini suya doğru uzatıyorlar mı demeli? Daha nisanın gelmesine birkaç gün kalsa da… Behçet Necatigil’e göndermeli bir mahiyette.
Hep aynı köşe başına çizilmiş bir çizgi roman kahramanı gibi rızık bekleyen bir esnafı, elinde sabah çayıyla bir parça güneş avlarken görürsünüz bu günlerde. Akşam güneşi güzele vururmuş ya, sabah güneşinin kime vurduğunu söyleyen söylenceler kötü niyetten değil, güneşin kucaklayıcılığını ifade etmek için. Bu son cümleyi mesaj olarak gönderseydim eğer sonuna gülen emoji koyardım. Sanırım zamanla her türlü yazıya (kitap, makale, gazete, dergi…) bu stilize grafik işaretlerden bolca koyulacak ve normalleşecek. Hoş! Ben telefon mesajlarında kullanmaya bile alışamadım ya hayırlısı. Psikolog ve psikiyatrların dediğine göre aslında insan her zaman beden diliyle anlaşırmış. Neden emojilere ihtiyaç duyulduğunu buradan daha iyi anlamak mümkün. Jestsiz, mimiksiz, dümdüz ama mükemmel bir gramer ve diksiyonla konuştuğunuzu bir düşünün. Ne kadar çekilmez olurdu. Bu manada, yazarken (yani sizinle konuşurken) duygu yakalamak çok önemli. Burada okur, işin içine dahil oluyor. Jestten, mimikten yoksun satırlardaki özel boşlukları bizzat kendisi dolduruyor. Yoksa duyguları, imla kurallarına tam olarak uysak da, geçirmek imkansız.
Bahar tınılarına dönecek olursak; küçük bir çocuğun, minik yeni doğmuş kuzular gibi diz boyu otlarda, sersem sepet koştuğunu gördünüz mü? En güzel ücra bahar tınılarından biri olduğuna eminim. Hele meyve ağaçları… Çiçeklerini döktü bazıları. Erik ve badem mesela. Artık yapraklarını görüyoruz ağaçların. Dikkatli bakarsanız minicik, üstü çiçekli meyvelerini de görebilirsiniz. Eğer benim gibi çağla sevenlerdenseniz “Allah’ım ne olur şu sıra kırağı falan yağmasın da meyvelerin çiçekleri de yanmasın, çok çağla olsun” demişsinizdir mutlaka. Vaktinden önce çiçek açan ağaçları duayla korumak ister gibi. Ama bahar avcısıysanız elinizi çabuk tutun. Zira ücra bahar emareleri şu sıra görülüyor, yani bu bahar arifesinde. Bahar gelince, zaten bahar geldiğinden, ücra bahar tınılarını bulmak için çok geç oluyor. Baharı kaçırmayın. Aslında hiçbir mevsimi kaçırmayın. Hoşçakalın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 30 Mart 2019 - 12:37
Bahar Avcısı
Çanakkale’de bahar tınılarını nerelerde görüyorsunuz? Hani son zamanlarda, “lezzet avcısı” türevi bir çok yemek programı var ya, biz de bahar tınılarını avlayalım en ücra yerlerde
YAZARLAR
30 Mart 2019 - 12:37
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir