Bahçelerde İlkbahar

Tam kapanma döneminin ilk haftasını tamamladık kıymetli okur. Her ne kadar birçok kişinin muaf olduğu yönünde yorumlar yapılıyor olsa da hayatın akışında bir yavaşlama olduğu ise aşikâr. Peki yaşadığımız bu dönemin adı tam kapanma olur mu orası yine bizi aşan konular.
Birçok soru sormuştuk geçen hafta, soruların birinde de çalışmak zorunda olan anne babaların akıllarında ki soru işaretleriydi şüphesiz. Konu ile alakalı bir girişim yapıldı ve kreş, gündüz bakım evi, çocuk kulübü gibi kurumların kısıtlamadan muaf kişilerin çocuklarına hizmet verebileceği ifade edildi.
Öğrencilerin ekran başındaki macerasının son sürat devam ettiği bu günlerde sokağa çıkma yasaklarının da oluşturabileceği bir baskı pek tabi ki mümkün. Süreç hakkında çocuklar korkutulmadan bilgilendirilmeli, bugünlerin en az hasarla atlatılabilmesi için ev içerisinde ilgi çekici etkinlik ve oyunlarla zaman geçirilebilir.
Bu süreçte müstakil konutlarda yaşayanlar, özellikle de çocuklar çok şansı değil mi kıymetli okur? Havaların da ısınmaya başladığı şu günlerde bahçelerde nefes alabilmek, doyasıya oynayabilmek, çok büyük bir lütuf diye düşünüyorum.
Bu hafta için de bir bilgi köşesi açalım ve Çocuklarda Dikkat Eksikliği Bozukluğundan bahsedelim. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun alt basamağı olan Dikkat Eksikliği bozukluğu uzun yıllar bir hastalık olarak görülmemiş, tek başına bir hastalık olarak kabul edilmeyip müdahale edilemediği için de kişi bir ömür boyu başarısız olarak nitelendirilmiştir. Bu durumun artık genetik kökeni de olan bir hastalık olduğu kabul edilmiştir.
Genellikle okul çağı ile birlikte fark edilen bu bozukluk çocukluk döneminde erkek bireylerde daha fazla görülürken ilerleyen yaşlarda kadınlarda daha sıklıkla karşımıza çıkabilmektedir.
Okul ile birlikte gözlenen akademik başarısızlık dikkat eksikliği hakkında bize ilk sinyalleri verir. Konuşanı dinlememe, hayallere dalma, uyum sorunları, rutin işlerin yapımında yaşanan zorluklar bize dikkat eksikliği ile alakalı ipuçları verecektir. Ancak bu tanıyı koyabilmek için tiroit problemleri, uyku bozuklukları, anksiyete, depresyon ve kurşun zehirlenmesi gibi durumların yaşanmadığına emin olunmalıdır. Çünkü bu durumlar da dikkat eksikliği bozukluğu benzeri tablolara neden olabilmektedir.
Bu faktörlerin olmadığına kanaat getirildikten sonra yetişkinler ve çocuklar için uygulanan ayrı ayrı dikkat eksikliği testleri ile tanı konulabilir. Tanı konulduktan sonra geçilecek tedavi süreci ise ilaçlı ya da ilaçsız olarak planlanır. Buna hastanın yaşı, cinsiyeti, ek hastalıkları, hiperaktivitesi gibi durumları hakkında yapılan değerlendirmeler neticesinde karar verilir.
İlaçsız tedavilerde zihinsel ve fiziksel egzersizler, terapiler ve eğitim sürecin vazgeçilmez bölümlerindendir. Sizler de böyle bir durumda, böyle belirtilerle karşı karşıyaysanız bir uzmana başvurmanızda fayda var.
Bu haftayı da Friedrich Nietzsche ile noktalayalım kıymetli okur.
"Unutkanlar şanslıdır; çünkü hatalarının derdini çekmezler."
Herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla.