Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Köy Enstitülerinin Kuruluş Yıl Dönümü ile ilgili bir mesaj yayımladı.
Mesajında ''Yeni kurulan genç Türkiye Cumhuriyetini ayağa kaldıran, vatandaşlarını eğitim ve bilimin ışığıyla tanıştıran, ülkemiz eğitim tarihinde çok önemli bir yeri bulunan Köy Enstitüleri; dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün himayesinde, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un çabaları ile 17 Nisan 1940 tarihinde kurulmuştur. Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Pakize Türkoğlu, Hatun Birsen Başaran, Ali Dündar, Mehmet Uslu ve Dursun Akçam gibi ülkemizin önde gelen yazar ve düşünürlerinin de yetiştiği Köy Enstitüleri tarihine baktığımızda, gerçekten ülkemize umut olduğunu görüyoruz. Zira Köy Enstitüleri; bir eğitim kurumu olmanın çok ötesindedir. O tarihlerde ülkenin okuma-yazma oranı yüzde 5’leri geçmezken, memleketin en ücra köşelerine eğitim, bilim yuvaları kurulmuştur. Köy Enstitülerinin çalışmaları bununla da sınırlı kalmamış; tarım, hayvancılık, sanat, ev ekonomisi, zanaat, el işi gibi pek çok alanda bölge insanını ve bölgeyi hem canlandıracak hem de kalkındıracak faaliyetler yürütülmüştür. Faaliyette bulunduğu 14 yıllık süre zarfında köy enstitüleri bünyesinde yürütülen çalışmalar neticesinde on binlerce tarla tarıma elverişli hale getirilmiş, binlerce yeni fidan toprakla buluşturulmuş, tarım ve hayvancılık ciddi anlamda canlandırılmıştı. Enstitülerden yetişen 17 binden fazla öğretmen ülkenin dört bin yanındaki gençlere ve vatandaşlara yeni bir ufuk, aydınlık bir gelecek umudu, müfredat eğitimin yanı sıra, yeni uğraşlar, yeni beceriler kazandırmıştı. Canlı bedeninin suya olan ihtiyacı gibi toplumun eğitime olan ihtiyacını kapsamlı bir şekilde ele alan, yalnızca eğitim değil, çağdaşlık ve kalkınma için de önemi büyük olan Köy Enstitüleri; ne yazık ki 1954 yılında kapatıldı. Eğer kapatılmasaydı eğitimde ne denli bir gelişmişlik yakalanabileceğini günümüzden bakınca bile görmek mümkün. Her zaman ifade ettiğim üzere, toplum hayatının yegane can suyu eğitimdir. Her ne kadar kapatılmış olsa da tarihimizde var olan Köy Enstitülerinden yayılan eğitim ve üretim aşkının, işbirliği ruhunun her zaman hatırlanması ve sonraki nesillere de ilham olması temennimdir. Açık kaldığı süre boyunca gerçekleştirilen faaliyetlere baktığımızda, bir dönemin gençlerine ve yurttaşlarına eğitim başta olmak üzere pek çok alanda ışık tutan, ufuk açan, vatandaşları çağdaşlık ve aydınlanma ile buluşturan Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümünü kutluyor, kısa süre içinde çok işler başaran bu kurumun tüm emektarlarını saygı ve rahmetle anıyorum'' ifadelerine yer verdi.
Mesajında ''Yeni kurulan genç Türkiye Cumhuriyetini ayağa kaldıran, vatandaşlarını eğitim ve bilimin ışığıyla tanıştıran, ülkemiz eğitim tarihinde çok önemli bir yeri bulunan Köy Enstitüleri; dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün himayesinde, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un çabaları ile 17 Nisan 1940 tarihinde kurulmuştur. Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Pakize Türkoğlu, Hatun Birsen Başaran, Ali Dündar, Mehmet Uslu ve Dursun Akçam gibi ülkemizin önde gelen yazar ve düşünürlerinin de yetiştiği Köy Enstitüleri tarihine baktığımızda, gerçekten ülkemize umut olduğunu görüyoruz. Zira Köy Enstitüleri; bir eğitim kurumu olmanın çok ötesindedir. O tarihlerde ülkenin okuma-yazma oranı yüzde 5’leri geçmezken, memleketin en ücra köşelerine eğitim, bilim yuvaları kurulmuştur. Köy Enstitülerinin çalışmaları bununla da sınırlı kalmamış; tarım, hayvancılık, sanat, ev ekonomisi, zanaat, el işi gibi pek çok alanda bölge insanını ve bölgeyi hem canlandıracak hem de kalkındıracak faaliyetler yürütülmüştür. Faaliyette bulunduğu 14 yıllık süre zarfında köy enstitüleri bünyesinde yürütülen çalışmalar neticesinde on binlerce tarla tarıma elverişli hale getirilmiş, binlerce yeni fidan toprakla buluşturulmuş, tarım ve hayvancılık ciddi anlamda canlandırılmıştı. Enstitülerden yetişen 17 binden fazla öğretmen ülkenin dört bin yanındaki gençlere ve vatandaşlara yeni bir ufuk, aydınlık bir gelecek umudu, müfredat eğitimin yanı sıra, yeni uğraşlar, yeni beceriler kazandırmıştı. Canlı bedeninin suya olan ihtiyacı gibi toplumun eğitime olan ihtiyacını kapsamlı bir şekilde ele alan, yalnızca eğitim değil, çağdaşlık ve kalkınma için de önemi büyük olan Köy Enstitüleri; ne yazık ki 1954 yılında kapatıldı. Eğer kapatılmasaydı eğitimde ne denli bir gelişmişlik yakalanabileceğini günümüzden bakınca bile görmek mümkün. Her zaman ifade ettiğim üzere, toplum hayatının yegane can suyu eğitimdir. Her ne kadar kapatılmış olsa da tarihimizde var olan Köy Enstitülerinden yayılan eğitim ve üretim aşkının, işbirliği ruhunun her zaman hatırlanması ve sonraki nesillere de ilham olması temennimdir. Açık kaldığı süre boyunca gerçekleştirilen faaliyetlere baktığımızda, bir dönemin gençlerine ve yurttaşlarına eğitim başta olmak üzere pek çok alanda ışık tutan, ufuk açan, vatandaşları çağdaşlık ve aydınlanma ile buluşturan Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümünü kutluyor, kısa süre içinde çok işler başaran bu kurumun tüm emektarlarını saygı ve rahmetle anıyorum'' ifadelerine yer verdi.