Ahmet ERTAN
Genç bir adam ya da kız..
Bir süper market ve ya AVM önünde yanınıza gelir..
Öğrenci olduklarını, bir anket yaptıklarını ve anket başına pirim aldıklarını söyleyerek rica eder..
Siz de vaktiniz arsa (ki, bu genellikle hafta sonu olur)
Abi, anketimize katılır mısınız? Hayır.. Sağol..
Abi.. Lütfen bak, ben öğrenciyim yaptığım anket başına prim alıyorum, okul harçlığım çıkıyor.
Lütfen..
Tamam, hadi yapalım..
'Bir anda içinizden; ya yapsam ne olacak?
Çocuk bak.. hem okuyor hem de para kazanıyor' diye düşünürsünüz..
Anketi yaparsanız..
Yapılacak çekiliş sonucunda kazanırsanız sizi bedava tatile göndereceklerini söylüyorlar..
Siz pek ciddiye almazsınız..
Çünkü hiçbir hizmet veya ürünün bedelsiz dağıtılmadığını biliyorsunuzdur artık..
Teklifi ciddiye aldığınızdan değil ama içinizde bir öğrenciye yardım etmenin mutluluğuyla ayrılırsınız oradan..
Soruları cevapladığınız bu iki dakikanın içinde nasıl bir serüvene atıldığınızdan habersiz..
Günlük yaşamınıza devam edersiniz..
Üç-dört gün sonra telefonunuz çalmaya başlar..
Sizin ücretsiz tatil kazandığınızı müjdelerler..
Edremit'teki tesislerinde.. Üç gece, dört gün ya da iki gece, üç gün tatil yapabileceğinizi söylerler..
Bunu neden yaptıklarını sorgularsanız eğer.. 'Tesisimi tanıtmak istiyoruz.. Gazete ilanlarına çok harcama yaptıklarını ve yeterli geri dönüşüm alamadıklarını.. Tesisi bire bir tanıtmanın daha doğru olduğunu, bizim de tesis de kaldıktan sonra arkadaşlarımıza/komşularımıza anlatacağımızdan emin olduklarını' söylerler..
Üç gece, dört gün beleşten yiyip içip, yatacaksınız..
Yol parası bile vermeyeceksinizdir. Servisleriyle götüreceklerdir tesise..
Farkında değilsinizdir ama.. Siz artık bir 'sazan'sınız, onların gözünde..
Bavulunuzu hazırlayıp, heyecanla servisin yapılacağı yere gidersiniz..
İki saatlik yorucu bir yolculuktan sonra ulaşırsınız tesise..
Burada 'Turizm öğrencisi' olduğunu söyleyen gençler karşılar sizi..
Yemeğe götürülürsünüz..
Gençler de sürekli olarak tesisi anlatırlar..
Haaa.. Yemek dediğin de, nohutlu pilav ve ayran..
Bavulunuz yanınızdadır.. Tesise giriş yapmayı bekliyorsunuzdur..
'Toplantıdan sonra..'diye yanıtlar gençler..
Toplantı salonuna doğru iteklenirsiniz..
Salon kalabalıktır..
Sizin gurubunuzdan başka guruplar da vardır..
Yüksek sesle çalınan müzikle birlikte insan sesleri, gürültüyü çekilmez hale getirmiştir..
Tezgah kurulmuş, 'keriz silkeleme operasyonu' başlamıştır artık..
Burada, devre mülk almaya zorlanırsınız..
Biraz önce sıcak sunumlarda bulanan sözüm ona 'Turizm öğrencilerinin hepsi birden saldırır üzerinize..
Nezaketle istemediğinizi söylersiniz ama fayda vermez..
Öyle ısrar ederler ki, 'Bu toplantı bitse de odalarımıza çıksak' moduna girersiniz ama ne fayda..
Bir türlü bitmez..
Üç saat, beş saat..
Eğer ikna olmuyorsanız.. 'Bu kağıtları imzalayın. İmzalayın ki, kazandığımz tatil yedek üyelere aktarılmasın' diye önünüze sürüverirler..
İmzalarsan geçmiş olsun..
Süper paralara alınmış bir devre mülkün olmuştur..
Ehhh ne yapacaksın.. İster istemez ödeyeceksin artık..
Yok..Hiçbir yere imza atmadıysan eğer, kurtardın..
Hemen terk et orayı,servisi filan da unut..
Yola çıkarsan, geçen minibüslerle en yakın otogara gidebilirsin.. Ee,
bizim tatil ne oldu?. diye de sormayın sakın..
Öfkeden dişlerinizden olabilirsiniz.. A
ğzınıza gelen küfürleri de sayıp dökmekten vazgeçin.. Geçmiş olsun..
'Keriz' yerine konulmak nasıl bir duygu diye merak eden okurlar varsa.. Bu anketlere katılmanızı öneririm..
Genç bir adam ya da kız..
Bir süper market ve ya AVM önünde yanınıza gelir..
Öğrenci olduklarını, bir anket yaptıklarını ve anket başına pirim aldıklarını söyleyerek rica eder..
Siz de vaktiniz arsa (ki, bu genellikle hafta sonu olur)
Abi, anketimize katılır mısınız? Hayır.. Sağol..
Abi.. Lütfen bak, ben öğrenciyim yaptığım anket başına prim alıyorum, okul harçlığım çıkıyor.
Lütfen..
Tamam, hadi yapalım..
'Bir anda içinizden; ya yapsam ne olacak?
Çocuk bak.. hem okuyor hem de para kazanıyor' diye düşünürsünüz..
Anketi yaparsanız..
Yapılacak çekiliş sonucunda kazanırsanız sizi bedava tatile göndereceklerini söylüyorlar..
Siz pek ciddiye almazsınız..
Çünkü hiçbir hizmet veya ürünün bedelsiz dağıtılmadığını biliyorsunuzdur artık..
Teklifi ciddiye aldığınızdan değil ama içinizde bir öğrenciye yardım etmenin mutluluğuyla ayrılırsınız oradan..
Soruları cevapladığınız bu iki dakikanın içinde nasıl bir serüvene atıldığınızdan habersiz..
Günlük yaşamınıza devam edersiniz..
Üç-dört gün sonra telefonunuz çalmaya başlar..
Sizin ücretsiz tatil kazandığınızı müjdelerler..
Edremit'teki tesislerinde.. Üç gece, dört gün ya da iki gece, üç gün tatil yapabileceğinizi söylerler..
Bunu neden yaptıklarını sorgularsanız eğer.. 'Tesisimi tanıtmak istiyoruz.. Gazete ilanlarına çok harcama yaptıklarını ve yeterli geri dönüşüm alamadıklarını.. Tesisi bire bir tanıtmanın daha doğru olduğunu, bizim de tesis de kaldıktan sonra arkadaşlarımıza/komşularımıza anlatacağımızdan emin olduklarını' söylerler..
Üç gece, dört gün beleşten yiyip içip, yatacaksınız..
Yol parası bile vermeyeceksinizdir. Servisleriyle götüreceklerdir tesise..
Farkında değilsinizdir ama.. Siz artık bir 'sazan'sınız, onların gözünde..
Bavulunuzu hazırlayıp, heyecanla servisin yapılacağı yere gidersiniz..
İki saatlik yorucu bir yolculuktan sonra ulaşırsınız tesise..
Burada 'Turizm öğrencisi' olduğunu söyleyen gençler karşılar sizi..
Yemeğe götürülürsünüz..
Gençler de sürekli olarak tesisi anlatırlar..
Haaa.. Yemek dediğin de, nohutlu pilav ve ayran..
Bavulunuz yanınızdadır.. Tesise giriş yapmayı bekliyorsunuzdur..
'Toplantıdan sonra..'diye yanıtlar gençler..
Toplantı salonuna doğru iteklenirsiniz..
Salon kalabalıktır..
Sizin gurubunuzdan başka guruplar da vardır..
Yüksek sesle çalınan müzikle birlikte insan sesleri, gürültüyü çekilmez hale getirmiştir..
Tezgah kurulmuş, 'keriz silkeleme operasyonu' başlamıştır artık..
Burada, devre mülk almaya zorlanırsınız..
Biraz önce sıcak sunumlarda bulanan sözüm ona 'Turizm öğrencilerinin hepsi birden saldırır üzerinize..
Nezaketle istemediğinizi söylersiniz ama fayda vermez..
Öyle ısrar ederler ki, 'Bu toplantı bitse de odalarımıza çıksak' moduna girersiniz ama ne fayda..
Bir türlü bitmez..
Üç saat, beş saat..
Eğer ikna olmuyorsanız.. 'Bu kağıtları imzalayın. İmzalayın ki, kazandığımz tatil yedek üyelere aktarılmasın' diye önünüze sürüverirler..
İmzalarsan geçmiş olsun..
Süper paralara alınmış bir devre mülkün olmuştur..
Ehhh ne yapacaksın.. İster istemez ödeyeceksin artık..
Yok..Hiçbir yere imza atmadıysan eğer, kurtardın..
Hemen terk et orayı,servisi filan da unut..
Yola çıkarsan, geçen minibüslerle en yakın otogara gidebilirsin.. Ee,
bizim tatil ne oldu?. diye de sormayın sakın..
Öfkeden dişlerinizden olabilirsiniz.. A
ğzınıza gelen küfürleri de sayıp dökmekten vazgeçin.. Geçmiş olsun..
'Keriz' yerine konulmak nasıl bir duygu diye merak eden okurlar varsa.. Bu anketlere katılmanızı öneririm..