Merhaba sevgili okur,
Yakın zamanda aldığım bir eğitimde; eğitimin koordinatörü olan kişi, katılımcılara bir soru yöneltti: “Merhaba ben...... Ben ben olmasaydım………olurdum. Çünkü…..” şeklinde. Boşluk tamamen size ait. İstediğiniz mesleği yazma hakkınız var.
Benim cevabım “Merhaba ben Işık. Ben ben olmasaydım oyuncu olurdum. Çünkü hayalini kurup merak ettiğim tüm meslekleri yaşama imkânım olurdu” şeklinde oldu.
Hepimizin kararlarını sorguladığı, “keşke” dediği anlar oluyordur elbette. Meslek seçimlerimizde de yetenek ve isteklerimizden çok, aldığımız puanlar doğrultusunda yaptığımız tercihler yıllar sonra bizleri bu seçimlerimizi düşünmeye itiyor. Yıllarca hiç sevmediğimiz bir mesleği icra etmek ve sevmeden yaptığımız bir işte mutsuz olmak zorunda kalabiliyoruz. Kendimizi doğru tanımamakla ve yanlış yönlendirmelerin sonucuyla ilgili bir şey bu aslında.
Kendim için dönüp baktığımda yaklaşık 15 yıllık bir çalışma hayatından sonra istifa edip aslında sevdiğim, ilgi alanım olan ve beni mutlu eden yolu keşfedip o yolda ilerlemeye çalıştığımı görüyorum. Günümüz koşullarını ve ülkemizi düşündüğümüzde bu kararı alıp uygulayabildiğim için tabii ki şanslı taraftayım. Maalesef sahip olduğumuz sorumluluklar her zaman bu şansı tanımıyor herkese. Bu yüzden toplumların sevdiği işleri yapan bireylerden oluşabilmesi için, ebeveynler olarak çocuklarımızın meslek seçimlerinde, onların karşılarında değil yanlarında olmamız gerektiğine inanıyorum. Bizimle aynı yolu seçmek ya da çok para kazanacak bir meslek sahibi olmak zorunda değiller. Ama mutlu olacakları bir işi yapmak zorundalar. O zaman verimli olurlar, o zaman başarıyı bulurlar, o zaman çalışmamış gibi hissedip “her gün ben bunu neden yapıyorum” demezler. Mutlu olduklarında etraflarına verdikleri enerji de pozitif yönde olacaktır.
Ebeveynlerin, çocuklarının kendilerini tanımları için fırsatlar yaratmak birinci önceliği olmalıdır. Akademik branşlar yanında sosyal alanlarda da ilgi alanlarını tespit edebilmeleri için sağlayacağımız fırsatlar çocuklarımızın meslek seçimlerinde önemlidir. Kendilerini iyi hissedecekleri alanları keşfetmeleri hem kendi mutlulukları hem de toplum mutluluğu için kıymetlidir. Picasso olmak istemeyen bir çocuğa resimle ilgilensin diye zorlamalar yapmak yerine sevdiği alanla ilgili desteklemek veya Picasso olmak isteyen bir çocuğa da yeteneklerinin ona yetip yetmediğini inandıracak şekilde göstermek gerekir.
Bu defa biz ebeveynler için ifade etmeye çalıştığım hususların ışığında haftanın önerisi olarak sizlere bir kitap değil bir film önermek istiyorum. Formasyon eğitimi aldığım zamanlarda izlememizi tavsiye ettikleri ve çok etkilendiğim Roberto Benigni’nin yönettiği “Hayat Güzeldir” filmi. Kendi halinde yaşayan bir kitapçının yaşadıkları kötü olaylar silsilesinde çocuğunu ortamın çirkinliğinden uzak tutmak için uydurduğu bir oyun ve çocuğuna hayatın ne olursa olsun güzel olduğunu göstermeye çalışan bir baba.
Ebeveyn olmak bazen yazdığın bir tiyatro oyununu oynamaktır.
Sevgiyle kalın.
Çocuk Kitabı Yazarı Işık SARAÇ
YAZARLAR
Yayınlanma: 27 Ocak 2022 - 09:26
Ben ben olmasaydım…
Merhaba sevgili okur, Yakın zamanda aldığım bir eğitimde; eğitimin koordinatörü olan kişi, katılımcılara bir soru yöneltti: “Merhaba ben
YAZARLAR
27 Ocak 2022 - 09:26
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir