İnsanoğlu geçmişten bugüne hem bedenen hem zihnen ve hem de ruhen bir gelişim süreci içinde. Farklı dönemlerde ve kültürlerde daima ileriye doğru bir gelişme olmuş ve “insan bilinci” yavaş yavaş yükselerek bugünün insanlık ve medeniyet seviyesine gelmiştir. Tabi tarihin “kadim ve henüz dillendirilmemiş” dönemlerindeki yüksek insanlık seviyeleri hakkında net bilgilerimiz olmadığından tarihin belli bir aşamasını bilemiyoruz. Teknolojinin daha da hızlanıp mekan enerjilerinin de okunabileceği dönemlerde şu anki bilgilerimizden çok daha fazlasına sahip olacağımızı biliyorum ama o zamanlara kadar bilimin bize gösterebildiği kadarıyla devam edeceğiz. En azından bir süre daha…
Şifa… Üzerine yazmakla, konuşmakla, düşünmekle bitmeyecek derin bir konu. İnsan var olduğundan beri içinde şifaya dair hep bilgiler vardı. Belki ilk önceleri bu bilgileri içgüdüsel kullandı ve kalbini de şifaya odaklayarak bir şeyleri keşfetti. Sonrasında farkındalığı geliştikçe, doğayla ve iç sesiyle uyum içinde yaşadıkça, yaratıcıyla bağlantıda olduğunu da bilerek çok daha fazla bilgiye ulaştı. Yerleşik olan medeniyetler bu farkındalıklarını kayda almayı ve bilgiyi biriktirmeyi başardı. Asırlarca biriktirilen bu bilgiler günümüze ulaştı çok şükür. Tabi bugüne gelene kadar mutlaka kayıplar olmuştur tarih sürecinde. Özellikle bilimin yükseldiği Yeni Çağ döneminde tarihin tozlu raflarına itilen şifaya dair konular, bilimin belirgin şekilde öne çıktığı dönemlerde hurafe olarak olabilir. Ne var ki asırlarca birikerek gelen o değerli bilgilerin yerini bilim dolduramaz. Bilimin de yeri doldurulamayacağı gibi! Bir bütünün iki farklı parçası gibidir şifa ve bilim… Gerçeğin iki farklı ucu ama birbiri olmadan da eksik olan parçalar… İnsanlık gerçek potansiyeline ancak bu farklı parçanın da önemini fark edip dengelendiğinde gelebilecek! Ameliyathane de doktorların bir adım gerisinde şifa ve enerji çalışmaları yapan bir grubun olduğunu düşünsenize… Örnekler çoğaltılabilir her alanda ve sektörde. Ben böyle bir ekiplerin bir arada çalıştığını düşündüğümde çok heyecanlanıyorum. Gerçek mucizeleri bu birliktelikte ve ekiple daha çok yaşayabiliriz diye düşünüyorum…
Şifa, bedensel, zihinsel ve duygusal dengeyi geri kazanmak, iyileşmek ve bütünleşmek anlamına gelir. İnsanın enerji bedeni, yaşam enerjisi ya da ruhsal gücü, bedensel, zihinsel ve duygusal sağlığını oldukça etkiler. Şifa, bu enerji bedenindeki dengesizlikleri düzeltmek, enerji akışını sağlamak ve var olan blokajları çözmek anlamına gelir ve bütün şifa ve enerji çalışmaları da bu minval üzeredir. Yani şifa, bir kişinin içsel potansiyeline ulaşmasını ve tam bir bütünlük hissiyle yaşamasını destekler. Bu, hastalıkları iyileştirmek, fiziksel acıları hafifletmek, zihinsel stresi azaltmak, duygusal yaraları onarmak veya ruhsal açıdan büyümek gibi farklı şekillerde kendini gösterir ve kişinin tekamül sürecine hizmet eder.
Şifanın temelinde, beden, zihin ve ruh arasındaki bağlantıyı dengede tutmak yatar. Negatif düşünceler, duygusal travmalar, enerji blokajları veya düzensiz enerji akışı gibi faktörler, spiritüel dengeyi bozabilir ve bu da fiziksel ve duygusal hastalıklara yol açabilir. Şifacılar, bu enerji dengesini yeniden sağlamak için farklı teknikler ve yöntemler kullanır. Bu, enerji çalışmaları, meditasyon, nefes egzersizleri, dua, şifa taşları, bitkisel tedaviler, atalardan gelen gen çalışmaları veya diğer alternatif yöntemleri içerebilir.
Spiritüel şifa, sadece semptomları tedavi etmek yerine, kök nedenlere odaklanır. İnsanın içsel gücünü harekete geçirerek, kendini iyileştirmesini ve bütünsel bir dengeye kavuşmasını sağlar. Ayrıca, şifa sürecinde kişinin kendi farkındalığını artırmasını, içsel derinliklerine inmesini ve büyümesini teşvik eder. Böylece kişi kendini daha çok tanıyarak ve fark ederek dönüşmeye, kendini farklı bir bakış açısıyla yeniden var etmeye başlar.
Bilim, şifa çalışmalarından öte bir şekilde daha somut gerçekler üzerinden ilerler. İlaç konusunda net bir tavrım vardır ve insan beyninin ilaçtan daha güçlü olduğunu düşünürüm ama yine de bazı durumlarda ilaçların fonksiyonunu da yadsıyamam. Sadece bilinçli olmaktan ve öncelikle hastalığın inanç ve düşünce bazındaki etkilerine odaklanmaktan ve kök inançları dönüştürmekten yanayım. Bunun yanında gerektiğinde ve gerektiği dozlarda ilaç kullanılabilir elbette. Süreci desteklemek anlamında ilaç kullanmayı uygun buluyorum.
Ben “denge”yi hayat felsefesi edinen birisi olarak bilim-şifa birlikteliğini destekliyorum ve ikisi yan yana yürüdüğünde insanlığın çok ciddi sıçramalar yapacağına inanıyorum. Sanırım zaman olarak tam da bu noktaya geldik… “Zamanın Ruhu” bize dengeye gelmemiz ve her iki noktayı da birlikte ele almamız gerektiğini fısıldıyor gibi…
Sevgiyle… Emel Uğur Kırıcı
Sevgiyle… Emel Uğur Kırıcı