Herkese merhaba,
Birkaç gün önce sosyal medyaya da yansıyan üzücü bir olay yaşandı. Bir genç adam, sesinden rahatsız olduğu gerekçesi ile küçük bir köpeği öfkeyle yere çarparak öldürdü. Şuan da ev hapsinde. Bu gibi olaylar yüreklerimizi sızlatsa da ne yazık ki ilk ve son olmadığını biliyoruz. Caydırıcı’ cezalandırmaların yanında, gerçek bir rehabilite desteği vermeden bu tür zararlı davranışlardan ve sonuçlarından kurtulabilmemiz epeyce zor. Öfke kontrolsüzlüğü ve beraberinde gelen şiddet maalesef hayatımızın içine karışmakta. Yolda yürürken çocuğuna sinirle bağıran ebeveynlere, trafikte ufak bir anlaşmazlık yüzünden kavgaya tutuşanlara rastlamak mümkün. Özellikle kalabalık muhitler de yani insanların yoğun olduğu her yerde sadece oradan geçerken bile bu tarz olumsuz davranışlar ile karşı karşıya kalabiliyoruz.
Peki nedir bu öfke? Kontrol edebilmek, başa çıkabilmek mümkün mü?
Bu oldukça geniş ve bir çok ruhani rahatsızlığı da kapsayabilen bir konu. Fakat tabi ki burada bu durumun klinik yada terapi boyutundan bahsetmeyeceğim. Hepimizin hayatına dahil edebileceği faydalı noktaları paylaşmak istiyorum.
Şimdi öncelikle şunu anlamamız gerekiyor ki öfkeye neden olan şey, olaylara bakış tarzımızdır,düşüncelerimizdir. Beynimizde insanların nasıl davranması yada davranmaması gerektiği konusunda kendimize göre bir kriter oluştururuz. Karşımızdakinin kriterimize uygun olmayan bir davranış sergilediğini düşündüğümüzde de bunun ‘yanlış’ olduğu fikrine kapılır ve öfke duymaya başlarız. Fakat şunu kabul etmemiz gerekiyor ki, Sizin bakış açınız ne denli önemli ise karşınızdakinin de o denli önemlidir. Ayrıca aynı olayı zaman içerisinde kendinizin bile daha farklı algılaması mümkündür.
Öfkeye neden olan, olaylara bakış açımızdır dedik. Bunu devam ettiren de yine kendi düşünce hatalarımız ve eylemlerimizdir. Birine ‘beni sinirlendiriyorsun’ demek,öfkemiz için gerekçeler bulup bir suçlu göstermek kendimizi kandırmak demektir. Kendi düşünce ve duygularımız sebebi ile başkalarını suçladığımız sürece davranışlarımızı,dolaylı olarak da yaşam kalitemizi olumlu yönde değiştiremeyiz. Bu sebeple öfke ile mücadele de yapılacak ilk şey duygu ve davranışlarımızın sorumluluğunu üstlenmek ve düşüncelerimiz,duygularımız ve davranışlarımız arasındaki bağlantıyı farketmektir.
Bazı insanların daha fazla yada çabuk öfkelenmesinin çeşitli sebepleri vardır. Öfkeli aileler de yetişen,istismara uğramış çocuklar,alkol uyuşturucu bağımlılıkları,genetik faktörler,fiziksel ve duygusal bozukluklar ve sosyokültürel durum bunlara örnektir,Ve sosyokültürel açıdan değerlendirdiğimizde kızgınlık olumsuz bir duygu kabul edilir. Bizlerin de bu tür duyguları ifade etmemize müsaade edilmez. Dolayısı ile bu duygu ile nasıl başa çıkacağımızı öğrenemeyiz. Bunu konunun özellikle çocukların gelişiminde çok önemli olduğu kanısındayım. Duyguların bastırılması ve yokmuş gibi yönlendirilmesi,bunlar hakkında konuşulmaması kişilik gelişimini olumsuz etkilemektedir.
Öfkeye karşı mücadelemizde hedefimiz ‘sakin olmak’tır. Elbette bu uzun vadeli bir hedeftir fakat bağımlılıklardan kurtulma mücadeleleri de aslında bu şekilde başlar. Sorunu kabul ederek ve bu sorunun sorumluluğunu üzerimize alarak. ‘Öfke sorunum var,fakat bu benim düşüncelerimden, olaylara bakış tarzımdan kaynaklanıyor’ dediğiniz de, bu duygunuz için çevreyi suçlamadığınızda, ilk adımı atmış olacaksınız. Olumsuz otomatik düşüncelerimizin yerini olumluları ile değiştirmeyi öğrenmemiz gerekli ki bu konuya bir sonraki yazımda daha detaylı değineceğim. Gün içerisinde yapacağınız nefes egzersizleri de sakinleşmede ve gevşemede oldukça yardımcı görevde olacaktır. Klasik müzik dinlemenin de sakinleşmede etkili olduğu bilinir.
Karşınızdaki kişiye sakin, dürüst,net bir şekilde kendinizi ifade etmelisiniz. Sorununuz ne ise bunu kibarca ama açıkca söylemelisiniz. Hemen bir sonuç alamayabilirsiniz. Zaman tanımaktan çekinmeyin.Unutmayın sağlıklı ilişkilerin temeli doğru iletişime dayalıdır.
Kabul etmelisiniz ki, dünyayı kontrol edemezsiniz.Bir düşünceye kapılıp insanları buna ikna edene kadar zorlamaktan vazgeçin,herkes sizin gibi düşünmek zorunda değildir.İnsanların sizlerden farklı düşünce ve inançlara sahip olması normaldir. Bu elbette ki sizin içinde geçerlidir. Karşınızda ki insanlara ve tüm canlılara saygı duymayı öğrenmelisiniz.Birisinin sizinle aynı fikirde olmaması,dediğinizi yapmaması onun kötü olduğu anlamına gelmez. Hayatınızda farklı renklere yer açın!
Elbette kişisel çabalarınıza rağmen öfkenizi kontrol edemiyosanız,bu davranışlarınız sizin ve çevreniz için tehtit edici bir durum halini aldıysa,bunun ciddi bir sağlık sorunu olduğunu kabullenip bir uzmandan yardım almalısınız. Ruhsal rahatsızlıkların da fiziksel rahatsızlıklar kadar doğal ,olabilecek normal süreçler olduğunu ve kendi sağlığınız, aynı zamanda toplumun sağlığı için mutlaka çözümlenmesi gerektiğini unutmayınız. Mutlu ve sakin haftalar diliyorum…
Bengü İncesu
Psikolog,Aile Danışmanı
YAZARLAR
Yayınlanma: 29 Nisan 2020 - 14:59
Bir başka virüs: Öfke
Herkese merhaba, Birkaç gün önce sosyal medyaya da yansıyan üzücü bir olay yaşandı
YAZARLAR
29 Nisan 2020 - 14:59
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir