Özellikle Çanakkale’de tarla, arsa satma fikri mal sahibinin aklına düştüğü andan itibaren bir takım hayalleri tetiklemeye başlar ve bu hayaller kısa zamanda çığ gibi büyür. Özellikle aklı selimden uzaklaştıkça, işin ehli olan kişilerle değil de eş, dost, akraba ile konuştukça bu hayaller de uzamaya, genişlemeye ve ucu bucağı olmaz bir hal almaya başlar.
Mesela Sarıcaeli’nde, Karacaören’de, Lapseki’de, Asos’ta tarım arazisi olarak görünen bir tarlası vardır mal sahibinin. Hayali oraya imar gelmesidir. Sorduğunuzda uzun uzun oraya imar geldiğinde kaç kat bina yapılabileceğinden, kaç artı kaç daireler olabileceğine, evlerin satış fiyatından, bölgenin çok değerleneceğine kadar geniş bir yelpazede öngörülerini dillendirir. Tüm bunlar o tarlanın alınmasıyla gerçekleşecektir, belki aldıktan sonra biraz beklenecektir ama değecektir. Adı üstünde büyük bir fırsattır bu alacak olan kişi için, satan için ise büyük bir lütuftur bu fiyattan bu tarlayı veriyor olması. Hem satan hem alan kazançlı çıkacaktır. Kısacası bu tarlayı almamak başlı başına ticaret bilmemektir.
Peki gerçekler? İmar yok, inşaat sektörü durmuş, bir inşaatın başlayıp bitişi arasındaki sürenin maliyete etkisi, imar olsa dahi orada inşaatın başlaması için gerekli dinamiklerin sağlanmamış oluşu, bu denli yüksek bir parayı imar olmayan bir yere bağlamanın artısı eksisi gibi o kadar çok faktör var ki hayalleri bir kenara bıraktığımızda.
Şu an Çanakkale’de neredeyse 10.000 civarında satılık tarla, bağ, bahçe, arsa, arazi vs var… Herkes her yeri her istediği fiyattan satabileceğine inanıp uğraşıyor. Kim alır, niye alır, alıp ne yapar gibi soruların cevaplarını düşünmeden bir hayal peşinde başlıyor koşturmaya.
“Deniz manzaralı 2 dönüm tarla” diye ilan çıkıyormal sahibi veya emlakçı. Türkçesi; imar yok ama önemli değil 2 dönüm tarlanın ortasına yeni mal sahibi atar 2 tahta sandalyeyi 12 ay denize bakar. Boğaz manzaralı daireden farkı yok.
“İmara yakın kelepir tarla” diye ilan çıkıyorlar. Türkçesi;imar varmışçasına fiyat istiyoruz.
“Eko turizm ruhsatlı 60 dönüm tarla”Türkçesi; biz de bilmiyoruz eko turizm ne demek ama bilen biri kervan geçmez yolu olmayan bu tarlaya 15 milyon verir dediler.
“5 dönüm Hobi Bahçesi” Türkçesi; normal tarla diye satamıyoruz, Hobi Bahçesi deyince İstanbullular gelip alıyormuş diye duyduk.
“Köprü manzaralı arsa” Türkçesi; ortada köprü yok ama manzarasının iyi para ettiğini söylediler. İstanbul’da Beylerbeyi, Bebek neyse Lapseki, Suluca da aynı; köprü görüyorlar işte
“Denize sıfır villa arsası” Türkçesi; kıyı kanunundan haberimiz yok ama haberi olmayan başka biri de bu arsayı alırsa güzel olur.
Böyle ilerliyor hayaller çeşitli platformlarda. Ancak şöyle de bir gerçek var,alıcı adayları pembe hayalleri satın almıyor. Alıcı piyasası dediğimiz bu piyasada alıcı neye ne kadar para vermesini çok iyi biliyor. Ölücü dediğimiz kesimi saymıyorum ama gerçekten bir tarla, arsayatırımı yapacak kişi hesabını çok iyi yapıyor. Alıp almama kararını ince eleyip sık dokuyarak veriyor. Artılarını, eksilerini, yatıracağı parayı ve o paranın maliyetini hesaplıyor.
Velhasıl hayal kurmak güzeldir ama bir yatırımcı sırf pembe hayaller kurarak alım yapmaz; belli kriterler neticesinde kaybına katlanılabilir riskler alarak yatırım yapar ve bunu yaparken de gerçekleri dikkate alır.
Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…
YAZARLAR
Yayınlanma: 21 Temmuz 2020 - 10:00
Bir hayaldir Çanakkale'de tarla satmak
Özellikle Çanakkale’de tarla, arsa satma fikri mal sahibinin aklına düştüğü andan itibaren bir takım hayalleri tetiklemeye başlar ve bu hayaller kısa zamanda çığ gibi büyür
YAZARLAR
21 Temmuz 2020 - 10:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir