“Aşk, sevgiliyi değiştirmez, kendi kendini değiştirir.”
Kierkegaard
Merhaba sevgili okurlar, nasılsınız? Japon prenses Mako’yu duymuş muydunuz? Şayet daha önce duymadıysanız sizi prenses hakkında biraz bilgilendireyim. Japon prenses Mako, 2012’de başkent Tokyo’daki Uluslararası Hristiyan Üniversitesi’nde Kei Komuro ile tanışıyor çift 2017’de nişanlanıyor ve 26 Ekim 2021’de evlenecekler. Fakat bu evlilik Mako için biraz zorlayıcı olmuş olacak ki basının yoğun ilgisi ve evliliği konusundaki sorunlar nedeniyle travma sonrası stres bozukluğu tanısı konulmuş kendisine.
Prenses, geçen ay kraliyet unvanlarından vazgeçenlere yapılan 150 milyon yenlik (11,94 milyon lira) ödemeyi de kabul etmeyeceğini açıklamıştı. İmparatorluk geleneklerine göre yapılan bir düğün töreninden de vazgeçmesi beklenen Prenses Mako’nun, imparatorun ailesinin bu iki haktan vazgeçen ilk kadın üyesi olduğu belirtildi.
Çiftin 26 Ekim’de evlendikten sonra ABD’ye yerleşmesi bekleniyor. Komuro Abd’de avukatlık yapacak. Japonya'daki yasalara göre imparatorun ailesinin kadın üyeleri ‘halktan biriyle’ evlenince unvanlarını bırakıyor fakat erkekler için böyle bir zorunluluk yok.
Dünya basınında çift, İngiliz Kraliyet Ailesi’ndeki görevlerini bırakarak ABD’de yeni bir hayat kuran Prens Harry ve eşi, ABD’li oyuncu Meghan Markle’e benzetiliyor. Onlar için, ‘Japonya’nın Harry ve Meghan’ı yakıştırması yapılıyor.
İlk ve tek kinik filozof evliliği
Bense sizi çok eski zamanlara davet ediyorum: Antik-Yunan'a gelir misiniz?
‘İşte damat! İşte malı mülkü... Buna göre karar ver; çünkü benimle aynı yaşam biçimini paylaşmazsan, benim eşim olamazsın!’ demiş Krates, Hipparkhia’ya. İşte malı mülkü dediği üstündeki elbisesinden başka bir şey değilmiş ve Krates, yaşlı, çirkin, fakir ve kamburmuş. Hikayenin kadın kahramanı Hipparkhia ise zengin bir ailenin kızıymış kendisine uygun görülen bütün taliplerini reddetmiş ve sonunda ailesine Krates’e aşık olduğunu ilan etmişti ve Krates’le evlenmesine izin verilmediği takdirde intihar edeceğini vurgulamıştı.
Aslında Krates de zengin bir aileden gelmekteydi Diyojen’in öğrencisi olduktan sonra malından mülkünden vazgeçmiş bir kinik olarak adeta yeniden doğmuştu. Hipparkhia ve Krates’in tanışması ise Hipparkhia’nın kardeşi Metroles’in Krates’in öğrencisi ve takipçisi olduğu sıralarda yani Metroles de kinik olduktan sonra gerçekleşmiştir. Krates’le tanışan Hipparkhia Krates’e aşık olur.
Kinikler çoğunlukla evlenmeye meyilli değillerdi evliliğin getirdiği sorumluluklar kinik felsefeyi yaşamayı engelleyebilirdi bu yüzden eşlerin de kinik olması gerekmektedir. Hipparkhia, Krates’in giydiği gibi bir elbise (sembolik olarak) giyip kinik felsefeyi kabul ettiğini göstererek onunla evlenir. Böylelikle bilinen ilk ve tek ‘kinik filozof evliliğini’ gerçekleştirirler. Hipparkhia: “Ben, Maroneia’lı Hipparkhia kadınların geleneklerini takip etmedim, mertçe bir kalple kiniklerin yollarına uydum. Giysilerimi süsleyen broştan ve parfüme bulanmış saç bandından hiç hoşlanmadım. Yatak yerine sert zeminde uyumayı seçtim.”
Hipparkhia, kadınların geleneksel sosyal rollerini üstlenmektense erkeklerle eşit olarak felsefe tartışmalarına katıldı. Antik Yunan ve Roma’da görülmemiş biçimde kocası ile eşit konumda yaşayan
bir kadın olması ve felsefe ile uğraşmış olması nedeniyle sıradışı bir kişilikti. Eserleri günümüze ulaşamamıştır fakat Diyojen’in ‘Ünlü Filozofların Yaşamları, Öğretileri ve Deyişleri’ adlı kitabında kendisine yer verilen tek kadın filozoftur.
Krates Atina için önemli bir kişiydi şehrin işgalini engellemek için düşmanlarla barış antlaşması yaptı her eve girer öğütler verirdi, küsleri barıştırırdı. Istediği eve misafir olabilirdi. Kapılar ona hiç kapanmadığı için ‘Kapı açan Krates’ adıyla tanınırdı.
Hipparkhia: “Benim yurdumun tek bir kulesi, tek bir damı yok;
Dünyanın her yerinde kentler ve evler beni içinde
Barındırmaya hazır.”
YAZARLAR
Yayınlanma: 14 Ekim 2021 - 09:00
Bir modern zaman Hipparkhia ve Krates hikayesi
“Aşk, sevgiliyi değiştirmez, kendi kendini değiştirir
YAZARLAR
14 Ekim 2021 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir