Türkiye’de sanatın ve sanatçıların değeri ile konumları gün geçtikçe tartışmalı hale gelmeye devam ediyor. Çoğu sanatçı kendilerine verilen destekleri yetersiz görürken, sansür ve oto-sansür uygulamalarına maruz kalıyor. Söyledikleri ya da yaptıkları yüzünden pek çok sanatçı mahkemeye veriliyor, hapis ve para cezalarına çarptırılıyor. Hal böyle olunca, bir toplumun hafızasını oluşturan, kültürünü şekillendiren, onun sevinç ile derdini ona geri anlatan sanatın da yeşerip büyüyeceği bir ortam yaratılamıyor. Biz de Türk Sanat Müziği Sanatçısı Umut Odabaş’a, Türkiye’de sanatın ve sanatçının konumu, gelişimleri için neler yapılabileceğiyle ilgili sorular sorduk.
Ülkemizde sanatın konumunu nasıl görüyorsunuz?
Öncelikle benim görüşlerimi önemseyip dinleyeceğiniz için teşekkür ediyorum. Yaşadığımız dönemde ülkemizde sanatın yerinin artık kiralandığının kararına vardım. Cumhuriyet dönemi ve 1950-1990 yılları arasında oluşan Gazino kültürü, tüm Türk halkı adına, sanata ve sanatçıya yeni bir değer ve farklılık getirmiştir. Bahsettiğim yıllarda hükümetin aynı zamanda dinleyici kitlesinin, sanatçı makamına erişmiş kişileri kristal kadar değerli ve bir o kadar narin olarak nitelendirmeleri, saygının en üst seviyede verilmesine inanmaları, ister istemez sanatında ülke çapında büyük bir yer edinmesini sağlıyordu. Günümüze, yaşadığımız tarihe dönüş yaparsak, en yetenekli insanların dahi, sesini duyuramamış heykeltraşların, solistlerin, ressamların… hala değer görmediğine inanıyorum. Bu yüzden de maddi ve manevi anlamda sanatçı açlık çekmekte olduğunu düşünüyorum. Hükümet yanlısı olmadan sesini duyurabilen sanatçılarımızın ise ayaklarının kaydırıldığına, cezaevine attırıldıklarının haberini alarak bizzat şahit oluyoruz. Devir değişti” derler ya, işte bizler de şu an bu değişen devirdeyiz. Halkın düşünceleri, zevkleri, karakteri ve kişilikleri tamami ile değişmiş durumda. Elbette bu değişimin sebepleri var. Maddi imkansızlıklar, manevi sorunlar… Refah seviyesinin bir nebzede olsa yükselmesi emin olalım ki sanatın ve kültürel faaliyetlerin değer kazanıp artacağına inanıyorum. Sorunuzun son olarak cevabı şudur ki; Doğuştan vücuda, ruha lanse edilen yeteneklerin bu tarz sömürülmesine şiddet ile karşı olduğumu ve sanatın olmadığı bir yerde ne duygu ne samimiyet ne de sevginin olduğuna inanırım
Sizce sanat alanında sanatçılara sansür ya da otosansür uygulanıyor mu?
Yersiz sansürler maalesef ki konuluyor ve uyarılara rağmen bu hatanın üstüne gidilmekte inatla devam ediliyor. Özellikle bu tarz sansürlerin sanatçının yaptığı sanata, icraya, esere konulması, sanatçıyı büyük bir enkazın altında bırakarak gelecekte yapacağı eserlerinde önünü kesecektir. İlham kaynağı insan, doğa ve tümü ile evren olan sanatçılara mobbing uygulanması ile birlikte isteksizlik, bıkkınlık, soğuma duygularının sanatçı ruhunda depreşeceğini düşünüyorum. Otosansüre gelecek olur isek dış etkenlerin baskıları, sansürleri, yıldırma çabaları bir müddet sonra kesilse dahi sanatçı duygularının zarar görmesinden dolayı ne kadar baskı ve sansür görmese de duygularını yitirdiğinden dolayı bir daha eski ilhamı ve yeteneği olmayacaktır. Sanatkar inzivaya çekilebilir. Kendi ile baş başa kalmak isteyebilir ama hiçbir zaman bir sanatçı kendine sansür koymaz çünkü yaradılış amacı özgürlüktür.
Hangi konularda sanatçıların desteklendiğini ya da bastırıldığını düşünüyorsunuz?
Kişi kendini eleştirebilir, süreci, yaşam tarzını, yönetimini, eleştirebilir. Bu her insanın doğal hakkıdır lakin günümüzde hiçbir eleştiriyi kabul edemeyen insanlar mevcut. Bu kabul edememek az önce bahsettiğiniz sorunuz ile bağlantılı. “Eğer ki eleştiriyi kabul edemiyorsam sansür koyarım” mantığı ile geleceğe doğru ilerliyoruz. Hayatı sorgulamak, araştırmak sanatçının zaten ham maddesidir bu yüzden özellikle eleştiri anlamında büyük bir baskıya maruz kalıyor. İnsanların sorunlarını sıkıntılarını ve çektiği acılarını konuşarak ya da yazıya dökerek anlatmadan yaptığı tasarladığı icra ettiği sanat eserleri ile ifade etmesi halk tarafından büyük bir destek ve ilgi görmektedir.
Sanatçılar eğer bastırılıyorsa, bu konu da nasıl bir tavır ortaya koyabilirler?
Birçok sanatçının yürüyüşlerde eylemlerde boy gösterdiğini hepimiz haber kanallarında görüyoruz. Ben bir sanatçının eylemlerde yürüyüşlerde bulunmasına karşıyım çünkü adı üstünde eğer bir sanatçı kendini ifade edecek ise bunu uğraştığı işi ile belirtmelidir. Siyasi ya da dini ya da ırksal bir taraf tutmadan gerektiği yerde gerektiği zaman tepkisini sanatı ile ortaya koyabilmelidir.
Sanatın ve sanatçıların geliştirilmesi için ne gibi adımlar atılmalıdır?
Sanatın ve sanatçının gelişmesi adına ilk başta eğitim kurumlarının her yeni gelecek olan nesile kültürü, sanatı en erken yaşlarda aşılaması çok önemlidir. Devlet ise bu konuda büyük bir rol oynamaktadır. TRT Müzik, Kültür Bakanlığı Kurumu… gibi birçok daire başkanlığını örnek alarak daha niceleri kurulması şarttır. TV Programlarından medet ummadan sanatı ile ön plana çıkan sanatçılar görmek hepimizin yararına olacaktır. Elbette manevi anlamda sanatkar yaptığı ve icra ettiği eserler ile yeterince doysa da bu işin maddi kısmını göz ardı etmememiz gerekmektedir. Her işin karşılığı olduğu gibi sanatçıda alkışlanmak, takdir ve tebrik edilmek ister bu takdiri alkışı hak ederken maddi anlamda çöküntüye uğradı müddetçe kendi verisini karşı tarafa sunamayacak olup bu karşılıkları alacağından da şüphe ederim.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Son olarak ise tüm Türk halkının yeni yılını en içten dileklerim ile kutlar, siz sanat sever dostlarımızın duyarlılığının her yeni yılda artarak devam etmesini temenni ediyorum. Kendilerinize çok iyi bakın, evden çıkmayın.
Ülkemizde sanatın konumunu nasıl görüyorsunuz?
Öncelikle benim görüşlerimi önemseyip dinleyeceğiniz için teşekkür ediyorum. Yaşadığımız dönemde ülkemizde sanatın yerinin artık kiralandığının kararına vardım. Cumhuriyet dönemi ve 1950-1990 yılları arasında oluşan Gazino kültürü, tüm Türk halkı adına, sanata ve sanatçıya yeni bir değer ve farklılık getirmiştir. Bahsettiğim yıllarda hükümetin aynı zamanda dinleyici kitlesinin, sanatçı makamına erişmiş kişileri kristal kadar değerli ve bir o kadar narin olarak nitelendirmeleri, saygının en üst seviyede verilmesine inanmaları, ister istemez sanatında ülke çapında büyük bir yer edinmesini sağlıyordu. Günümüze, yaşadığımız tarihe dönüş yaparsak, en yetenekli insanların dahi, sesini duyuramamış heykeltraşların, solistlerin, ressamların… hala değer görmediğine inanıyorum. Bu yüzden de maddi ve manevi anlamda sanatçı açlık çekmekte olduğunu düşünüyorum. Hükümet yanlısı olmadan sesini duyurabilen sanatçılarımızın ise ayaklarının kaydırıldığına, cezaevine attırıldıklarının haberini alarak bizzat şahit oluyoruz. Devir değişti” derler ya, işte bizler de şu an bu değişen devirdeyiz. Halkın düşünceleri, zevkleri, karakteri ve kişilikleri tamami ile değişmiş durumda. Elbette bu değişimin sebepleri var. Maddi imkansızlıklar, manevi sorunlar… Refah seviyesinin bir nebzede olsa yükselmesi emin olalım ki sanatın ve kültürel faaliyetlerin değer kazanıp artacağına inanıyorum. Sorunuzun son olarak cevabı şudur ki; Doğuştan vücuda, ruha lanse edilen yeteneklerin bu tarz sömürülmesine şiddet ile karşı olduğumu ve sanatın olmadığı bir yerde ne duygu ne samimiyet ne de sevginin olduğuna inanırım
Sizce sanat alanında sanatçılara sansür ya da otosansür uygulanıyor mu?
Yersiz sansürler maalesef ki konuluyor ve uyarılara rağmen bu hatanın üstüne gidilmekte inatla devam ediliyor. Özellikle bu tarz sansürlerin sanatçının yaptığı sanata, icraya, esere konulması, sanatçıyı büyük bir enkazın altında bırakarak gelecekte yapacağı eserlerinde önünü kesecektir. İlham kaynağı insan, doğa ve tümü ile evren olan sanatçılara mobbing uygulanması ile birlikte isteksizlik, bıkkınlık, soğuma duygularının sanatçı ruhunda depreşeceğini düşünüyorum. Otosansüre gelecek olur isek dış etkenlerin baskıları, sansürleri, yıldırma çabaları bir müddet sonra kesilse dahi sanatçı duygularının zarar görmesinden dolayı ne kadar baskı ve sansür görmese de duygularını yitirdiğinden dolayı bir daha eski ilhamı ve yeteneği olmayacaktır. Sanatkar inzivaya çekilebilir. Kendi ile baş başa kalmak isteyebilir ama hiçbir zaman bir sanatçı kendine sansür koymaz çünkü yaradılış amacı özgürlüktür.
Hangi konularda sanatçıların desteklendiğini ya da bastırıldığını düşünüyorsunuz?
Kişi kendini eleştirebilir, süreci, yaşam tarzını, yönetimini, eleştirebilir. Bu her insanın doğal hakkıdır lakin günümüzde hiçbir eleştiriyi kabul edemeyen insanlar mevcut. Bu kabul edememek az önce bahsettiğiniz sorunuz ile bağlantılı. “Eğer ki eleştiriyi kabul edemiyorsam sansür koyarım” mantığı ile geleceğe doğru ilerliyoruz. Hayatı sorgulamak, araştırmak sanatçının zaten ham maddesidir bu yüzden özellikle eleştiri anlamında büyük bir baskıya maruz kalıyor. İnsanların sorunlarını sıkıntılarını ve çektiği acılarını konuşarak ya da yazıya dökerek anlatmadan yaptığı tasarladığı icra ettiği sanat eserleri ile ifade etmesi halk tarafından büyük bir destek ve ilgi görmektedir.
Sanatçılar eğer bastırılıyorsa, bu konu da nasıl bir tavır ortaya koyabilirler?
Birçok sanatçının yürüyüşlerde eylemlerde boy gösterdiğini hepimiz haber kanallarında görüyoruz. Ben bir sanatçının eylemlerde yürüyüşlerde bulunmasına karşıyım çünkü adı üstünde eğer bir sanatçı kendini ifade edecek ise bunu uğraştığı işi ile belirtmelidir. Siyasi ya da dini ya da ırksal bir taraf tutmadan gerektiği yerde gerektiği zaman tepkisini sanatı ile ortaya koyabilmelidir.
Sanatın ve sanatçıların geliştirilmesi için ne gibi adımlar atılmalıdır?
Sanatın ve sanatçının gelişmesi adına ilk başta eğitim kurumlarının her yeni gelecek olan nesile kültürü, sanatı en erken yaşlarda aşılaması çok önemlidir. Devlet ise bu konuda büyük bir rol oynamaktadır. TRT Müzik, Kültür Bakanlığı Kurumu… gibi birçok daire başkanlığını örnek alarak daha niceleri kurulması şarttır. TV Programlarından medet ummadan sanatı ile ön plana çıkan sanatçılar görmek hepimizin yararına olacaktır. Elbette manevi anlamda sanatkar yaptığı ve icra ettiği eserler ile yeterince doysa da bu işin maddi kısmını göz ardı etmememiz gerekmektedir. Her işin karşılığı olduğu gibi sanatçıda alkışlanmak, takdir ve tebrik edilmek ister bu takdiri alkışı hak ederken maddi anlamda çöküntüye uğradı müddetçe kendi verisini karşı tarafa sunamayacak olup bu karşılıkları alacağından da şüphe ederim.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Son olarak ise tüm Türk halkının yeni yılını en içten dileklerim ile kutlar, siz sanat sever dostlarımızın duyarlılığının her yeni yılda artarak devam etmesini temenni ediyorum. Kendilerinize çok iyi bakın, evden çıkmayın.