Kelime anlamı olarak "kor" ya da "ateş" anlamına gelen cemre, havaya, suya ve toprağa sırasıyla düşerek ısınma sürecini başlatır. İlk cemre havaya düştüğünde, soğuk ve sert kış koşulları yavaş yavaş hafiflemeye başlar. İkinci cemre suya düştüğünde, göller, dereler ve denizler kışın soğuk etkisinden kurtulmaya, suların sıcaklığı artmaya başlar. Son olarak toprağa düşen cemreyle birlikte doğa canlanır, ağaçlar tomurcuklanır ve çiçekler açmaya başlar.
Anadolu’da ve Orta Asya kültüründe uzun yıllardır önemli bir meteorolojik gösterge olarak kabul edilen cemreler, tarım ve hayvancılıkla uğraşan topluluklar için büyük bir anlam taşımaktadır. Özellikle çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar ve doğayla iç içe yaşayan insanlar, cemreleri baharın başlangıcı olarak kabul eder ve bu süreç doğrultusunda tarımsal faaliyetlerini şekillendirir.
Birinci cemrenin düşmesiyle birlikte, hava sıcaklıklarında kademeli bir artış beklenirken, doğanın kış uykusundan uyanışı da hızlanacaktır. Önümüzdeki günlerde ikinci cemrenin suya, üçüncü cemrenin ise toprağa düşmesiyle birlikte baharın etkisi daha da hissedilir hale gelecek.
Cemrelerin düşmesiyle birlikte doğa yeniden canlanırken, günlerin uzaması ve havaların ısınması, insanlarda da baharın getirdiği coşkuyu hissettirmeye başlayacaktır. Bu doğal döngü, her yıl olduğu gibi doğanın uyanışını ve mevsimlerin dönüşümünü gözler önüne sererken, kültürel anlamda da önemli bir miras olarak yaşamaya devam edecektir.
HABER MERKEZİ
Ne baharı kışı görmedik