Merhaba sevgili okurlar nasılsınız? Bu yazımda sizlere geçtiğimiz Pazar günü kutladığımız Babalar Günü’nün tarihçesinden bahsetmek istiyorum.
5 Temmuz 1908’de Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk Babalar Günü etkinliğine Batı Virginia kilisesi sponsor oldu. 1907 yılının Aralık ayında Monongah’daki Fairmont Coal Company madenlerinde meydana gelen patlamada ölen 362 erkeğin anısına o gün bir Pazar vaazı düzenlendi. Ancak bu vaaz tek bir seferlikti, yıllık bir etkinlik olarak algılanmadı.
Babalar Günü’nün ilham kaynağı
Sonora Smart Dodd isimli bir kadın, Anneler Günü hakkında bir kilise vaazı dinlerken, babalar için de bir kutlama gününün olması gerektiğini düşündü. Bu fikrini hayata geçirmek için kiliselere ve hükümet yetkililerine gitti.
Sonora Smart Dodd en başta Babalar Günü için kendi babasının doğum günü olan 5 Haziran tarihini önerdi fakat etkinlikleri düzenlemek için daha fazla zamana ihtiyaç duyan Spokane Belediye Başkanı, etkinlikleri iki hafta sonraya erteledi. Böylelikle Haziran ayının üçüncü Pazar günü Babalar Günü olarak kutlanmaya başlandı. Babalar için yapılan ilk kutlamada, genç kadınlar bir kilise ayini sırasında babalarına kırmızı güller dağıttı. Babası hayatta olmayan kadınlar ise kilisenin sepetine beyaz gül bıraktı. Kilise vaazının ardından Sonora Smart Dodd, şehirde bir at arabasıyla gezerek yolda gördüğü babalara gül ve hediyeler verdi.
Sonora her yıl Haziran ayının üçüncü Pazar günü ülkenin çeşitli yerlerine giderek babaların günlerini kutlamaya başladı. Dodd’un çabası sayesinde bu fikir giderek popülerleşti ve ülke genelinde kabul gördü.
İşin bir de ekonomik boyutu var
Amerika’da babalar için özel bir gün olması fikri ilk ortaya atıldığında özellikle erkekler bu günle alay etmeye başladı çünkü bu günün; çiçek ve hediye satmak için “icat edilmiş” ticari bir girişim olduğu iddia ediliyordu. 20. Yüzyılın başlarında kadınların ev dışında çalışması henüz yaygınlaşmamıştı bu yüzden erkeklere alınan hediyeleri genellikle babaların kendisi ödüyordu. Dolayısıyla ilk başlarda Babalar Günü kimse için özel bir anlam ifade etmemişti. Hatta bu durum uzun bir süre alay konusu oldu.
1920’li yıllar boyunca Babalar ve Anneler Günü’nün tek bir çatı altında kutlanılması gerektiği düşünülüyordu bunun için “Ebeveynler Günü” ismiyle yeni bir kutlama günü ilan etmek isteyen aktivistler ortaya çıktı. Fakat 1929 yılında patlak veren Büyük Buhran, iki günün birleştirilmesi fikrini ortadan kaldırıverdi. İflasın eşiğindeki reklamcılar, perakendeciler be diğer esnaflar ürünlerinin tanıtımını yaparak Babalar Günü’nü Amerika halkı için adeta ikinci bir Noel’e dönüştürdü.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Babalar Günü kutlamaları farklı bir boyut kazandı. Bu özel gün artık Amerikan askerlerini onurlandırmak amacıyla kutlanmaktaydı. Savaşta erkekler ön planda olduğu için babaları desteklemek aslında Amerikan birliklerini desteklemek anlamına geliyordu. Nasıl ama müthiş bir pazarlama taktiği değil mi?
Halbuki Babalar Günü fikri ilk ortaya atıldığında Amerikan erkekleri için bu kutlama çok “kadınsı” bulunmuştu. Erkekler kendi tabirleriyle çiçek ve hediyelerle evcilleştirilmek istememişlerdi fakat savaş sonrası dönemde babalık kavramı tamamen dönüşüme uğradı. Babalar artık çocuk bakımına daha fazla zaman ayırıyor ve erkekler gibi kadınlar da çalışmaya başladığı için kadın ve erkek arasındaki cinsiyet rolleri farkı git gide kapanıyordu. Bu nedenle 20. Yüzyılın ortalarında çocukların çiçek ve hediyelerle babalarına sarılması “kadınsı” bir etkinlik olarak görülmekten çıkmıştı.
Bizde Babalar Günü Ee hep Amerika’dan bahsettik biraz da bizden bahsedelim değil mi? Bizde de çizilen baba figürü Amerika’dakiler gibi sert ve otoriterdir hatta “Biz babadan böyle gördük” diye bir tabirimiz bile var. Bu tabir de maalesef çoğunlukla olumsuz durumlarda kullanılır mesela sevgisini gösteremeyen babalar bunu söyler çünkü ona da gösterilmemiştir. Belki günümüz babaları için bundan bahsetmek doğru değildir hatta öyle umuyorum ki “biz öyle gördük”ler bitsin, “ben öyle olmayacağım”lar çoğalsın. Bu konuda şanslı azınlıktan olduğumu düşünüyor ve yazımın vesilesiyle de başta sevgili babamın ve eşimin ayrıca yüreğinde babalık sevgisi taşıyan, kendinin olmasa bile sokakta gördüğü çocuğa, kuşa, kedi, köpeğe içi titreyen ve kol kanat geren tüm babaların Babalar Günü kutlu olsun.
Ayrıca tüm özel gün kutlamalarında olduğu gibi sevincimizi kimseyi incitmeden yaşayalım.
Sevgiyle kalın…
Bizde Babalar Günü Ee hep Amerika’dan bahsettik biraz da bizden bahsedelim değil mi? Bizde de çizilen baba figürü Amerika’dakiler gibi sert ve otoriterdir hatta “Biz babadan böyle gördük” diye bir tabirimiz bile var. Bu tabir de maalesef çoğunlukla olumsuz durumlarda kullanılır mesela sevgisini gösteremeyen babalar bunu söyler çünkü ona da gösterilmemiştir. Belki günümüz babaları için bundan bahsetmek doğru değildir hatta öyle umuyorum ki “biz öyle gördük”ler bitsin, “ben öyle olmayacağım”lar çoğalsın. Bu konuda şanslı azınlıktan olduğumu düşünüyor ve yazımın vesilesiyle de başta sevgili babamın ve eşimin ayrıca yüreğinde babalık sevgisi taşıyan, kendinin olmasa bile sokakta gördüğü çocuğa, kuşa, kedi, köpeğe içi titreyen ve kol kanat geren tüm babaların Babalar Günü kutlu olsun.
Ayrıca tüm özel gün kutlamalarında olduğu gibi sevincimizi kimseyi incitmeden yaşayalım.
Sevgiyle kalın…