Berber Refik Usta zanaatkâr adamdı. Tıraş olacak adam acelesi varsa hiç uğramazdı yanına, bilirdi Refik Usta adamın etrafında dönmeye başladı mı sen de bir buçuk saat, ben diyeyim iki saat. O tıraş bitmek bilmezdi. ‘’Şuradan da mı alsak efendim, aman böyle daha güzel olur beyim,’’ der dururdu. Tıraş olan kimi zaman iskemlede uyuya kalır, kimi zaman da dayanamaz ‘’Refik ağabeyciğim, gayet güzel oldu eline sağlık,’’ deyip kurtulmaya çalışırdı. İçine sinmeyen tıraş oldu mu asla itiraz kabul etmeyen Refik Usta ‘’Olur mu öyle şey canım otur hele daha bitmedi,’’ der bu kalkışmayı zapturapt ederdi. Köy kahvesinin yanında, duvarları kireç sıvalı, penceresi yeşile boyalı, kapısından eğilerek girmek gereken bu dükkân onunla bir bütün olmuştu artık.
İki oğlunu baş göz etmişti. Onlar köyde çiftçilik yapar, kızı da çeyiz hazırlayıp hayırlı bir kısmet beklerdi. Refik Usta dükkândan pek çıkmaz, alınacağa satılacağa karısı bakar böyle gül gibi geçinip giderlerdi.
Daha öncekilerden pek farkı olmayan bir günde, daha önceki müşterilerinden çok farklı bir müşteri geldi dükkânına. ‘’Sıra var mı usta?’’ diye sordu. Yabancı olduğu her halinden belliydi. Zaten köyün adamı içeride tıraş olan birini gördüler mi işin uzun olduğunu bilir hiç uğramadan uzayıp giderlerdi. Refik Usta ‘’Bir bu var, sonra seni alayım.’’ Dedi. O sırada tıraş olan Kör Tahir gülmemek için kendini zor tutuyordu.
Tıraş bitmiş, nihayet sıra yabancıya gelmişti. Refik Usta eliyle iskemleyi işaret edip ‘’Buyur,’’ dedi. Yeni müşteriye saçının nasıl kesilmesini istediğini sordu, işe koyuldu. Biraz vakit geçti, durdu duramadı ‘’Daha önce gelmemiştiniz, misafir olacaksınız herhalde?’’ diye sordu Refik Usta. Adam da misafir olduğunu fakat bu köye değil yan köye geldiğini, İzmir’de yaşadığını anlattı. Tıraş uzadıkça uzuyor, sohbette aynı istikamette koyulaşıyordu. Tıraşın sonlarına doğru adam bir laf attı ortaya ‘’Refik usta, büyük ustasın amenna ama bak şimdi otomatik makineler çıkmış, İzmir esnafının birçoğunda gördüm. Fişini elektriğe takıp düğmesine basıyor usta, makine kendi marifetiyle saçı kesiyor. Hem eski makineler gibi müşterinin saçını yolmuyor hem de ustanın işini kolaylaştırıyor.’’ Refik usta öylesine merak etti ki makineyi orası öyle mi, burası böyle mi nereden alınır, nereden satılır diye sordu da sordu. Adam tam olarak bilemediğini ama İzmir’de kesin bulabileceğini söyleyip, tıraş ücretini de vererek çıktı dükkândan.
Refik usta takmıştı o makineyi kafaya, onun gibi bir usta en iyi, en son model ne malzeme varsa temin edip kullanmalıydı. Ama nerden nasıl alacaktı? Düşündü durdu. Bir akşam hanımına ‘’Benim toptancıya gitmem gerek,’’ diye açtı konuyu. Hanımı da ‘’Git aman bana sorup da mı gittin sanki bu zaman kadar?’’ diye geçiştirmek istedi Refik Ustayı. Refik Usta ‘’ Kasabadaki toptancıyı demedim yahu, yeni bir makine çıkmış elektriğe bağlayınca kendisi kesiyormuş saçı. İzmir esnafında pek revaçtaymış şu sıra. Balıkesir’de de yoktur bu aletten, mecbur İzmir’e büyük toptancılara bakmak gerekir,’’ dedi. Hanımı ‘’Aman neyine yetmiyor kendi ıvır zıvırın bir de o masrafı çıkarma şimdi,’’ diye söylense de Refik Usta kafaya koymuştu bir kere o makine alınacaktı.
Mutfaktaki küpe sakladığı birikmişlerini derleyip topladı, yeni çıkmış makine civarda kimselerde yok kim bilir kaç paradır, temkinli gitmekte fayda var diye düşündü, dükkânın camına ‘’KAPALI’’ yazdı. Yoldan çevirdiği bir traktörle ilçeye, ilçeden 124 dolmuşla Balıkesir’e, Balıkesir’den de İzmir’e yorucu bir yolculuk yaptı. Vakit akşam olduğundan bir pansiyondan oda tuttu. Köyden, dükkândan böyle uzak kalmaya alışkın olmadığından bir an önce işini halledip dönmeyi temenni ediyordu. Yanında bu kadar çok para taşıdığı için de endişeleniyordu.
Sabah erkenden uyandı. Pansiyondaki çocuğa ‘’Berber toptancısı yahut elektrikli malzeme satan bir yer var mı, şu yeni çıkan makinelerden alacağım da?’’ diye sordu. Oğlan bir iki yer bildiğini, dilerse beraber gidebileceklerini söyledi. Refik Usta pek memnun oldu. Oda parasını ödedi, oğlana da biraz bahşiş verdi. Oğlan Refik Ustada çok para olduğunu anlamıştı. Başladılar önlü arkalı yürümeye. Bir dükkânın önünde durunca oğlan ‘’Sen bir dur amca ben sorup geleyim,’’ diye daldı içeri. Artık orada ne konuştularsa kapıdan dükkân sahibi göründü ‘’Buyurun, buyurun amcacığım içeri gelin,’’ diye Refik Ustayı içeri aldı. Dükkan envai çeşit kutu ile doldurulmuş bir acayip yerdi. Refik Ustanın ağzı da açık kaldı. ‘’Elektrikli saç kesim makineleri çıkmış, bu civarda da pek meşhur olmuş onlardan alacaktım,’’ diye konuya giriş yaptı. Dükkan sahibi ‘’Aman olmaz olur mu amcacığım, en son modelinden, en keskin bıçaklısından bulunur elimizde, ama biz önce kahvelerimizi içelim makineleri ben sana anlatırım,’’ deyip kahveciye seslendi. Refik Usta, buranın esnafı da pek hürmetkârmış yahu hem tatlı dilli hem de misafirperver diye içinden geçirirken satıcı oğlan masanın üstüne üç makineyi yan yana koydu. ‘’Bak ustacığım bu bordo renkli olanı bil ki İzmir esnafında dahi yok daha. Almanya’dan gelen koliyi sana özel açtım. Ha diğer ikisi de iyidir ama bu bordo olanı en iyisidir. Senin gibi ustaya bu yakışır,’’ dedi, anlattı da anlattı. Refik Usta bordo makineyi almaya ikna olmuştu. Fiyatını sordu, dükkân sahibi hesap makinesini aldı eline yazdı, topladı, çıkardı, çarptı en sonunda ekranı döndürdü. Refik Usta’nın gözleri de fal taşı gibi büyüdü. ‘’Evladım, bu nedir sen oraya bir tarla parası yazmışsın,’’ diyebildi. Tüccar delikanlı türlü laf cambazlıklarıyla 75.000 liranın bu makine için az bile olduğuna Refik Usta’yı inandırmayı başarmıştı. Refik Usta oğlana ‘’Şurada 15 çeyrek altınım var, dörder bin liradan altmış bin lira eder, şu on bin lirayı da kat üstüne 70.000 liradan başka para verirsem inan köye dönemem,’’ dedi. Tüccar delikanlı yüce gönüllülük gösterip (!) kabul ediverince paralarla altınları aldı, bordo renkli makineyi Refik Usta’ya verdi.
Refik Usta bir yandan kimselerde olmayan bu son model makineyi almanın mutluluğunu yaşıyor, bir yandan da çok para verdiğinden kendine kızıyordu. Bu duygularla geldiğinin tam tersi vaziyette köyüne döndü. Hanımına da tüccar delikanlının anlattıklarını iletip, doğru bir ticaret yaptığını ispat etmeye çalıştı. Hanımı ne kadar söylense de nafile olacağını bildiği için artık sustu. Refik Usta dükkânın camına ‘’Otomatik Makine ile Tıraş’’ yazdı, çalışmaya başladı. Gerçekten de bu makine müşterilerin hoşuna gitmişti. Refik Ustaya ne iyi edip de bu makineyi aldığını söylüyorlar, o da bu iltifatlar karşısında mutlu oluyordu.
Aradan bir ay ya geçmiş ya geçmemişti ki köye minibüs ile bir seyyar satıcı geldi. Meydanda biraz durdu, köylü tabak çanak aldı. Kimisi radyoları kurcaladı. Seyyar satıcı tam köyden çıkacakken Refik Usta’nın önünde durdu. ‘’Usta bir ihtiyaç var mı?’’ diye sordu. Refik Usta ‘’Yok oğlum yok,’’ dese de satıcı yamandı. ‘’Gel bir bak usta sabun, tarak, makas var otomatik makine bile var,’’ diye ustayı tam bam telinden yakaladı. Refik Usta otomatik makineyi duyunca duramadı yerinde ‘’Göster bakayım makineleri hele,’’ dedi. Adam önce iki makine çıkardı ‘’Usta bunlar iyi makinedir fiyatları da güzel 6.000 liradan sayarım,’’ deyince Refik Usta şaştı kaldı. Ama onlar iyi makine değildi ona göre, minibüsün en üstünde bordo makineyi görmüştü kendisinin aldığı makineden, o başkaydı elbette. Yukarıdaki makineyi işaret etti Refik Usta ‘’ Bu kaç para?’’ dedi. Seyyar satıcı ‘’Ooo ustam o işte makinelerin şahıdır, padişahıdır. Yalnız fiyatı biraz farklıdır diğerleri gibi olmaz,’’ dedikçe Refik Usta rahatlıyor aldanmadığına inancı artıyordu. ‘’O da senin için 7.000 lira olur,’’ deyince seyyar satıcı, Refik Usta’yı alnının çatısından vurmuş gibi oldu. Usta ‘’Lüzumu yok delikanlı,’’ dedi. Dükkana döndü, bordo renkli makinesini kutusuna, kutuyu da poşete koydu. Camdaki yazıyı söktü, dükkanın kapısını uzunca bir süre açmamak üzere kapattı.
Bu haftayı da Ayfer Tunç ile noktalayalım kıymetli okur;
‘’Musluklar bozuluyor, sandalyeler eklem yerlerinden ayrılıyor, koltuklar ihtiyarladıkça ufalan insanlar gibi küçülüyor sanki. Eşya yalnızlıkta çok ses veriyor.’’
Herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla.
YAZARLAR
Yayınlanma: 03 Kasım 2022 - 09:24
Bordo Makine
Berber Refik Usta zanaatkâr adamdı
YAZARLAR
03 Kasım 2022 - 09:24
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir