Sabırlıoğlu’nun yaptığı açıklama:
HABER MERKEZİ
''Öncelikle, Bolu Kartalkaya’da yaşanan bu elim olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine sabır diliyorum.
Hepimizi derinden üzen bu trajik olay, sadece bir yangın faciası değil, aynı zamanda ülkemizdeki otelcilik anlayışının ne kadar büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunu da gözler önüne sermiştir.
Ne yazık ki hiç istemediğimiz bir olayla karşı karşıya kaldık. Günlerdir Türkiye’nin gündeminde olan bu trajik olayla ilgili açıklama yapma gereği hissediyorum çünkü bu facianın temelinde ihmalkârlık, özensizlik ve sorumluluktan kaçış yatmaktadır.
"Otelciler Sınıfta Kalmıştır"
Devletimiz, işletmecilere belgeler verirken, onlara bir güven göstermekte ve bazı yetkiler tanımaktadır. Ancak bu belgelerle işlettikleri otellerdeki tüm sorumluluk otelcilere aittir. Devletin sizi her gün denetlemesi gibi bir mekanizma yoktur. Bu nedenle, eğer bir işletmeci vicdan ve ahlak sahibiyse, tüm düzenlemelere ve kurallara eksiksiz uymak zorundadır.
Bolu Kartalkaya’daki yangında ise görüyoruz ki otelciler sınıfta kalmıştır. Ülkemizin en güzel sahilleri, en güzel coğrafyaları, 1980’li yıllarda bu otel sahiplerine hibe edildi.
Bu hibelerin amacı istihdam yaratılması, vergi gelirlerinin artırılması ve ülkemize gelen turistlere kaliteli hizmet verilmesiydi. Ancak zaman içinde bu anlayış tamamen tersine döndü.
Vergi afları ve teşviklerle sürekli desteklenen otelciler, ne yazık ki kendilerine sunulan bu fırsatları yeterince değerlendiremedi. Fahiş fiyatlarla odalar satarken, güvenlik ve altyapı gibi en temel konulara yeterli yatırımı yapmaktan kaçındılar. İşte bu yüzden, bu facia bir kaza değil, açık bir cinayettir.
"Bu Olayda Sorumlu Kim?"
Günlerdir kamuoyunda bu olayın sorumlusunun kim olduğu tartışılıyor. Ancak dün gece Kültür ve Turizm Bakanı, bu konuda net bir açıklama yaparak noktayı koydu. Bakanlık, otellerin yangına uygun olup olmadığını denetlemekle sorumlu değildir. Bu görev, itfaiyeye aittir ve yangın güvenliğiyle ilgili belgeler itfaiyeden alınır.
Bu noktada, ne yazık ki Bolu Belediyesi’nin de bu faciada büyük bir sorumluluğu bulunmaktadır. Eğer otelin yangın güvenliği açısından uygun olmadığını tespit edip gerekli önlemleri almış olsalardı, bu trajedi yaşanmazdı. Belediyeler ve itfaiye birimleri, bu tür durumlarda daha dikkatli ve daha titiz davranmak zorundadır.
"Otel Sahibi Cinayetten Yargılanmalıdır"
Bu olay bir kaza değil, ihmaller zincirinin sonucunda gerçekleşmiş bir cinayettir. Otel sahibi ve ilgili yetkililer, sadece ihmalkârlıktan değil, cinayetten yargılanmalıdır. Çünkü bu olay, insan hayatını hiçe sayan bir anlayışın ve sorumluluktan kaçışın bir sonucudur.
"Turizmde Güvenlik Olmazsa Olmazdır"
Türkiye, turizmde güvenli bir ülke olmak istiyorsa, artık çok daha sert ve tavizsiz bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır. Tüm otellerin yangın güvenliği, deprem dayanıklılığı ve diğer güvenlik önlemleri düzenli olarak denetlenmeli ve eksikleri olan işletmelere asla tolerans gösterilmemelidir.
Bu elim olay, ülkemizde otelcilik anlayışının yeniden masaya yatırılması gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Güvenlik ve kalite standartlarına uymayan otelcilik anlayışı, sadece turizmi değil, insan hayatını da riske atmaktadır. Artık kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı, sorumlular en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
"Türkiye'nin Geleceği İçin Çeki Düzen Şart"
Turizm, ülkemizin en önemli sektörlerinden biridir ve güvenli bir turizm anlayışı olmadan bu sektörde başarılı olmak mümkün değildir. Tüm otelcilerin kendilerine çeki düzen vermesi ve sorumluluklarını yerine getirmesi şarttır. Türkiye, turizmde güvenli bir ülke olma iddiasını sürdürmek istiyorsa, bu tür ihmallere asla yer verilmemelidir.''