Önce Bozcaada’ya nasıl bakıyoruz, etraflıca onu anlatayım. Ya şaka şaka. Korkma öyle uzun nutuklarla seni yormak niyetinde değilim ama kabul edelim ki; ada da artık senin bildiğin ada değil..
Bu adaya ne yaptıysa Ata Demirer yaptı. Uğur Dündar yaptı. Haluk Şahin gibi ünlüler yaptı..
Sen istiyorsun ki; yıllar yıllar öncesinde üzüm toplamaya gelen şalvarlı köylü kadınlarının dönemindeki fiyatlarla yürüyelim. Kalenin önünde dondurma yalayıp akşam sefası yapalım. Eskiden olduğu gibi gelen misafirlere uzaktan bakıp adadan ayrılırken hoş geldiniz diyelim..
Şekerim bunlar bitti..uyan artık, ada senin bildiğin eski ada değil. Onu dünya tanıyor; herkes oraya gelmek istiyor. Ben de buradayım demek için can atıyor..anla canım kardeşim, ada senin ellerinden sabun köpüğü gibi kayıp gitti. O, senin olduğu kadar dünyanın her hangi bir noktasında yaşayan İtalyan Rafeal’e, İzlandalı Unnur’a da ait..
Sen ada pahalı, insanlar evlerini kiraya veriyor temiz paralar kazanıyor demen boşa beyhude..bırak canım kazansın insanlar. Dünyanın her yerinde ada kuralları neredeyse aynıdır. Her şey ada şartlarına göre gelişir..
Şimdi Ayten’e soralım..
Dünyanın gözünde tüten, herkesin buradayım demek istediği adada kaç yatak var.?
Kimine göre 2022 yılı itibarıyle resmiyette 4 binin biraz üzerinde. Gayrı resmi bakarsak 20 bine çıkıyormuş. 20 bin bana biraz abartılı geldi ama var kabul edelim. Neden mi ? Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin’in yalancısıyım; kendisine Bozcaada Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz 700 adet bağ evi var demiş..
Bir dostu aradım dün..
Yerimi ayır geliyorum dedim. Yerin hazır deyince keyiflendim ama dün sabah merdivende ayağım kaydı. Acaba kimin ahını aldım. Derhal bi yaşam muhasebesi yapmalıyım. Sırtım ağrıyor ve benim Bozcaada’da birkaç gün hayali yalan oldu.
Şak aradım arkadaşı..durumu izah ettim ve ardından sordum:
Ne diyorsun bu evlerin pansiyon işine bi işletmeci olarak..
Azizim benim, geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra saydırdı:
Şekerim dedi..senin adada evin olsa 2 bin lira kiraya mı verirsin yoksa günü birlik kiralama mı yaparsın ?
Hiç kuşku yok ki; parayı veren düdüğü çalar. Kıvırmak bize yakışmaz..(!)
-Soruyu sormamış olayım..Peki şekerim yorumun nedir.?
Şöyle başladı konuşmasına:
Aramızda kalsın diyeceğim ama sen yazacaksın biliyorum. Anlatayım meseleyi, sen toparla, aman ha adımı saklı tut yoksa beni burada çiğ çiğ yerler.. -Anlat şekerim, bana güvenebilirsin, ben gazeteciyim.
-Ben bir şey demem ama Belediye Başkanının zaman zaman açıklamaları oluyor. Ada halkından fedakarlık beklediğini söylüyor. Eh ada halkı da Belediye’den, kaymakamlıktan fedakarlık bekliyor. Efendim kamu memuru için lojman yapamaz mı..Çok mu zor..vatandaştan niye fedakarlık bekleniyor..Fedakarlığı Belediye yapsın, Kaymakamlık yapsın.. Sonuç..
Eskiden olduğu gibi çıkınını (içinde yiyecek içecek olan çanta diyelim) hazırlayıp ada sahillerinde açar yerim, beyaz donla denize girerim faslına çoktan elveda dedik ama hala direnmek isteyenler var. Tekrar üzerinden geçelim. Bozcaada’ya günü birlik denize girmek için gidilmez. Gidersin bir iki gün kafa dinlersin, denizine girersin, akşam bi restoranda güzel, keyifle yemek yersin..bir iki kadeh parlatırsın falan..olmadı ada sokaklarını keşfedersin..budur. Meraklısına.:
Adada ki; dostum bi uyarıda bulundu. Son yıllarda Bozcaada’ya kaçak kesim (evlisin ama manitacılık falan var işte) için gelenler oluyormuş. Restoranlar aşırı fiyat şişiriyormuş. Bak adayı bozacak en önemli iki tehlike budur. Kaçak kesim ve kazıklamak..
Adanın derhal bu ikisinden kurtulması lazım. Aziz dostum bundan dert yandı. Çok haklı. Kiralar iner çıkar, memura lojman yapılır. Yapılmazsa da memurlardan Geyikli’ye geçişlerde Gestaş para almaz. Bir şekilde çözüm bulunur..ama fakat adın çıkacağına canın çıksın derler ya..
Bozcaada kaçak kesim merkezi olursa..
Kazıkçı diye adı çıkarsa bi anda her şey tersine dönebilir..adayı bu iki tehlikeden korumak lazım.. Tüyo: Aylık kiralamak yerine günü birlik kiralamayı tercih eden mülk sahiplerine en çok içerleyen emlakçılarmış..bak sen şu işe..
Bu adaya ne yaptıysa Ata Demirer yaptı. Uğur Dündar yaptı. Haluk Şahin gibi ünlüler yaptı..
Sen istiyorsun ki; yıllar yıllar öncesinde üzüm toplamaya gelen şalvarlı köylü kadınlarının dönemindeki fiyatlarla yürüyelim. Kalenin önünde dondurma yalayıp akşam sefası yapalım. Eskiden olduğu gibi gelen misafirlere uzaktan bakıp adadan ayrılırken hoş geldiniz diyelim..
Şekerim bunlar bitti..uyan artık, ada senin bildiğin eski ada değil. Onu dünya tanıyor; herkes oraya gelmek istiyor. Ben de buradayım demek için can atıyor..anla canım kardeşim, ada senin ellerinden sabun köpüğü gibi kayıp gitti. O, senin olduğu kadar dünyanın her hangi bir noktasında yaşayan İtalyan Rafeal’e, İzlandalı Unnur’a da ait..
Sen ada pahalı, insanlar evlerini kiraya veriyor temiz paralar kazanıyor demen boşa beyhude..bırak canım kazansın insanlar. Dünyanın her yerinde ada kuralları neredeyse aynıdır. Her şey ada şartlarına göre gelişir..
Şimdi Ayten’e soralım..
Dünyanın gözünde tüten, herkesin buradayım demek istediği adada kaç yatak var.?
Kimine göre 2022 yılı itibarıyle resmiyette 4 binin biraz üzerinde. Gayrı resmi bakarsak 20 bine çıkıyormuş. 20 bin bana biraz abartılı geldi ama var kabul edelim. Neden mi ? Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin’in yalancısıyım; kendisine Bozcaada Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz 700 adet bağ evi var demiş..
Bir dostu aradım dün..
Yerimi ayır geliyorum dedim. Yerin hazır deyince keyiflendim ama dün sabah merdivende ayağım kaydı. Acaba kimin ahını aldım. Derhal bi yaşam muhasebesi yapmalıyım. Sırtım ağrıyor ve benim Bozcaada’da birkaç gün hayali yalan oldu.
Şak aradım arkadaşı..durumu izah ettim ve ardından sordum:
Ne diyorsun bu evlerin pansiyon işine bi işletmeci olarak..
Azizim benim, geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra saydırdı:
Şekerim dedi..senin adada evin olsa 2 bin lira kiraya mı verirsin yoksa günü birlik kiralama mı yaparsın ?
Hiç kuşku yok ki; parayı veren düdüğü çalar. Kıvırmak bize yakışmaz..(!)
-Soruyu sormamış olayım..Peki şekerim yorumun nedir.?
Şöyle başladı konuşmasına:
Aramızda kalsın diyeceğim ama sen yazacaksın biliyorum. Anlatayım meseleyi, sen toparla, aman ha adımı saklı tut yoksa beni burada çiğ çiğ yerler.. -Anlat şekerim, bana güvenebilirsin, ben gazeteciyim.
-Ben bir şey demem ama Belediye Başkanının zaman zaman açıklamaları oluyor. Ada halkından fedakarlık beklediğini söylüyor. Eh ada halkı da Belediye’den, kaymakamlıktan fedakarlık bekliyor. Efendim kamu memuru için lojman yapamaz mı..Çok mu zor..vatandaştan niye fedakarlık bekleniyor..Fedakarlığı Belediye yapsın, Kaymakamlık yapsın.. Sonuç..
Eskiden olduğu gibi çıkınını (içinde yiyecek içecek olan çanta diyelim) hazırlayıp ada sahillerinde açar yerim, beyaz donla denize girerim faslına çoktan elveda dedik ama hala direnmek isteyenler var. Tekrar üzerinden geçelim. Bozcaada’ya günü birlik denize girmek için gidilmez. Gidersin bir iki gün kafa dinlersin, denizine girersin, akşam bi restoranda güzel, keyifle yemek yersin..bir iki kadeh parlatırsın falan..olmadı ada sokaklarını keşfedersin..budur. Meraklısına.:
Adada ki; dostum bi uyarıda bulundu. Son yıllarda Bozcaada’ya kaçak kesim (evlisin ama manitacılık falan var işte) için gelenler oluyormuş. Restoranlar aşırı fiyat şişiriyormuş. Bak adayı bozacak en önemli iki tehlike budur. Kaçak kesim ve kazıklamak..
Adanın derhal bu ikisinden kurtulması lazım. Aziz dostum bundan dert yandı. Çok haklı. Kiralar iner çıkar, memura lojman yapılır. Yapılmazsa da memurlardan Geyikli’ye geçişlerde Gestaş para almaz. Bir şekilde çözüm bulunur..ama fakat adın çıkacağına canın çıksın derler ya..
Bozcaada kaçak kesim merkezi olursa..
Kazıkçı diye adı çıkarsa bi anda her şey tersine dönebilir..adayı bu iki tehlikeden korumak lazım.. Tüyo: Aylık kiralamak yerine günü birlik kiralamayı tercih eden mülk sahiplerine en çok içerleyen emlakçılarmış..bak sen şu işe..