Alaattin Çakıcı tarafından yazılan mektup ile tehdit edilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek için Çanakkale CHP örgütü dün Cumhuriyet Meydanı’nda toplandı. Kılıçdaroğlu’na destek açıklamasını okuyan CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural, “Genel başkanımıza yapılan bu tehdit; demokrasiye, hukuka, meşru siyasete ve dolayısıyla halka yani hepimize yapılmış bir tehdittir” dedi.
[video width="640" height="352" mp4="https://www.canakkalekalem.com/wp-content/uploads/2020/11/“Bu-hepimize-yapılmış-bir-tehdittir’”.mp4"][/video]
CHP Çanakkale örgütü Kemal Kılıçdaroğlu’na destek için Cumhuriyet Meydanı’nda toplandı. Kılıçdaroğlu’na destek için Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan başta olmak üzere ilçe belediye başkanları, parti yönetim kurulu üyeleri ve partililer katıldı. CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural yaptığı destek açıklamasında şu ifadeleri kullandı, “Adını zikretmekle, kaleme, harflere ve topluma hakaret kabul edeceğimiz, hicap duyacağımız bir organize suç örgütünün güdümlü ve talimatlı tetikçisinin, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik, kamuoyunda paylaştığı ölüm tehdidi ve hakaret hepimizi derinden yaralamıştır. Toplum içindeki konumu, çukurdan daha alt seviyede olan bir mafya bozuntusunun hakaretleri ancak onun şahsını tarif eder, tıpkı Çubuk saldırısındaki ‘inek hırsızı’ gibi.
Lakin bizleri ve kamuoyunun vicdanını derinden yaralayan başka bir durumdan bahsetmek gerekir. Halk arasında, ‘Et kokarsa tuz kullanırsın, peki ya tuz kokarsa?" diye anlamlı bir söz vardır ve maalesef bugün de tuz kokmuştur! Tuz kokmuştur, çünkü ülkenin kurucu partisinin ve şimdiki ana muhalefet partisinin genel başkanına, ağza alınmayacak sözler ile hakaretler yapan beyzadeye yönelik olarak, AKP Genel Başkanı ve Sayın Cumhurbaşkanı tarafından tek bir açıklama yapılmış değildir. Aynı şekilde Cumhurbaşkanının küçük ortağı, Sayın Bahçeli tarafından da herhangi bir açıklama yapılmamış ve atılan twitle de dava arkadaşımdır denilerek sahip çıkılmıştır. Yine, gece yarısı geç saatlerde televizyon kanallarına bağlanarak açıklamalar yapan Sayın İçişleri Bakanımızın da bir açıklamasına henüz tanık olamadık. Bu sessizlik ve tavırsızlık manidardır, bunun adı sahiplenmektir, bunun adı tam anlamıyla hamilik yapmaktır” “TÜRK HALKI, ZORBALARA VE BU ZORBALARIN HAMİLERİNE BOYUN EĞMEZ, PABUÇ BIRAKMAZ”
Ural açıklamasının devamında, “Bu sessizlik, devletin mafya düzenine ve çete devletine yaktığı yeşil ışıktır. Şu husus asla unutulmamalıdır, bu hakaret ve tehditler; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun şahsında devlete ve demokrasiye yapılmıştır. Devlet; kurum ve kurallarıyla, yazılı hukuku ve meclisi ile birlikte bir bütündür. Siyasi partiler de bu işleyişin mihenk taşıdır. Devlet, hukukun ve demokrasinin yerleşik bağlamından, onun değerlerinden ne kadar uzaklaşırsa, aradaki boşluğu başkaları o kadar doldurmaya çalışır. Dolayısıyla bu saldırı mevcut boşluğun sokak serserileri tarafından doldurulması anlamına gelir ki; bu çok sıkça telaffuz edilen ‘teba’nın da sonu demektir.
Bakacağız ve göreceğiz! Tüm bunlar planlı bir yıpratma ve ondan da önemlisi bir kanıksatma hareketidir. Durumdan vazife çıkartacak bir başkası da yarın daha vahim sonuçları olabilecek başka bir fiile başvurursa şaşmamak gerek.
Genel başkanımıza yapılan bu tehdit; demokrasiye, hukuka, meşru siyasete ve dolayısıyla halka yani hepimize yapılmış bir tehdittir. Türk halkı, zorbalara ve bu zorbaların hamilerine boyun eğmez, pabuç bırakmaz!
"Ya çete devleti, ya hukuk devleti; Ya tek adam rejimi, ya demokrasi" tercihinde, tavrımız çok açık ve nettir!
Demokrasi ve hukuk devleti anlayışımızın tezahüründe; ‘Bu fütursuz cesaret gösterisi, bitmiş bir iktidarın, mafya yapılandırmalarından medet ummasından başka bir şey değildir!" şeklinde değerlendirmekteyiz” ifadelerini kullandı.
Lakin bizleri ve kamuoyunun vicdanını derinden yaralayan başka bir durumdan bahsetmek gerekir. Halk arasında, ‘Et kokarsa tuz kullanırsın, peki ya tuz kokarsa?" diye anlamlı bir söz vardır ve maalesef bugün de tuz kokmuştur! Tuz kokmuştur, çünkü ülkenin kurucu partisinin ve şimdiki ana muhalefet partisinin genel başkanına, ağza alınmayacak sözler ile hakaretler yapan beyzadeye yönelik olarak, AKP Genel Başkanı ve Sayın Cumhurbaşkanı tarafından tek bir açıklama yapılmış değildir. Aynı şekilde Cumhurbaşkanının küçük ortağı, Sayın Bahçeli tarafından da herhangi bir açıklama yapılmamış ve atılan twitle de dava arkadaşımdır denilerek sahip çıkılmıştır. Yine, gece yarısı geç saatlerde televizyon kanallarına bağlanarak açıklamalar yapan Sayın İçişleri Bakanımızın da bir açıklamasına henüz tanık olamadık. Bu sessizlik ve tavırsızlık manidardır, bunun adı sahiplenmektir, bunun adı tam anlamıyla hamilik yapmaktır” “TÜRK HALKI, ZORBALARA VE BU ZORBALARIN HAMİLERİNE BOYUN EĞMEZ, PABUÇ BIRAKMAZ”
Ural açıklamasının devamında, “Bu sessizlik, devletin mafya düzenine ve çete devletine yaktığı yeşil ışıktır. Şu husus asla unutulmamalıdır, bu hakaret ve tehditler; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun şahsında devlete ve demokrasiye yapılmıştır. Devlet; kurum ve kurallarıyla, yazılı hukuku ve meclisi ile birlikte bir bütündür. Siyasi partiler de bu işleyişin mihenk taşıdır. Devlet, hukukun ve demokrasinin yerleşik bağlamından, onun değerlerinden ne kadar uzaklaşırsa, aradaki boşluğu başkaları o kadar doldurmaya çalışır. Dolayısıyla bu saldırı mevcut boşluğun sokak serserileri tarafından doldurulması anlamına gelir ki; bu çok sıkça telaffuz edilen ‘teba’nın da sonu demektir.
Bakacağız ve göreceğiz! Tüm bunlar planlı bir yıpratma ve ondan da önemlisi bir kanıksatma hareketidir. Durumdan vazife çıkartacak bir başkası da yarın daha vahim sonuçları olabilecek başka bir fiile başvurursa şaşmamak gerek.
Genel başkanımıza yapılan bu tehdit; demokrasiye, hukuka, meşru siyasete ve dolayısıyla halka yani hepimize yapılmış bir tehdittir. Türk halkı, zorbalara ve bu zorbaların hamilerine boyun eğmez, pabuç bırakmaz!
"Ya çete devleti, ya hukuk devleti; Ya tek adam rejimi, ya demokrasi" tercihinde, tavrımız çok açık ve nettir!
Demokrasi ve hukuk devleti anlayışımızın tezahüründe; ‘Bu fütursuz cesaret gösterisi, bitmiş bir iktidarın, mafya yapılandırmalarından medet ummasından başka bir şey değildir!" şeklinde değerlendirmekteyiz” ifadelerini kullandı.