Cengiz Holding’e ait Truva Bakır Madencilik A.Ş. Sekiz yıl önce Çanakkale’nin Çan ilçesinde keşfedilen İnkaya Mağarası’nın kazısına sponsor oldu. Sponsorluğa tepki göstererek açıklamalarda bulunan Kazdağları Ekoloji Platformu, “Belli ki Truva Bakır vermeyi düşündüğü bu zararları bir arkeolojik kazıya sponsor olarak aklamaya çalışıyor” dedi.
Kazdağları Ekoloji Platformu tarafından yapılan açıklamada; “Çanakkale’nin Çan İlçesi, Bahadırlı Köyü sınırları içerisindeki İnkaya Mağarası'nın 2016 yılındaki keşfinin ardından Çanakkale Troya Müzesi başkanlığında Prof.Dr. İsmail Özer'in koordinatörlüğünde kazı çalışmalarına başlanmış ve bölgede Paleolitik dönem insanları açısından yoğun yerleşim faaliyetlerinin mevcut olduğu görülmüş. M.Ö. 86.000 yılına tarihlenen İnkaya Mağarası, 2021 yılından itibaren Cumhurbaşkanlığı Kararlı Kazı statüsüne geçirilmiş. İnkaya kazısının adı bugün yine gündemde; Cengiz Holdinge ait Truva Bakır Madencilik A.Ş. kazının sponsoru oluyor!
Aynı Truva Bakır 2021’den beri davacı olduğumuz Halilağa Bakır Madeni projesinin de sahibi aynı zamanda. Ve ne ilginçtir ki bu projesinin bulunduğu alan içinde de korunması gereken 1. derece tarihi sit alanları bulunmakta, ama bu alanları korumakla ilgili her hangi bir inisiyatif almamakta!
Halilağa Bakır Madeni projesinde güvenlik binası alanı olarak işaretli bölgenin doğusundaki dağın adı Künk Dağıdır. Bu dağ kütlesi üç tepeden oluşur. Künk Tepe; Güvem Tepe ve Çamtaş Tepe. Burada Künk Tepe & GüvemTaş Tepe çevresinde kayaya oygu mezarlar ve bir şaraphaneyi andıran kültistik düzenlemeler içeren alan bulunmakta. Çamtaş tepe Çevresinde ise henüz hangi antik yerleşime ait olduğu saptanamamış bir yerleşime ait kalıntılar vardır. Bu varlıkların tamamı Çanakkale Kültür envanterinde Künk Dağı Yerleşimi adıyla yer almakta ve tüm bu alan 2018 yılında 1. derece sit alanı ilan edilmiş.
Truva Bakır’a karşı çed iptali için açtığımız ve kazandığımız davamızda mahkeme yürütmeyi durdurma kararını tam da bu arkeolojik sit alanlarını gözeterek vermişti! Bilirkişi heyeti 18 yıl sürecek, 365 gün 7/24 üç vardiya, patlatmalı açık ocak olarak çalışması düşünülen madenin hemen dibindeki arkeolojik alanların bu patlatmalardan zarar görmemesinin mümkün olmayacağını net bir şekilde bildirmişti!
Peki bu Halilağa Projesi daha başka nelere zarar verecek;
-55 köyün içme suyunu sağlayan Kocabaş Çayına ve bu çaydan suyunu temin eden köylülerimize..
-Madenin sınırları üzerinde bulunduğu için haritadan silinecek olan Halilağa, Hacıbekirler ve Muratlar köylerine..
-Cevherin çıkarılmasına bağlı olarak oluşacak milyonlarca metreküp atıklardan yüksek pasa dağları, devasal kimyasal atık havuzları ile madenin çevresinde kalan köylülerin sağlıklarına..
-Yılda 5 milyon metreküp su kullanılarak bölgenin tüm su kaynaklarına..
-580 hektarlık proje alanının 513 hektarını neredeyse tamamını kaplayan ormanlarımıza..
-Köylülerin geçim kaynakları hayvancılık ve tarıma..
-Kazdağları ekosistemi bir bütündür, milli Parka 19 km uzaklıktaki proje Kazdağları silsilesinin eteklerinde olması dolayısıyla tüm bu ekosisteme..
Belli ki Truva Bakır vermeyi düşündüğü bu zararları bir arkeolojik kazıya sponsor olarak aklamaya çalışıyor. Peki Çanakkale halkı, Çanakkale Belediyesi bu aklamayı görmezden mi gelecek! Yoksa Cengiz Holding’in Kazdağlarında katliam hazırlığı yaptığı bu projesini durdurmak için mücadeleyi mi büyütecek!
Kazdağlarına getireceğin kötülüğün farkındayız, bilirkişilerin de söylediği üzere hiçbir kamu yararı taşımayan madenini de, sponsorluğunu da al defol git Cengiz!
Bu kadim toprakların geçmişini de geleceğini de senin ellerine teslim etmeyeceğiz” ifadeleri yer aldı.
SEDANUR ARIGÜN
