Güzelyalı; eskisi gibi değil. Eksikler azaldıkça tercihler arttı. Herkes burada yaşamak istiyor.
Pandemi ile birlikte köyler; özellikle de şehre yakın köyler çokça tercih edilir oldu. Bunların başında da Güzelyalı geliyor ama başımızda bi dert var.. Sayın başkan; ekonomik olmadığı gerekçesiyle Güzelyalı’ya doğalgaz gelmiyordu. El attınız, bu hizmetin köyümüze gelmesine vesile oldunuz. Teşekkür ederiz. Yolların yapılması, kanalizasyon sisteminin olmasını da katarsak burada yaşamak isteyenleri anlayabiliyorum..
Muhtarımız da yol kenarlarında ki otları biçtirirse çok daha yaşanabilir olacağız.. Şimdi kısaca birkaç noktaya temas edeyim sonra masumane isteklerimize geçeceğim..
Güzelyalı, yaşam konforunu artıran özelliklerin tamamlanmasıyla çok tercih edilen yer oldu. Bunu hem nüfus hem araç yoğunluğundan anlıyoruz..
Oh ne güzel diyesim var ama demiyorum.. Sayın Turan..
Doğalgaz için teşekkür ederiz; bu hizmetiniz köyümüze çok büyük değer kattı. Değer katarken yoğunluğu da beraberinde getirdi. Keza; Türkiye’nin en büyük Gençlik ve Sporcu Merkezini yapıyorsunuz Güzelyalı’da..
Proje tamamlandığında köy daha da hareket kazanacak..bilinirliği artacak. Bütün bunlar, Güzelyalı köyünden ana yola çıkışı zaman zaman imkansız hale getiriyor. Ana yol trafiği inanılmaz derece de hızlı ve yoğun..
Kazalar oluyor..birini anlatayım istersen. Bir gece Çanakkale’den Güzelyalı’ya dönüyoruz. Hızımız 60 km civarında; ana yoldan Güzelyalı yoluna gireceğiz. Sol tarafta çamın altında trafik polisleri görev yapıyor. İntepe yönünden gelen bir araç farlarını söndürmüş ve adam şak Güzelyalı yönüne önümüze kırdı. Biz arkadaşın böğrüne şak kafadan gömdük..
Hadi buyurun bakalım..
Durduk..adam aracı bıraktı Güzelyalı yoluna, çamın içine doğru kaçıyor. Polis anladı, şak hemşerim nereye gel bakalım sen şöyle, alkollü müsün dedi..
Muhterem Yusuf Yusuf..
Biz sakiniz..geçmiş olsun dedik.
Yahu dedik; görmüyor musun araba geliyor, ışıklarını kapatmışsın önümüze kırdın..
Görmedim dedi valla..görmemiş (!)
Adam eğildi; leş gibi alkol kokuyor. Alkollüyüm, beni idare eder misiniz dedi..
Yanımda Sezgin hanım var..bakıştık.
Peki dedik..(keşke demeseydim, keşke ona ders olacak bir tutanak yapsaydık polis ile. Peki kimmiş bize gece gece çarpan alkollü arkadaş..merak ettin mi..et et yazının sonunda ismini açıklayacağım; ha birde o gece bizi bir sürü tanıdığa arattı. Hatta aratmanın ötesinde birkaç ortak tanıdığı da gecenin o saatinde çağırmış)
Uzatmayayım; kavşaklar her zaman çok tehlikeli olmuştur. Her sürücü hindi gibi kabarıp haklılığını iddia etmeye çalışıyor. İşte bu nedenle Sayın Turan, köyümüzün kavşağına trafik ışıkları konulabilirse (sizin katkınızla) toplumsal bir mutluluk sağlarsınız.. Sayın Gökhan..
Yollarımızı yaptınız teşekkür ederiz. Kanalizasyon işi bitti. Artık Güzelyalı fosseptiğini arıtıyor. Sayın Turan’ın yaptıkları ile sizin yaptıklarınızı üst üste koyduğumuzda neredeyse köyün ölümcül, en ağır sorunları çözüldü..
Maşallah, Gençlik Kampının yanındaki araziyi satın aldınız ve halka plaj olarak sundunuz. Ne kadar çok ihtiyaç varmış meğer. Her gün dolup taşıyor ama benim en çok dikkatimi çeken plajın biraz ilerisi Piknik alanı..
İnanılmaz..her gün her gün burası abartısız dolup taşıyor..
Maşallah duman dumana ızgara kokusu çamın içini kaplıyor. Şikayetçi miyim; asla. İnsanlar burayı sevdi ve kullanıyor; ancak bütün bu hizmetler nüfusu da patlattı. O bölgede bir tek araç koyacak yer yok.
Oh oh..ne güzel; benim hoşuma gidiyor..
Yalnız..önemli bir ayrıntının altını çizeceğim. Bu piknik alanını lütfen köyümüze verin. Muhtarlık işletsin; biraz gelir elde etsin ve burasının daha temiz kalmasına katkı yapsın. Örneğin çöpler kontrol edilsin. Canım biraz para kazanalım da yol kenarlarındaki otları temizleyelim.
Eh giriş de üç kuruş paralı olursa..bir de küçük bir büfe koysun muhtarlık. Tamamdır. Yalnız, büfeyi muhtarlık kendi işletmeli ve asla kazık fiyat olmamalı.
Bunu da sizden isteriz sayın başkan..
Halk plajı sizin olsun burası bizim..
Gelelim bize çarpan muhteremin ismine..
(yazı biraz uzun oldu ama sıkılınca okumayı bırakırsın, okuman için kafana silah dayamıyoruz neticede)
Biz kazayı atlattık, arabamız yapıldı derken; Sezgin hanım bize çarpan adamdan bi küçük çaydanlık aldırmış. Çaydanlığa baktık; çelik ama teneke gibi. Değiştirelim ya da iade edelim dedik. Ne de olsa adama biz hayatının kıyağını yapmışız. Çaydanlığı gazeteye götürdüm. Öğle arasında yanımda Ahmet Ertan ile birlikte gittik bu muhterem’in dükkanına..
Baktık şöyle bi..istediğimiz gibi bişey yok. İade edelim dedik..
Merhaba..biz bu çaydanlığın çelik kalitesini beğenmedik, iaede etmek istiyoruz dedim..
Muhteremin burnu yukarıda biz iaede almıyoruz dedi..
Bana bi kere daha bak bakalım sana neyi hatırlatacağım dedim..
Baktı..
Çıkaramadım dedi..
Yardımcı olayım dedim; hani bi gece sen zil zurna sarhoşken, trafik polisi görmesin diye farlarını söndürmüşken Güzelyalı kavşağında önümüze kırmış kazaya sebep olmuştun. Abi sarhoşum aman senin d.. yiyeyim beni idare et demiştin..
Gözleri fal taşı gibi açıldı..
Abem özür dilerim, ben sizi tanıyamadım..
Hiç sevmem bu türden ağdalı yalaka durumları..
Çaydanlığı da sana bırakıyorum, o gece çok büyük bi hata yaptığımı şimdi daha iyi anlıyorum dedim ve Ahmet ile dükkandan çıktık. Arkamızdan koşsa da bitti dedim..bitti..
Do you understand ?
Şimdi gelelim günün anlam ve önemini özetleyecek söze..
Gazeteci bi çakıl taşı gibidir..ne zaman nerede ayağına dolanacağını, seni nerede kahraman yapacağını bilemezsin..
Hayırlı işler Cahit Ticaret.. Sevgi ve muhabbetle kal aziz okur..
Pandemi ile birlikte köyler; özellikle de şehre yakın köyler çokça tercih edilir oldu. Bunların başında da Güzelyalı geliyor ama başımızda bi dert var.. Sayın başkan; ekonomik olmadığı gerekçesiyle Güzelyalı’ya doğalgaz gelmiyordu. El attınız, bu hizmetin köyümüze gelmesine vesile oldunuz. Teşekkür ederiz. Yolların yapılması, kanalizasyon sisteminin olmasını da katarsak burada yaşamak isteyenleri anlayabiliyorum..
Muhtarımız da yol kenarlarında ki otları biçtirirse çok daha yaşanabilir olacağız.. Şimdi kısaca birkaç noktaya temas edeyim sonra masumane isteklerimize geçeceğim..
Güzelyalı, yaşam konforunu artıran özelliklerin tamamlanmasıyla çok tercih edilen yer oldu. Bunu hem nüfus hem araç yoğunluğundan anlıyoruz..
Oh ne güzel diyesim var ama demiyorum.. Sayın Turan..
Doğalgaz için teşekkür ederiz; bu hizmetiniz köyümüze çok büyük değer kattı. Değer katarken yoğunluğu da beraberinde getirdi. Keza; Türkiye’nin en büyük Gençlik ve Sporcu Merkezini yapıyorsunuz Güzelyalı’da..
Proje tamamlandığında köy daha da hareket kazanacak..bilinirliği artacak. Bütün bunlar, Güzelyalı köyünden ana yola çıkışı zaman zaman imkansız hale getiriyor. Ana yol trafiği inanılmaz derece de hızlı ve yoğun..
Kazalar oluyor..birini anlatayım istersen. Bir gece Çanakkale’den Güzelyalı’ya dönüyoruz. Hızımız 60 km civarında; ana yoldan Güzelyalı yoluna gireceğiz. Sol tarafta çamın altında trafik polisleri görev yapıyor. İntepe yönünden gelen bir araç farlarını söndürmüş ve adam şak Güzelyalı yönüne önümüze kırdı. Biz arkadaşın böğrüne şak kafadan gömdük..
Hadi buyurun bakalım..
Durduk..adam aracı bıraktı Güzelyalı yoluna, çamın içine doğru kaçıyor. Polis anladı, şak hemşerim nereye gel bakalım sen şöyle, alkollü müsün dedi..
Muhterem Yusuf Yusuf..
Biz sakiniz..geçmiş olsun dedik.
Yahu dedik; görmüyor musun araba geliyor, ışıklarını kapatmışsın önümüze kırdın..
Görmedim dedi valla..görmemiş (!)
Adam eğildi; leş gibi alkol kokuyor. Alkollüyüm, beni idare eder misiniz dedi..
Yanımda Sezgin hanım var..bakıştık.
Peki dedik..(keşke demeseydim, keşke ona ders olacak bir tutanak yapsaydık polis ile. Peki kimmiş bize gece gece çarpan alkollü arkadaş..merak ettin mi..et et yazının sonunda ismini açıklayacağım; ha birde o gece bizi bir sürü tanıdığa arattı. Hatta aratmanın ötesinde birkaç ortak tanıdığı da gecenin o saatinde çağırmış)
Uzatmayayım; kavşaklar her zaman çok tehlikeli olmuştur. Her sürücü hindi gibi kabarıp haklılığını iddia etmeye çalışıyor. İşte bu nedenle Sayın Turan, köyümüzün kavşağına trafik ışıkları konulabilirse (sizin katkınızla) toplumsal bir mutluluk sağlarsınız.. Sayın Gökhan..
Yollarımızı yaptınız teşekkür ederiz. Kanalizasyon işi bitti. Artık Güzelyalı fosseptiğini arıtıyor. Sayın Turan’ın yaptıkları ile sizin yaptıklarınızı üst üste koyduğumuzda neredeyse köyün ölümcül, en ağır sorunları çözüldü..
Maşallah, Gençlik Kampının yanındaki araziyi satın aldınız ve halka plaj olarak sundunuz. Ne kadar çok ihtiyaç varmış meğer. Her gün dolup taşıyor ama benim en çok dikkatimi çeken plajın biraz ilerisi Piknik alanı..
İnanılmaz..her gün her gün burası abartısız dolup taşıyor..
Maşallah duman dumana ızgara kokusu çamın içini kaplıyor. Şikayetçi miyim; asla. İnsanlar burayı sevdi ve kullanıyor; ancak bütün bu hizmetler nüfusu da patlattı. O bölgede bir tek araç koyacak yer yok.
Oh oh..ne güzel; benim hoşuma gidiyor..
Yalnız..önemli bir ayrıntının altını çizeceğim. Bu piknik alanını lütfen köyümüze verin. Muhtarlık işletsin; biraz gelir elde etsin ve burasının daha temiz kalmasına katkı yapsın. Örneğin çöpler kontrol edilsin. Canım biraz para kazanalım da yol kenarlarındaki otları temizleyelim.
Eh giriş de üç kuruş paralı olursa..bir de küçük bir büfe koysun muhtarlık. Tamamdır. Yalnız, büfeyi muhtarlık kendi işletmeli ve asla kazık fiyat olmamalı.
Bunu da sizden isteriz sayın başkan..
Halk plajı sizin olsun burası bizim..
Gelelim bize çarpan muhteremin ismine..
(yazı biraz uzun oldu ama sıkılınca okumayı bırakırsın, okuman için kafana silah dayamıyoruz neticede)
Biz kazayı atlattık, arabamız yapıldı derken; Sezgin hanım bize çarpan adamdan bi küçük çaydanlık aldırmış. Çaydanlığa baktık; çelik ama teneke gibi. Değiştirelim ya da iade edelim dedik. Ne de olsa adama biz hayatının kıyağını yapmışız. Çaydanlığı gazeteye götürdüm. Öğle arasında yanımda Ahmet Ertan ile birlikte gittik bu muhterem’in dükkanına..
Baktık şöyle bi..istediğimiz gibi bişey yok. İade edelim dedik..
Merhaba..biz bu çaydanlığın çelik kalitesini beğenmedik, iaede etmek istiyoruz dedim..
Muhteremin burnu yukarıda biz iaede almıyoruz dedi..
Bana bi kere daha bak bakalım sana neyi hatırlatacağım dedim..
Baktı..
Çıkaramadım dedi..
Yardımcı olayım dedim; hani bi gece sen zil zurna sarhoşken, trafik polisi görmesin diye farlarını söndürmüşken Güzelyalı kavşağında önümüze kırmış kazaya sebep olmuştun. Abi sarhoşum aman senin d.. yiyeyim beni idare et demiştin..
Gözleri fal taşı gibi açıldı..
Abem özür dilerim, ben sizi tanıyamadım..
Hiç sevmem bu türden ağdalı yalaka durumları..
Çaydanlığı da sana bırakıyorum, o gece çok büyük bi hata yaptığımı şimdi daha iyi anlıyorum dedim ve Ahmet ile dükkandan çıktık. Arkamızdan koşsa da bitti dedim..bitti..
Do you understand ?
Şimdi gelelim günün anlam ve önemini özetleyecek söze..
Gazeteci bi çakıl taşı gibidir..ne zaman nerede ayağına dolanacağını, seni nerede kahraman yapacağını bilemezsin..
Hayırlı işler Cahit Ticaret.. Sevgi ve muhabbetle kal aziz okur..