Anayasamız 50. Maddesinde “Dinlenmek, çalışanların hakkıdır” diyerek işçinin gerek ruhsal gerekse fiziksel olarak dinlenme ihtiyacının olduğunu kabul etmiştir. Çalışan herkese anayasal olarak tanımlanması dolayısıyla “Dinlenme Hakkı” en üst norm ile güvence altına alınmıştır. Öyle ki çalışanın kendisi dahi bu haktan vazgeçemez. Dinlenmeksizin yapılan çalışmalar temel bir hak olan dinlenme hakkının ihlal edilmesinin yanı sıra iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasını da zorlaştırmaktadır. İşçilerin dinlenmesi çalışma arzularını tekrar kazandıran onların bedensel ve ruhsal olarak sağlıklı bireyler olmalarına katkı sağlayan bir ihtiyaç olmanın yanında, iş verimliliğini de artırmaktadır. Yıllık ücretli izin hakkı ile çalışanlara dinlenme imkanı tanır. İşyeri açısından ise izne çıkan personelin yaptığı işlerin aksayan yönlerinin tespiti için bir fırsat olarak görülmelidir.
Çalışma hayatında işgörenlerin, yıllık ücretli izne ayrılması gereken sürede çalışarak hem hak kazandığı ücreti hem de izin ücretini almak istediği durumlarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Aynı şekilde, işverenlerinde işçinin izin kullanmayıp çalışmasını istediklerine hak kazanılan izin süresine ait ücreti işçilere ödeyerek mahsuplaşma yoluna gittiklerine şahit olunmaktadır. Hatırlatmak gerekir ki; iş sözleşmesi sona ermemiş olan işçi yıllık ücretli izin hakkını kullanmak yerine izin ücretinin ödenmesini talep edemez. Yine de böyle bir talepte bulunan işçinin arzusunu yerine getirmiş olan işvereni de bu yolla yıllık ücretli izin kullandırma yükümlülüğünü yerine getirmiş olmaz. İşçinin hizmet akdi devam ederken kullanamadığı yıllık izinlerinin ücretini talep edemeyeceği yüksek Yargı kararlarında da net bir şekilde ifade edilmektedir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/21422 Numaralı Kararında: “Somut uyuşmazlıkta, Yıllık izin ücreti açısından, bazı imzasız bordrolarda yıllık izin tahakkukları görünmektedir. Bu bordrolar davacı asıldan bizzat sorularak, bordrolardaki bu tahakkuk olan dönemlerde yıllık izin kullanıp kullanmadığı tespit edilmelidir. Diğer yandan davalı vekilinin cevap dilekçesinde banka ve şubesi ile hesap numarası belirtildiğinden bu banka kayıtları getirtilerek bahsolunan bordrolardaki tahakkukların ödenip ödenmediği, ayrıca, banka kayıtlarında yıllık izin ücreti adı altında başkaca ödeme olup olmadığı incelenmelidir. Banka kayıtlarında yıllık izin ücreti adı altında başka ödeme var ise bu dönemlerde de yıllık izin kullanıp kullanmadığı davacı asıldan bizzat sorulmalıdır. Davacı çalışmakta iken yıllık izin kullanmaksızın sadece yıllık izin ücretini alması anayasal bir hak olan yıllık izin hakkını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle, davacı yıllık ücretini almış dahi olsa ücretini aldığı bu yıllık izni “izin” olarak fiilen kullanmamış ise, ödemenin yıllık izin hakkını ortadan kaldırmayacağına, yani fesih sonrası ücreti alınmış dahi olsa kullanılmayan yıllık izinlerin ücretlerinin yine de talep edilebileceğine bilhassa dikkat edilmelidir.” Şeklinde kurduğu hükümden de anlaşılacağı üzere, işçinin çalışırken yıllık izne göndermek yerine ücretinin verilmesi ve işçinin çalıştırılması halinde, bunun işçinin yıllık izin hakkını ortadan kaldırmayacaktır.
YAZARLAR
Yayınlanma: 13 Ocak 2021 - 10:00
Çalışma sürerken yıllık izin ücrete dönüşemez
Anayasamız 50
YAZARLAR
13 Ocak 2021 - 10:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir