Çevik ve ahlaklı sporcular yok artık. Onlar da bir sistematiğin içerisinde hareket ediyorlar. Ruhuyla spor yaparak müsabakalar kazananlar yok artık. Güzel hikayeler üretilemiyor, zafer yürüyüşlerinde ki gizemli anlar yok artık. Standart hareketler her spor dalına sirayet etmiş durumda. Yaratıcılık kalmamış durumda sporcularda. Bu durum tüm dünyada böyle. Bu yüzden ki amatör sporculardan çıkıyor ilginç sportif figürler, inanılma başarıların yaşandığı anlar. Artık spor bir endüstri durumunda. Ciddi bir ekonomi ve bu ciddi ekonomiyi kontrol eden büyük devletlerin büyük kurumları sürprizlerle karşılaşmak istemiyorlar. Onların belirlediği şampiyonlara sevinsin dünya insanları, onların planladıkları zaferler ile spor dünyasının tarihi yazılsın istiyorlar. Sadece naklen yayın ihaleleri bile bir çok devletin bütçesi üzerinde. Bu güce sahip olanların sürpriz ile işi olamaz ve bu sürprizi gerçekleştirecek sıra dışı sporcularla da işi olamaz. Biraz standart dışına taşan oyuncu olursa da toplamda on dünya kulübü bünyesinde branşına göre yer alması sağlanıyor ki pasta bölünmesin.
Oysaki; Muhammed Ali vardı bir zamanlar, tüm dünyaya boksu sevdiren, kelebek gibi dans eden ama arı gibi sokan. Nadya Komanachi vardı tüm dünyaya kendini hayran bırakan sıra dışı lastik kız. KaterinaWitt vardı buz üzerinde büyülü dansını lale figürü ile süsleyen. Pele, Maradona, Ardilles, Briatnier… Futbolun gösteri yıldızlarıydı.
Her spor dalında efsaneler sayıldığında 80’lerden sonrasına pek yer verilemez. Sanayileşen spor endüstrisi artık sürprizlere kapanmıştı çünkü.
Bu sabah üzücü bir olayla güne başladık. 1936 yılında hayata gözlerini açan Türk sporunun efsane ismi sinyör lakaplı Can BARTU hayatını kaybetmişti. Bir daha asla olmayacak bir spor insanı daha aramızdan ayrılmıştı. Kendisi hem futbolcu hem de basketbolcu kimliği ile spor dünyasında yerini almış yegane kişiydi. Onun başarı hikayelerini dinlerdik spor yaparken hocalarımızda. Aynı gün gündüz saatlerinde Fenerbahçe’nin Beşiktaş’ı 4-2 yendiği maçta Beşiktaş’a iki gol atmış ve Mithatpaş Stadından Spor Sergi’ye giderek Galatasaray’ karşı yine Fenerbahçe forması ile oynayarak 32 sayı kaydetmişti.
Artık komple sporculardan bahsetmek pek mümkün değil. Bir atlet hem 100 metre de hem de 400 metre de yarışa katılırsa üstün başarıya imza atmış sayılıyor günümüzde. Çünkü sporcular artık bir konuya göre kodlanarak hazırlanıyorlar müsabakalara. Oysaki; eskiden yürekleri karşılaşırdı sporcular, gerçek müsabakalar izlerdik. Kurmaca şampiyonlar değil, azmin zaferleri ile hedefe ulaşan şampiyonlar gönlümüzde taht kurarlardı.
Zafere giden yollar hep bir hikaye dolu olurdu. Yokluklarla edilen mücadele hırs ve azmin oluşmasına sebep olurdu.
1988 yılında Sultanahmet’te bir vakıf vardı. Yücel Kültür Vakfı. Sultanahmet’ten Gülhane’ye inerken solda tarihi bir bina. Gençlerin binada bulunan salonda spor yapmasına izin veren bir vakıftı. Aylık bir belediye otobüsü bileti kadar ücret ödenirdi. Sembolik yani. Halterler tenekelere dökülen betonlar ile oluşturulmuştu, fakir ama yaratıcı spor yapılırdı. Birçok ünlü sporcu o vakıf salonunda güç yüklemesi yapardı zamanında. Yokluk yılları, Özal’ın serbest piyasa ekonomisi henüz kendisini göstermekte ve yoklukla gelen mutlu yıllardı.
Can BARTU’da aramızdan ayrıldı. Nurlar içerisinde uyusun.
YAZARLAR
Yayınlanma: 13 Nisan 2019 - 12:59
Can Bartu
Çevik ve ahlaklı sporcular yok artık
YAZARLAR
13 Nisan 2019 - 12:59
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir