Açıklamada, özellikle Suriye’deki Alevi nüfusun yoğun olduğu bölgelerde artan saldırılara ve İsrail’in Filistin halkına yönelik bombardımanlarına karşı ulusal ve uluslararası kamuoyunun daha fazla ses çıkarması gerektiği vurgulandı.
Truva Atı önünde gerçekleşen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Tüm dünyanın gözü önünde bir soykırım yaşanıyor. Suriye bir kez daha savaş politikaları ve kanla sınanıyor. Savaşı ve şiddeti araç olarak kullanan emperyalist güçler coğrafyayı kana bulamaktan vazgeçmiyor. Suriye’de Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Lazkiye, Tartus, Ceble ve Humus bölgelerinde, cihatçı-mezhepçi çetelerin katliamları dur durak bilmiyor. Yaşananlar sadece mezhepçi bir saldırı olmaktan öte, tüm coğrafya üzerinde büyüyen savaş planlarının göstergesidir. Özellikle Alevi sivillere yönelik katliamlar, insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınmaktadır ve en ağır şekilde lanetlenmelidir. Suriye, emperyalistler ve işbirlikçileri eliyle sürdürülen politikalar sonucu, yıkıcı bir iç savaşın acısını hâlen yaşamaktadır. Ülkemizin de dâhil olduğu bu süreç bölgenin tamamını karanlığa sürüklemiş ve emperyalist çekişmelerin daha tehlikeli boyuta gelmesine yol açmıştır. Mevcut HTŞ Rejimi ve ortaklarının kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyen kesimlere karşı izlediği inkâr ve katliam politikalarının; devletleşme süreciyle birlikte resmî kolluk kuvvetleri eliyle sürdürülmesi, bu süreci daha da vahim hale getirmektedir. Artık bireysel çete saldırılarından öte, devletin kurumsal yapısı içinde planlanan ve uygulanan bir soykırım pratiğiyle karşı karşıyayız. Bu, yalnızca Suriye halkları için değil, bölgedeki tüm toplumsal dinamikler için büyük bir tehdittir. Devlet gücüne yaslanarak sürdürülen bu katliam politikaları, uluslararası hukukun hiçe sayıldığını ve emperyalist güçlerin bu katliamlara dolaylı ya da doğrudan onay verdiğini göstermektedir.- Halkların ve toplulukların, temel insan hakları düzleminde, eşit, onurlu, birlikte yaşama iradesine sahip çıkmaya, kendi hükümetlerine bu yönde baskı yapmaya çağırıyoruz SEDANUR ARIGÜNEmperyalizm ve aparatları, şimdi de Suriye’de yayılmacı politika ve müdahalelerle etnik ve mezhepçi katliamlar üzerinden güç denemesine girişmiştir. Bu durum tüm Ortadoğu coğrafyasında demokrasi, özgürlük ve barış hayalleri için bir tehdit anlamına gelmektedir. Emperyalist güçlerin “Yeni Ortadoğu Düzeni” olarak sunduğu bu müdahalelerin, halklara kan ve zulümden başka bir şey getirmeyeceği ortadadır. Bizler dün olduğu gibi bugün de, emperyalist savaşlara karşı, ülkemizde ve Ortadoğu’da tüm alanları BARIŞ sesleriyle doldurmaya devam edeceğiz. Ortadoğu’nun daha fazla çatışmaya değil, silahların susmasına ve barışa ihtiyacı vardır. Suriye’de etnik ve mezhepçi çatışmaları sürdüren silahlı çetelerin desteklenmesinden, halklarla savaşı ve düşmanlığı körüklemekten uzak durulmalıdır. İki gece önce sabaha karşı sahur vaktinde, “siyonist yayılmacı ve işgalci İsrail Rejimi” ABD’nin onayı ve işbirlikçilerin sessizliği arasında, barbarca saldırılarına bir yenisini daha ekledi. Kadın ve çocuk demeden 300’ü aşkın Filistinli ağır bombardıman sonucunda can verdi. Bu durum Ramazan Ayı boyunca devam etmesi gereken ateşkesin rafa kalktığını gösteriyor. Bütün dünyanın gözü önünde süren soykırıma rağmen; siyasal iktidar pasif tutumunu sürdürüyor, ticari anlaşmalar devam ediyor, herhangi bir ciddi yaptırım uygulama gereği duymuyor. İsrail, başta ABD olmak üzere batılı emperyalistlerden ve Ortadoğu’daki işbirlikçilerinden destek ve icazet almaktadır. 2 Dünya savaşına tanık olmuş 20. yüzyılın acı deneyimleri, insanlığa temel insan haklarını ve ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını miras bırakmıştır. Kişiler, topluluklar ve halklar; ulusal-etnik özelliklerinden, dilinden, inancından, kimlik ve tercihlerinden dolayı ayrımcılığa maruz bırakılamaz, kitlesel kıyımlara uğratılamaz. Suriye ve Filistin yurttaşı olan kesimler, eşit, onurlu ve barış içinde birlikte yaşam hakkına sahiptir! Suriye ve Filistin’de yaşanan katliam ve insanlık dramına karşı burdan bir kez daha sesleniyoruz: - İsrail rejimiyle olan tüm antlaşmalar iptal edilmeli, ticaret kesilmeli, her türlü askeri ve güvenlik amaçlı silah satışı durdurulmalıdır. - İnsanlığa karşı işlenen suçların sorumluları ortaya çıkarılmalı, saldırılara son verilmelidir. - Suriye’deki katliamların sorumluları yakalanmalı, hesap sorulmalıdır. - Hristiyan, Dürzi, Kürt, Alevi, Arap, kadınlar, gençler, çocuklar, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm toplumsal kesimler için insani, güvenli ve güvenceli bir siyasal ortam ve günlük yaşam inşa edilmelidir. - Ulusal ve uluslararası kamuoyunu; Suriye ve Filistin’de yueniden başlayan katliamlara karşı daha çok ses vermeye,