2019 yılında Kirazlı Altın Madeni Projesi ile gündeme gelen Kaz Dağları şimdi de Halilağa Bakır Madeni Projesi ile karşı karşıya. Bayramiç’te faaliyete geçirilmek istenen Halilağa Bakır Madeni Projesi`nin bugün yapılması planlanan ÇED Halkı Bilgilendirme toplantısı öncesi; TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Kaz Dağları için tehlikenin devam ettiğini vurguladı.
Bölgenin büyük maden projelerinden biri olan “Halilağa Bakır Madeni Projesi” 2019 yılında büyük bir tepkiyle karşılanan Kirazlı Altın Madeni ve onun diğer ayağı Ağı Dağı Altın Madeni projelerinin ortasında yer alıyor. Üç projenin hayata geçmesi, Kaz Dağları’nda 19 bin futbol sahası (13 bin 500 hektar alan) büyüklüğünde bir maden alanının oluşması anlamına gelecek. Projeler bölgenin su varlıkları, toprağı ve tarımsal üretimi ile birlikte Kaz Dağları’nda binlerce yıllık kadim bir kültürü de tehdit ediyor.
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Halilağa projesi maden alanının, anıt ağaç niteliğinde asırlık ağaçları ve dünyada sadece Kaz Dağları’nda yaşayan Kaz Dağı Göknarlarını içinde barındıran ormanlarla birlikte nadir bitki türleri ve canlı çeşitliliğini yutacağını belirtiyor. Kamuoyuna bakır madeni projesi olarak lanse edilse de, aynı ruhsat alanı için 2012 yılında “Halilağa Altın Madeni Projesi” ismiyle Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci yürütülmüş ve ÇED olumlu kararı alınmış; ancak yöre halkının tepkisi nedeniyle, proje bugüne kadar hayata geçememişti. Projenin Kaz Dağları ormanları ve birinci sınıf tarım toprakları üzerinde yer aldığını ve uygulanması halinde en az 3 köyü yutacağının tahmin edildiğini belirten Deniz Ataç; projenin uzun zamandır şiddetli kuraklıklarla mücadele eden bölgede, Kaz Dağları’nın sularına da ortak olacağını ifade ediyor. Nisan 2019’da yayımladıkları Kaz Dağları Yöresi’nde Madencilik Raporu’na da dikkat çeken Ataç; “Raporumuz, Halilağa Maden Projesinin de yer aldığı Çanakkale’de; Çan ilçesinin yüzde 75’inin, Bayramiç’in yüzde 62’sinin, Ezine’nin yüzde 53’ünün, Lapseki’nin yüzde 47’sinin ve Yenice’nin ise yüzde 44’ünün madenlere ruhsatlı olduğunu ortaya koyuyor. Ruhsatların her geçen gün hayata geçmek için başvurulara dönüştüğüne hep birlikte tanıklık ediyoruz. Büyük bir endişeyle “Çanakkale’yi nasıl bir kader bekliyor?” sorusunu yetkililere sorma sorumluluğu hissediyoruz. Madencilik faaliyetleri ile ilgili kararların acilen gözden geçirilmesini bekliyoruz.” diyerek Kaz Dağları için tehlikenin devam ettiğinin altını çiziyor.
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Halilağa projesi maden alanının, anıt ağaç niteliğinde asırlık ağaçları ve dünyada sadece Kaz Dağları’nda yaşayan Kaz Dağı Göknarlarını içinde barındıran ormanlarla birlikte nadir bitki türleri ve canlı çeşitliliğini yutacağını belirtiyor. Kamuoyuna bakır madeni projesi olarak lanse edilse de, aynı ruhsat alanı için 2012 yılında “Halilağa Altın Madeni Projesi” ismiyle Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci yürütülmüş ve ÇED olumlu kararı alınmış; ancak yöre halkının tepkisi nedeniyle, proje bugüne kadar hayata geçememişti. Projenin Kaz Dağları ormanları ve birinci sınıf tarım toprakları üzerinde yer aldığını ve uygulanması halinde en az 3 köyü yutacağının tahmin edildiğini belirten Deniz Ataç; projenin uzun zamandır şiddetli kuraklıklarla mücadele eden bölgede, Kaz Dağları’nın sularına da ortak olacağını ifade ediyor. Nisan 2019’da yayımladıkları Kaz Dağları Yöresi’nde Madencilik Raporu’na da dikkat çeken Ataç; “Raporumuz, Halilağa Maden Projesinin de yer aldığı Çanakkale’de; Çan ilçesinin yüzde 75’inin, Bayramiç’in yüzde 62’sinin, Ezine’nin yüzde 53’ünün, Lapseki’nin yüzde 47’sinin ve Yenice’nin ise yüzde 44’ünün madenlere ruhsatlı olduğunu ortaya koyuyor. Ruhsatların her geçen gün hayata geçmek için başvurulara dönüştüğüne hep birlikte tanıklık ediyoruz. Büyük bir endişeyle “Çanakkale’yi nasıl bir kader bekliyor?” sorusunu yetkililere sorma sorumluluğu hissediyoruz. Madencilik faaliyetleri ile ilgili kararların acilen gözden geçirilmesini bekliyoruz.” diyerek Kaz Dağları için tehlikenin devam ettiğinin altını çiziyor.