Çanakkale Koza Gençlik Derneği’nin paylaşmış olduğu bir gönderi sayesinde Avrupa Gönüllülük Hizmeti’ne (EVS) başvuran Ender Açıkalın, geçtiğimiz yıl Almanya’nın Esslingen am Neckar kentinde 1 sene yaşadı. Burada kaldığı sürenin 9 aylık bölümünde sokak sanatçılığı yapan Açıkalın, Türkiye ile Avrupa arasında sokak müzisyenlerine olan bakış açısı farklılıklarını ve yaşadığı anıları gazetemize anlattı.
Çanakkale’de lise okuduğu 2012 yılından itibaren sokak müzisyenliği yapan 25 yaşındaki Ender Açıkalın, geçtiğimiz sene Avrupa Gönüllülük Hizmeti kapsamında Almanya’nın Esslingen am Neckar kentinde bir sene yaşadı. Burada yapmış olduğu gönüllülük işleri haricinde Avrupa’nın çeşitli kentlerini gezerek sokak müzisyenliği de yapan Açıkalın, yaşadığı anıları ve Avrupa ile Türkiye arasındaki sokak müzisyenlerine olan bakış açısı farklılıklarını bizimle paylaştı. Almanya’ya gittiğinde enstrümanı olmadığını belirten Açıkalın, Almanya’da çanta ile taşınabilen bir davul seti bulduğunu ancak fiyatının biraz tuzlu olduğunu belirterek; “O davul setine yatırıma yapma konusunda emin olamadım. O parayı yerine ne kadar sürede koyabileceğim konusunda tedirgindim çünkü iki aylık aldığım ödenekten daha fazlasını yatırmıştım. Şansıma benim yaşadığım şehrin Noel Pazarı çok ünlüymüş çünkü hala Ortaçağ konseptiyle devam ediyor. Elektrikli alet kullanmıyorlar, dönme dolap insan gücüyle çalışıyor… Ben böyle bir şey olduğunu bilmiyordum. Avrupa’nın her yerinden gelen vardı. Hiç beklemediğim bir şekilde 3 haftada davulun parasını çıkardım.” dedi.
“Sokakta örnekleri çok az” Çanakkale’de sokakta müzik yaptığında insanların tepkisinin çok iyi olduğunu belirten genç müzisyen; “Bateriyi herkes biliyor ancak ne kadar yakından gördükleri şaibeli; konserlerde sahnenin arkasında bir yerde, videolarda gördükleri bir enstrümanken sokakta yanından geçiyor olmak insanların ilgisini çekiyordu. Dünyada, solo davul performanslarının sokakta örnekleri çok az. Aynı dinamikle Almanya’da da işledi. İnsanlar ‘napıyor bu manyak?’ oluyor. Yaptığım iş de fena olmayınca haliyle beğeniliyor. Gitar çalsam bu kadar sükse yapmazdı.” dedi.
“8 ya da 9 defa yaptım. 6’sı ya da 7’si durdurulmayla bitti” Konuşmasının devamında Çanakkale’de ve Almanya’da yaşadığı ‘durdurulma’ olaylarını dile getiren Açıkalın şunları söyledi; “Davul gürültülü bir enstrüman. Yeri geldi 3-4 saat çaldım kimse bir şey demedi, yeri geldi 15 dakikada görevliler geldi çalamazsın dedi. Bu kimi zaman belediye görevlisiydi, kimi zaman emniyet güçlerdi. Neden oldu bilmiyorum, şikayet üzerine mi yoksa rahatsızlık mı yarattım, kendi inisiyatifleriyle mi durdurdular bilmiyorum. Bu işi Çanakkale’de 8 ya da 9 defa yaptım. 6’sı ya da 7’si durdurulmayla bitti. Avrupa’nın çeşitli kentlerinde 1 yıl boyunca farklı yerlerde çaldım bir defa durduruldum; onun da nedeni Alman demiryollarının bölgesinde çalmış olmam. Alman demiryolları görevlisi geldi, ‘burası özel mülk burada çalamazsın’ dedi. Çalma demedi, burada çalamazsın” dedi. “Savunabildiğin bir durum yok”
Almanya’daki her şey gibi sokak müzisyenliğin de sistemleştirilmiş durumda olduğunu söyleyen Açıkalın, Türkiye’de böyle bir sistemin olmadığını ifade etti. Açıkalın konuşmasında şunları söyledi; “Mesela Çanakkale’de talepte bulunmuştum. Belediye’nin ilgili birimine gidip ‘ben böyle bir şey yapıyorum, benim gibi yapan birkaç insan daha var. Yasal bir dayanağa oturtsak nasıl olur? Siz bir alan belirleseniz orada çalsak’ dedim. ‘Yönetmeliğe göre tüzüğe göre yapabiliyor muyuz bir ona bir bakalım. Sana haber vereceğiz’ dediler. İletişim bilgilerimi bıraktım, kimse haber vermedi. Aradan yaklaşık bir ay süre geçti, ben yine gittim. Bana ‘biz onu bulamadık. Bir şeye uyduramadık. Zaten biz bunu tolere ediyoruz. Bizim şehrimizde bir sorun yok. Olduğu gibi gidip yapmaya devam edebilirsin’ dediler. Ancak işte bu durumda biri sana gelip bir şey dediğinde senin yasal dayanağın olmuyor; mecbur gidiyorsun. Savunabildiğin bir durum yok.”
Dilencilikle suçlanmış Balıkesir’in Akçay Beldesi’nde müzik yaptığı sırada zabıtaların kendisine ceza yazdığını belirten Açıkalın, kendisine verilen ceza makbuzundaki ‘suç’ kısmında ‘dilencilik’ yazdığını söyledi.
“Alışılmadık bir enstrüman” Sokakta gitar çalarken bir sıkıntı yaşamadığını ancak davulda yaşadığını belirten Açıkalın, “Kabul ediyorum davul göze çarpan, ekstrem bir olay. Alışılmadık bir enstrüman. İnsanların ön yargısı var. Bir kere Çanakkale Kordon’da gürültüden dolayı problem oldu. Ben de ‘tamam çalmayacağım insanlar gelip belki fotoğraf çekilmek ister’ dedim. Bana ‘hayır toplaman lazım yer işgal ediyorsun’ dediler. Bir defa da ‘ben uyarımı yaptım, bir daha gelirsem davuluna el koyarım’ uyarısıyla karşılaştım” dedi.
“Başıma ekşiyen olmadı” Son olarak Almanya’da sokak müzisyenliği sisteminin nasıl işlediğini anlatan genç müzisyen; “Kimseyle muhatap olmama gerek kalmadan, Almanya’daki arkadaşlarıma ‘ben böyle bir şey yapmak istiyorum nasıl yapabilirim?’ dedim. Elektronik güçlendirici kullanmadığın sürece yarım saat müzik yapman hakkın dediler. Yarım saat sonra ise daha önceki noktandan duyulmayacak şekilde yer değiştirmen gerekiyor. Gel gelelim kimse bunu ölçmüyor. Başında gezen bir devriye yok. Yarım saattir buradasın kalkmadın diye başıma ekşiyen olmadı. Yeri geldi bir saat çaldığım da oldu” dedi.
Sosyal medyada paylaşıyor!
Açıkalın, Avrupa’nın çeşitli kentlerinde gerçekleştirdiği performanslarını ve yaşadıklarına dair ilginç olayları “enderummer” adlı Youtube kanalında ve Instagram profilinde herkesle paylaşıyor. Gelecek vadeden genç müzisyenin sokak performanslarını dinlemek için sosyal medya hesaplarını ziyaret etmeyi unutmayın!
“Sokakta örnekleri çok az” Çanakkale’de sokakta müzik yaptığında insanların tepkisinin çok iyi olduğunu belirten genç müzisyen; “Bateriyi herkes biliyor ancak ne kadar yakından gördükleri şaibeli; konserlerde sahnenin arkasında bir yerde, videolarda gördükleri bir enstrümanken sokakta yanından geçiyor olmak insanların ilgisini çekiyordu. Dünyada, solo davul performanslarının sokakta örnekleri çok az. Aynı dinamikle Almanya’da da işledi. İnsanlar ‘napıyor bu manyak?’ oluyor. Yaptığım iş de fena olmayınca haliyle beğeniliyor. Gitar çalsam bu kadar sükse yapmazdı.” dedi.
“8 ya da 9 defa yaptım. 6’sı ya da 7’si durdurulmayla bitti” Konuşmasının devamında Çanakkale’de ve Almanya’da yaşadığı ‘durdurulma’ olaylarını dile getiren Açıkalın şunları söyledi; “Davul gürültülü bir enstrüman. Yeri geldi 3-4 saat çaldım kimse bir şey demedi, yeri geldi 15 dakikada görevliler geldi çalamazsın dedi. Bu kimi zaman belediye görevlisiydi, kimi zaman emniyet güçlerdi. Neden oldu bilmiyorum, şikayet üzerine mi yoksa rahatsızlık mı yarattım, kendi inisiyatifleriyle mi durdurdular bilmiyorum. Bu işi Çanakkale’de 8 ya da 9 defa yaptım. 6’sı ya da 7’si durdurulmayla bitti. Avrupa’nın çeşitli kentlerinde 1 yıl boyunca farklı yerlerde çaldım bir defa durduruldum; onun da nedeni Alman demiryollarının bölgesinde çalmış olmam. Alman demiryolları görevlisi geldi, ‘burası özel mülk burada çalamazsın’ dedi. Çalma demedi, burada çalamazsın” dedi. “Savunabildiğin bir durum yok”
Almanya’daki her şey gibi sokak müzisyenliğin de sistemleştirilmiş durumda olduğunu söyleyen Açıkalın, Türkiye’de böyle bir sistemin olmadığını ifade etti. Açıkalın konuşmasında şunları söyledi; “Mesela Çanakkale’de talepte bulunmuştum. Belediye’nin ilgili birimine gidip ‘ben böyle bir şey yapıyorum, benim gibi yapan birkaç insan daha var. Yasal bir dayanağa oturtsak nasıl olur? Siz bir alan belirleseniz orada çalsak’ dedim. ‘Yönetmeliğe göre tüzüğe göre yapabiliyor muyuz bir ona bir bakalım. Sana haber vereceğiz’ dediler. İletişim bilgilerimi bıraktım, kimse haber vermedi. Aradan yaklaşık bir ay süre geçti, ben yine gittim. Bana ‘biz onu bulamadık. Bir şeye uyduramadık. Zaten biz bunu tolere ediyoruz. Bizim şehrimizde bir sorun yok. Olduğu gibi gidip yapmaya devam edebilirsin’ dediler. Ancak işte bu durumda biri sana gelip bir şey dediğinde senin yasal dayanağın olmuyor; mecbur gidiyorsun. Savunabildiğin bir durum yok.”
Dilencilikle suçlanmış Balıkesir’in Akçay Beldesi’nde müzik yaptığı sırada zabıtaların kendisine ceza yazdığını belirten Açıkalın, kendisine verilen ceza makbuzundaki ‘suç’ kısmında ‘dilencilik’ yazdığını söyledi.
“Alışılmadık bir enstrüman” Sokakta gitar çalarken bir sıkıntı yaşamadığını ancak davulda yaşadığını belirten Açıkalın, “Kabul ediyorum davul göze çarpan, ekstrem bir olay. Alışılmadık bir enstrüman. İnsanların ön yargısı var. Bir kere Çanakkale Kordon’da gürültüden dolayı problem oldu. Ben de ‘tamam çalmayacağım insanlar gelip belki fotoğraf çekilmek ister’ dedim. Bana ‘hayır toplaman lazım yer işgal ediyorsun’ dediler. Bir defa da ‘ben uyarımı yaptım, bir daha gelirsem davuluna el koyarım’ uyarısıyla karşılaştım” dedi.
“Başıma ekşiyen olmadı” Son olarak Almanya’da sokak müzisyenliği sisteminin nasıl işlediğini anlatan genç müzisyen; “Kimseyle muhatap olmama gerek kalmadan, Almanya’daki arkadaşlarıma ‘ben böyle bir şey yapmak istiyorum nasıl yapabilirim?’ dedim. Elektronik güçlendirici kullanmadığın sürece yarım saat müzik yapman hakkın dediler. Yarım saat sonra ise daha önceki noktandan duyulmayacak şekilde yer değiştirmen gerekiyor. Gel gelelim kimse bunu ölçmüyor. Başında gezen bir devriye yok. Yarım saattir buradasın kalkmadın diye başıma ekşiyen olmadı. Yeri geldi bir saat çaldığım da oldu” dedi.
Sosyal medyada paylaşıyor!
Açıkalın, Avrupa’nın çeşitli kentlerinde gerçekleştirdiği performanslarını ve yaşadıklarına dair ilginç olayları “enderummer” adlı Youtube kanalında ve Instagram profilinde herkesle paylaşıyor. Gelecek vadeden genç müzisyenin sokak performanslarını dinlemek için sosyal medya hesaplarını ziyaret etmeyi unutmayın!