Efendim yapılacaktı, yapılıyordu; ihale aşamasına geldik, ihale için gün sayıyoruz falan derken aha vallihi de billahi de inşaat yüzde 50’nin üzerine çıktı. 2020’de sen de bu yoldan yürüyeceksin.
Birkaç hafta önce kuleyi gezdim..
Çok özel kendinden renkli çelikle kaplanan yürüyüş yolunda yürüdüm. Güvenlik sebebiyle yürüyüş yolunun korkulukları biraz yüksek. Boyun kısaysa şehir manzarasını kısıtlı göreceksin..
Neyse bulunur bir çaresi..
Kulenin asıl yapılma sebebi Karasal-Sayısal- Radyo TV Kulesi..
Bu bizim hayatımıza ne katacak dersen ki; demelisin..vallahi bilmiyorum. Bilen biri bunun ne anlam taşıdığını bize anlatmalı. Mesela; karasal sayısal yayın paralı mı olacak. Bu kuleyi kim işletecek. Evdeki televizyonlarımız buradan yapılan yayınları alabilecek mi. Ek cihaz mı satın alacağız yoksa bunu birileri dağıtacak mı. Çatılardaki çanaklar kalkacak mı..
Senin gibi benim de kafamda yanıtını bulmamış bir sürü soru..
Bu kule topraktan 100 metre yükselecek; deniz seviyesinden ise 450 metre. Kulenin tepesine ulaşım olmayacak; yani kimsecikler yukarıya çıkamayacak. Çıkabileceğin en yüksek nokta benim durduğum yer. Sen bakma benim durduğum yere buraya çıkmak yasak.
Seyir terasının bulunduğu alanın hemen bir alt katı restoran olacak.
Onun altı oditoryum.
Onun da altı ve biraz ilerisi (bana-sana kapalı olacak olan yeraltı tünelleri) kulenin teknik ekipmanlarının bulunacağı yerler. Zaten oralarda bizim ne işimiz var.
Tonlarca beton, çelik gömülmüş toprağın altına. 25 metreye varan kazıklar çakılmış. Kule deyip geçme çok ciddi bir iş yapılıyor.
Mesela; Türkiye’nin en büyük birkaç vincinden biri getirilmiş buraya. Tırlarla taşınmış ve burada montajı yapılmış.
Haa..yapılır mı, olur mu bilmiyorum ama Orman Bölge Müdürlüğünün kullanacağı söylenen 360 derece izleme yapabilen bir kameranın kulene tepesine takılması düşünülüyormuş..
İyi fikir, umarım bu olur..
Meraklısına:
İl Özel İdare binasının tepesinde (kordondaki bina) bir kamera vardı. Yıllar önce, Şimdi hala var mı bilmiyorum ama gurbetteki hemşerilerimiz buradan iskele meydanını, kordonu izliyordu..
Bu kaleye adam gibi bir de kamera takılırsa pek çok görüntü kaydı yapılabilir ve insanlar bundan yararlanabilir.
Kule 2020 yılının ilk çeyreğinde bitecek. Biter mi, orasını bilmem ama şu anda inşaat yüzde 60 seviyesinde. Benim izlenimim odur ki; 2020 Haziran’ında bu iş biter.
Kule’de anlatıldığına göre ilginç şeyler de olacakmış.
Kulenin, geceleri ışık oyunlarıyla fark edilmesi sağlanacakmış; hatta bir duruma göre bir gün sonra hava durumunu buradaki ışıkların renginden anlayacakmışız..
Güzel güzel..bunlar hoş şeyler.
Hatırlatma:
Daha önceki bir yazımda şehirde İtalyan tarzı bir restoran yok acaba burada olabilir mi demiştim..gidip gördüm. Restoran olacak kısmı gezdim ve bir karar verdim. Burada İtalyan Tarzı restoran olmaz; olmaması daha iyi olur. O nedenle bu merakımı ve isteğimi geri çekiyorum..
Bütün bu işler olurken ve kuleyi gezip dönerken aklıma iki soru takıldı.
1.Umarım ve dilerim ki; Radara çıkan yola kimse dokunmaz. Biri çıkıp da genişletelim len bu ne demek. Bunu istemem. Yol kenarındaki oturmuşluğun, o kıvraklığın bozulmasını istemem.
2.Geçen dönemin rektörü Prof. Yücel Acer bir teleferikten söz etmişti. O dönemde ne gerek var demiştik. Şimdi çok gerekli diyorum. Üniversite Hastanesinin yanından kuleye uzanan bir teleferik çok yakışır.
3.Teleferik bittiğinde yol kenarlarında veya teleferiğe yakın yerde bir takım satıcılar türeyecektir. İnsanlar buraya gelip gitmeye başladığında bu kaçınılmazdır. Peki ne yapalım. En baştan önlemini alalım ve ne olacaksa bir disiplin içinde olsun. Eğer ki; bu disiplini sağlamazsak orada her türlü hareketi görürüz. Bak ne diyorum her türlü hareket, ona göre.
Son olarak söylemek gerekirse kuleye çıktığında görebileceğin en iyi manzara bu olacak. Bundan daha yüksek, daha heyecan verici bir manzara bulamayacaksın. Belki manzarayı yakına getirmek için birkaç kaliteli dürbün kullanılabilir.
Bu kule topraktan 100 metre yükselecek; deniz seviyesinden ise 450 metre. Kulenin tepesine ulaşım olmayacak; yani kimsecikler yukarıya çıkamayacak. Çıkabileceğin en yüksek nokta benim durduğum yer. Sen bakma benim durduğum yere buraya çıkmak yasak.
Seyir terasının bulunduğu alanın hemen bir alt katı restoran olacak.
Onun altı oditoryum.
Onun da altı ve biraz ilerisi (bana-sana kapalı olacak olan yeraltı tünelleri) kulenin teknik ekipmanlarının bulunacağı yerler. Zaten oralarda bizim ne işimiz var.
Tonlarca beton, çelik gömülmüş toprağın altına. 25 metreye varan kazıklar çakılmış. Kule deyip geçme çok ciddi bir iş yapılıyor.
Mesela; Türkiye’nin en büyük birkaç vincinden biri getirilmiş buraya. Tırlarla taşınmış ve burada montajı yapılmış.
Haa..yapılır mı, olur mu bilmiyorum ama Orman Bölge Müdürlüğünün kullanacağı söylenen 360 derece izleme yapabilen bir kameranın kulene tepesine takılması düşünülüyormuş..
İyi fikir, umarım bu olur..
Meraklısına:
İl Özel İdare binasının tepesinde (kordondaki bina) bir kamera vardı. Yıllar önce, Şimdi hala var mı bilmiyorum ama gurbetteki hemşerilerimiz buradan iskele meydanını, kordonu izliyordu..
Bu kaleye adam gibi bir de kamera takılırsa pek çok görüntü kaydı yapılabilir ve insanlar bundan yararlanabilir.
Kule 2020 yılının ilk çeyreğinde bitecek. Biter mi, orasını bilmem ama şu anda inşaat yüzde 60 seviyesinde. Benim izlenimim odur ki; 2020 Haziran’ında bu iş biter.
Kule’de anlatıldığına göre ilginç şeyler de olacakmış.
Kulenin, geceleri ışık oyunlarıyla fark edilmesi sağlanacakmış; hatta bir duruma göre bir gün sonra hava durumunu buradaki ışıkların renginden anlayacakmışız..
Güzel güzel..bunlar hoş şeyler.
Hatırlatma:
Daha önceki bir yazımda şehirde İtalyan tarzı bir restoran yok acaba burada olabilir mi demiştim..gidip gördüm. Restoran olacak kısmı gezdim ve bir karar verdim. Burada İtalyan Tarzı restoran olmaz; olmaması daha iyi olur. O nedenle bu merakımı ve isteğimi geri çekiyorum..
Bütün bu işler olurken ve kuleyi gezip dönerken aklıma iki soru takıldı.
1.Umarım ve dilerim ki; Radara çıkan yola kimse dokunmaz. Biri çıkıp da genişletelim len bu ne demek. Bunu istemem. Yol kenarındaki oturmuşluğun, o kıvraklığın bozulmasını istemem.
2.Geçen dönemin rektörü Prof. Yücel Acer bir teleferikten söz etmişti. O dönemde ne gerek var demiştik. Şimdi çok gerekli diyorum. Üniversite Hastanesinin yanından kuleye uzanan bir teleferik çok yakışır.
3.Teleferik bittiğinde yol kenarlarında veya teleferiğe yakın yerde bir takım satıcılar türeyecektir. İnsanlar buraya gelip gitmeye başladığında bu kaçınılmazdır. Peki ne yapalım. En baştan önlemini alalım ve ne olacaksa bir disiplin içinde olsun. Eğer ki; bu disiplini sağlamazsak orada her türlü hareketi görürüz. Bak ne diyorum her türlü hareket, ona göre.
Son olarak söylemek gerekirse kuleye çıktığında görebileceğin en iyi manzara bu olacak. Bundan daha yüksek, daha heyecan verici bir manzara bulamayacaksın. Belki manzarayı yakına getirmek için birkaç kaliteli dürbün kullanılabilir.
