Her mevsimi ayrı ayrı sevmek lazım. Kışın miskin donukluğunu, sonbaharın hüznünü, İlkbaharın coşkusunu, yaz mevsiminin sıcaklığını... Kendimize ayırabildiğimiz her zaman dilimi ruhumuzun ilacı gibi olacak. Zamanımız kısıtlı ve bu dünya bize kalıcı olduğumuzu öğretiyor. Bedenlerimizin kaybolacağının farkına vardığımızda sadece toprak olacağımızın bilincine varacağız belki de. Miras kavgaları sonucu kardeşin kardeşe düşman olması mantıklı mı? Ama oluyor işte. Keşke olmasa... Acaba vicdan muhasebemiz mi zayıf? Geçen gün pazarda dolaşırken bir pazarcının davranışına şahit oldum. Adam, kendi serginin yanındaki boş perona elbise asan kadının satmaya çalıştığı elbiseleri öfkeyle yere attı. Acaba paylaşamadıkları neydi? Bu tür kontrolsüz davranışlara gerek var mı? Dünyayı eskiden beri paylaşamıyoruz. Peki paylaşılamayanın tam olarak ne olduğunu biliyor muyuz? Ülke sınırları var. Her ülke kendi doğrularını yaşıyor ve o doğrulara uygun da yönetiliyor. Başka ülkenin insanıyla aramızda kültür, gelenek ve görenek olarak uyumsuzluk var. Geçen gün evin önünden bu sıcakta kalın kaban giyen iki yabancı geçti. Bu çok basit bir uyumsuzluk. Tabi son zamandaki haberlere göre giyinik olmaları isabetliydi.
Sosyal medyada çıkan hayır kazanı haberi dikkatimi çekti. Doğru mu diye düşünürken gerçekten böyle bir şeyin olduğu haberini okudum. Keşke birileri de hayrına insaf, iyi niyet, vicdan ve saygı kazanı yapsa... Ülkeyi neresinden tutsak elimizde kalıyor. Sağlık hizmetimiz, doktorlarımız iyi diyoruz. Fakat hastanelerden randevu alamıyoruz. Çanakkale Devlet Hastanesi ve Eğitim Araştırma Hastanesi de dahil bu duruma. Bir kaç gün önce bir yakınımı devlet hastanesine zar zor randevu bularak götürdüm. Gittiğimizde hastane çok kalabalıktı. Bankoların önünde bekleyen kişilerin çoğu randevusuz muayene olabilir miyiz diye şansını deniyordu. Maalesef randevusuz bakılamadılar. Çünkü doktor sayısı yetersiz. Giderlerse gitsinler diyorlardı. Gidiyorlar halimiz ne olacak? Doktorların hali ne olacak?
El atılıp özelleştirilmeyen tek pazar kaldı galiba. İnancımız, ibadetimiz toplanan bağışlar dışında ekonomik olarak canlandırılmak istenirse namaz başına para alınabilir. Eğitim, sağlık gibi hizmetlerimizin çarkı parasız dönmüyor. Camilerde özelleştirilirse şahlanabiliriz...
Mazot geçen yıl 7 liradan bugün olan seviyesine çıktı. Bu seviye yarın daha da fazla olacak. Otobüsler şehirler arası nasıl gidip gelecek? Sebze ve meyve taşıyan kamyonlar nasıl yola çıkacak? En önemlisi çiftçi nasıl üretecek? Ülkeyi hangi yoldan kimin niyetine göre götürüyoruz?
İyi haftalar.
YAZARLAR
Yayınlanma: 13 Haziran 2022 - 10:09
Çark
Her mevsimi ayrı ayrı sevmek lazım
YAZARLAR
13 Haziran 2022 - 10:09
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir