CHP Çanakkale Milletvekilleri Özgür Ceylan ve İsmet Güneşhan, kamuoyunda tartışmalara neden olan “ÇED Olumlu” ve “ÇED Gerekli Değildir” kararlarının mahalli halkın temsilcilerinden oluşan Belediye Meclisleri ile İl Genel Meclisleri tarafından verilmesinin yerel halkın tepkilerinin önüne geçeceğini belirterek, kanun teklifi verdiler.
CHP Çanakkale Milletvekilleri Özgür Ceylan ve İsmet Güneşhan, ÇED kararları sonrası yaşanan tepkilere ve tartışmalara son verecek bir kanun teklifi hazırlayarak Meclis Başkanlığı’na sundu. CHP’li vekiller kanun teklifinin gerekçesinde “ÇED Olumlu Kararı” veya “ÇED Gerekli Değildir Kararı’nın halkın doğrudan denetleme olanağına sahip olduğu kurumlar tarafından verilmesinin sağlanarak, halkın çevre duyarlılığının daha fazla dikkate alınması ve çevrenin korunmasına katılım kanallarının genişletilmesinin sağlanacağını ifade edilerek, “ÇED Olumlu Kararı” veya “ÇED Gerekli Değildir Kararı’nın istendiği yerler Büyükşehir veya Bütünşehir sınırları içinde ise Büyükşehir veya Bütünşehir Belediye Meclislerinin, bu statüye sahip olmayan illerde ise İl Genel Meclislerinin sürece dahil olması sağlanmaktadır” ifadelerini dile getirdiler.
Özgür Ceylan ve İsmet Güneşhan, insanların ve diğer canlıların sağlıklı yaşamasını sağlayan hava, su, toprak ve kültürel değerler çevreyi oluşturan ana unsurları olduğunu belirtirken, “İnsanoğlu, başta fizyolojik ihtiyaçları olmak üzere tüm ihtiyaçlarını etkileşim içinde olduğu çevreden karşılar. Ancak vahşi kapitalizmin gem vurulamaz kâr hırsı nedeniyle doğal kaynakları sorumsuzca kullanmak istediği için insanoğlu ciddi çevre sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır” ifadelerini kaleme aldı. Özellikle geniş halk yığınlarının hayatını her anlamda kuşatan neoliberal politikaların etkisiyle pervasızlaşan çok uluslu şirketlerin, geri bırakılmış ülkelerde doğal kaynakları yağmalamak için yerli sermayeyle ortaklıklar kurduğunu ve onların nüfuzlarını da kullanarak kolaylıkla “ÇED gerekli değildir” kararları aldırabildiklerini ileri süren Ceylan ve Güneşhan, “Bugün karşı karşıya olduğumuz çevre sorunlarının ana kaynağı, alışkanlıkları, yaşam tarzları, değerleri ile insan ve onun yarattığı siyasal, ekonomik, kültürel yapıdan başka bir şey değildir” dediler.
Verilen Her “ÇED Gerekli Değil” Kararı, Yaşam Alanlarını Tehdit Ediyor
CHP Çanakkale Milletvekilleri Özgür Ceylan ve İsmet Güneşhan, Türkiye’de son zamanlarda verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararları ile çeşitli maden işletmeleri, taş ocakları, sayıları hızla artan termik santrallerinin, orman alanlarını, içme ve kullanma sularını, tarım, hayvancılık ve yaşam alanlarını tehdit ettiğini belirtirken, “ÇED çalışmasına tabi olmadan yapılacak maden arama faaliyetleri kapsamında sondaj yapılması, yarma, galeri ve kuyu açılması, işlemin yapıldığı ruhsat sahasında geri dönüşü olmayan çevre tahribatına, dolayısıyla insan sağlığı ve canlı yaşamı için büyük riskler oluşturabilmektedir” diye açıkladı. Dünya Çevre ve Gelişme Komisyonu'nun 1987'de hazırlamış olduğu “Ortak Geleceğimiz” adlı Raporda; Sürdürülebilir Kalkınma kavramını “bugünün gereksinimlerini gelecek kuşakların kendi gereksinimlerini karşılama olanaklarını tehlikeye atmaksızın kalkınma” olarak tanımladığını ifade eden CHP’li vekiller, “Özetle sürdürülebilir kalkınma bir denge arayışını, bir uzlaşmayı yansıtmaktadır. Peki bu dengeyi kim sağlayacaktır?” diye sordu.
Son dönemde Kaz Dağları’nda tanık olunan ağaç katliamının, kâr hırsı uğruna binlerce yıllık bir ekosistemin, doğal yaşamın geri dönülemez şekilde nasıl feda edilebildiğine ilişkin en acı örnek olduğunu belirten CHP’li vekiller, “Yine Valiliklerin verdiği “ÇED Gerekli Değildir” kararlarıyla Jeotermal Enerji Santralleri (JES) uğruna doğanın tahrip edilmesine izin verilmekte, bu tür uygulamalar nedeniyle ekosistem için büyük öneme sahip olan Rize Senoz Vadisi, Ordu Melet Deresi gibi birçok doğal alan yok olmaktadır” dediler. Doğa Atanmış Memurlarının İnisiyatifine Terkedilemez
ÇED gerekli değildir kararlarının Çevre Kanunu’na dayanak yapılarak hazırlanan yönetmelikler eliyle atanmış devlet memurlarının inisiyatifine bırakılmasının demokrasi açısından da kabul edilebilir bir durum olmadığını ileri süren vekiller, “Ülkemizde her beş yılda bir yapılan mahalli idareler seçimleri neticesinde seçme hakkına sahip yurttaşlarımız kentlerindeki il genel meclisi ve büyük şehirlerde de belediye meclis üyelerini seçmektedirler. Bu durumda Çevresel Etki Değerlendirme kararlarının o yörede yaşayan insanların doğrudan seçtiği yerel temsilcilerinin katılımıyla alınması daha doğru sonuçlar doğuracaktır” iddialarını ileri sürdü. Ceylan ve Güneşhan kanun teklifiyle Çevre Bakanlığının Çevresel Etki Değerlendirme kararlarında İl Genel Meclisleri ve Belediye Meclislerinin karar süreçlerinin ana unsuru olmasının hedeflendiğini belirttikleri kanun teklifinde, 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 10'uncu maddesine ikinci fıkradan sonra gelmek üzere “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı Bakanlık tarafından verilir. Bakanlık bu kararını, kararın gerekli görüldüğü yerler Büyükşehir sınırları içinde ise Büyükşehir Belediye Meclislerinin, bu statüye sahip olmayan illerde ise İl Genel Meclislerinin görüşlerini alarak ve bu kurumların görüşleriyle uyumlu olacak biçimde verir. Gerekli görürse ÇED Gereklidir veya ÇED Gerekli Değildir kararının verilmesiyle ilgili yetkisini, sınırlarını belirleyerek yetki genişliği esasına göre Büyükşehirlerde Belediye Meclislerine, bu statüye sahip olmayan illerde ise İl Genel Meclislerine devredebilir” fıkrasının eklenmesini teklif etti.
CHP Çanakkale Milletvekilleri Özgür Ceylan ve İsmet Güneşhan, Türkiye’de son zamanlarda verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararları ile çeşitli maden işletmeleri, taş ocakları, sayıları hızla artan termik santrallerinin, orman alanlarını, içme ve kullanma sularını, tarım, hayvancılık ve yaşam alanlarını tehdit ettiğini belirtirken, “ÇED çalışmasına tabi olmadan yapılacak maden arama faaliyetleri kapsamında sondaj yapılması, yarma, galeri ve kuyu açılması, işlemin yapıldığı ruhsat sahasında geri dönüşü olmayan çevre tahribatına, dolayısıyla insan sağlığı ve canlı yaşamı için büyük riskler oluşturabilmektedir” diye açıkladı. Dünya Çevre ve Gelişme Komisyonu'nun 1987'de hazırlamış olduğu “Ortak Geleceğimiz” adlı Raporda; Sürdürülebilir Kalkınma kavramını “bugünün gereksinimlerini gelecek kuşakların kendi gereksinimlerini karşılama olanaklarını tehlikeye atmaksızın kalkınma” olarak tanımladığını ifade eden CHP’li vekiller, “Özetle sürdürülebilir kalkınma bir denge arayışını, bir uzlaşmayı yansıtmaktadır. Peki bu dengeyi kim sağlayacaktır?” diye sordu.
Son dönemde Kaz Dağları’nda tanık olunan ağaç katliamının, kâr hırsı uğruna binlerce yıllık bir ekosistemin, doğal yaşamın geri dönülemez şekilde nasıl feda edilebildiğine ilişkin en acı örnek olduğunu belirten CHP’li vekiller, “Yine Valiliklerin verdiği “ÇED Gerekli Değildir” kararlarıyla Jeotermal Enerji Santralleri (JES) uğruna doğanın tahrip edilmesine izin verilmekte, bu tür uygulamalar nedeniyle ekosistem için büyük öneme sahip olan Rize Senoz Vadisi, Ordu Melet Deresi gibi birçok doğal alan yok olmaktadır” dediler. Doğa Atanmış Memurlarının İnisiyatifine Terkedilemez
ÇED gerekli değildir kararlarının Çevre Kanunu’na dayanak yapılarak hazırlanan yönetmelikler eliyle atanmış devlet memurlarının inisiyatifine bırakılmasının demokrasi açısından da kabul edilebilir bir durum olmadığını ileri süren vekiller, “Ülkemizde her beş yılda bir yapılan mahalli idareler seçimleri neticesinde seçme hakkına sahip yurttaşlarımız kentlerindeki il genel meclisi ve büyük şehirlerde de belediye meclis üyelerini seçmektedirler. Bu durumda Çevresel Etki Değerlendirme kararlarının o yörede yaşayan insanların doğrudan seçtiği yerel temsilcilerinin katılımıyla alınması daha doğru sonuçlar doğuracaktır” iddialarını ileri sürdü. Ceylan ve Güneşhan kanun teklifiyle Çevre Bakanlığının Çevresel Etki Değerlendirme kararlarında İl Genel Meclisleri ve Belediye Meclislerinin karar süreçlerinin ana unsuru olmasının hedeflendiğini belirttikleri kanun teklifinde, 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 10'uncu maddesine ikinci fıkradan sonra gelmek üzere “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı Bakanlık tarafından verilir. Bakanlık bu kararını, kararın gerekli görüldüğü yerler Büyükşehir sınırları içinde ise Büyükşehir Belediye Meclislerinin, bu statüye sahip olmayan illerde ise İl Genel Meclislerinin görüşlerini alarak ve bu kurumların görüşleriyle uyumlu olacak biçimde verir. Gerekli görürse ÇED Gereklidir veya ÇED Gerekli Değildir kararının verilmesiyle ilgili yetkisini, sınırlarını belirleyerek yetki genişliği esasına göre Büyükşehirlerde Belediye Meclislerine, bu statüye sahip olmayan illerde ise İl Genel Meclislerine devredebilir” fıkrasının eklenmesini teklif etti.