Yıllar içinde ülkemiz de, ülkemizde ki yaşam şartları da değişim gösterdi. Bu değişim iyi yolda mı oldu yoksa olumsuzları mı yanında getirdi, iyi düşünmek lazım. Bence eski dönemler daha güzeldi. Öncelikle özgürlük güçlü olanın elinde bulunan bir olgu değildi, tüm halkın yararlanabildiği bir olguydu. Çocuklar da özgürdü mesela büyükler kadar. Sokaklarda oynardık, arkadaşlık bilincimiz beş yaşında mahallenin taşlı sokaklarında top oynayarak başlardı ve gençlik yıllarımıza kadar da bu böyle sürdü. Tüm oyunları oynayarak günümüzü eğlenceli kılar ve neredeyse tüm oyunlarda spor yapardık. Hareketsiz oyunlarımız olan beş taş, üç taş, damada da beyin jimnastiği ile kişisel gelişimimizi çalışırdık. Organ mafyası yoktu, tacizciler henüz peydahlanmamıştı toplumda. Temiz insanların ülkesinde tertemiz duygularla büyüyen oyuncu çocuklardık.
Sokaklarımız akasya ağaçları ile çiklenbiklerle gölgelenir, her bulduğumuz çayırda taşlarla yaptığımız kaleler arasında futbol oynardık. Köpeklerimiz, kedilerimiz olurdu sokaklarda, eve kendimiz girmezdik ki evcil hayvan sahiplenelim. Hep beraber sokaklar da yaşardık gün boyu can dostlarımızla. Evlerde sadece saka kuşu, kanarya, iskete, florya olurdu.
Birbirimize yalan söylemezdik, hile yapmazdık, dik konuşur çatır çatır yumruklaşarak kavga eder hakkımızı aradık. Boyun eğmek, dokunmayan yılana dokunmamak adetimiz değildi. Haksızlığın karşısında durur, kimseye güvenmeden tek başımıza direnmeyi bilirdik. Kazanan hep haklı olurdu, sokaklarda bile adalet vardı.
Şimdi hiçbir şey böyle değil. Çocuklar bilmiyor sokaklarda büyümenin ne demek olduğunu. Kanamıyor dizleri sokaklarda top oynamadıkları için. Günler hep dört duvar arasında geçiyor çocuklar için. Dünyayı boyalı duvarlardan, çift camlı pencerelerden ibaret zannediyorlar. İlk arkadaşları ana sınıfında oluyor artık çocukların. Kişisel gelişimleri spordan uzak, zeka oyunlarının rekabetinden mahrum gerçekleşiyor. Hayat karşısında güçsüz kalıyorlar, gerçeklerle yüzleşmeden büyüyorlar ve gün gelip de o gerçeklerle baş başa kalınca sudan çıkmış balığa dönüyorlar.
Çünkü artık çocuklarımızı sokakta oyun oynayarak büyütmek istersek, kaçırıyorlar onları. Irzlarına geçip parçalara ayırıyorlar. Gömüyorlar ıssız topraklara. Organ mafyası da cabası, onlar da başlı başına bir tehdit çocuklarımız için.
Oynamalı çocuklarımız sokaklarda. Spor yaparak büyümeliler, rekabet ile yaşamayı çocukken öğrenmeliler, yenmeyi de yenilmeyi de başarabilmeliler. Korkmadan hayata atılabilmeliler. Bilgileri olmalı okul öncesi hayat hakkında, okul öncesi hayatı paylaşarak yaşadıkları arkadaşları olmalı. Kitap arkadaşları olmalı, öğrendiklerini uygulayabilecekleri arkadaşları olmalı, hayatı anlamlandırabilmeliler, yaşayabilmeliler.
Geleceğimiz teminatı çocuklarımıza sahip çıkmak adına öncelikle toplumu eğitmeliyiz. Çocuğun tüm topluma ait olduğunu, geleceğimiz olduğunu bilinçlendirmeliyiz. Korkmamalı çocuklar büyüklerden, toplum olarak çocuklarımızı, geleceğimizi koruyabilmeliyiz. Geçmişimizi geleceğe aktarmanın tek yolu olan çocuklarımıza gereken önemi vermeliyiz ki yarınlarımız garanti altına alınsın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 06 Nisan 2019 - 10:15
Çocuklarımız
Yıllar içinde ülkemiz de, ülkemizde ki yaşam şartları da değişim gösterdi
YAZARLAR
06 Nisan 2019 - 10:15
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir