Rektörlük Konferanslar Dizisi kapsamında; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ile Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) işbirliği ile Bor Madeninin Türkiye ve Dünya Potansiyeli konulu panel düzenlendi.
Troia Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele; ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Süha Özden ve Prof. Dr. Mustafa Görün, MÜSİAD Çanakkale Şube Başkanı Ali Osman Yıldız ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile ÇOMÜ’lü idareciler, akademisyenler ve öğrenciler katıldılar. Rektör Prof. Dr. Yücel Acer ise bor madeni üzerine bir panel fikrinin MÜSİAD şubesinden geldiğini belirterek, konunun çok konuşulduğunu ve gerçekte Türkiye olarak geldiğimiz noktanın ne olduğunun daha iyi anlaşılması açısından bu panelin faydalı olacağına inandığını söyleyerek şunları aktardı:
Bor Madeni Türkiye’nin Önemli Bir Zenginliği
“Bor madenini Türkiye’nin önemli bir zenginliği olarak biliyoruz ancak bu konuda ülkemiz neler yaptı, neler yapıyor ve bundan sonra neler olabilir konusu önemli. Üniversite olarak MÜSİAD Çanakkale Şubesiyle bir işbirliği yaptık. Çok değerli 3 panelisti konuyla ilgili gelişmeleri paylaşmaları için üniversitemize davet ettik. Konunun anlaşılması için özellikle öğrencilerimizle bir araya getirmek istedik. Konunun önemi şuradan kaynaklanıyor. Her ülke kendi teknolojisiyle, potansiyeliyle ön plana çıkabiliyor. Bir başkasının teknolojisini ve potansiyelini kullanmaya devam ettiğimiz ölçüde hep edilgen oluyoruz hep biraz geriden geliyoruz. Bunu kırmaya çalışan bir ülkeyiz. Dolayısıyla ülkemizin sahip olduğu potansiyellerin bilinmesi ve değerlendirilmesi gerekiyor. Bu, eğer harekete geçecekse, bizim çabalarımızla olacak.” Türkiye Bor Kaynaklarında Dünyada Birinci Durumda
Bor yataklarının milyonlarca yıl önce volkanların etkisi altında kalan bölgelerdeki uygun kimyasal koşullara sahip göllerde biriken malzemelerin, kurak zamanlarda suların buharlaşması sonucunda oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Gündoğan, Türkiye’nin bor rezervleri konusunda dünyanın en zengin ülkesi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Gündoğan: “Bor yatakları ülkemizin kuzeybatı kesimlerinde; Eskişehir-Kırka, Kütahya-Emet, Balıkesir- Bigadiç, Sultançayırı ve Bursa-Kestel’de bulunmaktadır. Boraks rezervleri konusunda da dünyada lideriz ve en büyük rezervler Kırka bölgesindedir” dedi.
Bor hakkında genel bilgiler veren Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Zeynep Topsakal, Bor madeninin keşfinin 1808 yılına dayandığını ve çok eski yıllardan beri bilinen bir element olduğunu söyleyerek, “ Bor milattan önceki yıllardan beri Sümerler’de Etiler’de, Babiller ’de anti bakteriyel özelliğinden dolayı mumyalama işlemlerinde kullanılıyordu. Arap doktorlar tarafından ilaç olarak kullanıldığı biliniyor. Çin’de seramik ve camda, Roma’da da gladyatörlerin dövüştüğü arenalarda anti bakteriyel özelliğinden faydalanmak için yere toz bir şekilde serpilirmiş” dedi. Dünyanın En Çok Bor Rezervi Türkiye’de
Eti Maden Strateji Geliştirme Daire Başkanı Uğur Aydoğan; Türkiye’de bor madenciliği konusunda üretimden pazarlamaya kadar tek yetkili kuruluş olan Eti Maden’in, klasik bir kamu kuruluşu olmasının dışında ne tür faaliyetler yaptığından bahsederek şunları aktardı:
“1935 yılında Atatürk’ün “Bir milletin geleceği yeraltı zenginliklerinin değerlendirilmesine bağlıdır” sözüyle Etibank adıyla kurmuş olduğu ve bugün dünya bor madeninin lideri olan bir kuruluştan bahsediyoruz. Bir özelliğimiz de 1935’ten 2004’e kadar yani Eti Maden oluncaya kadar çok önemli kilometre taşları var. Ülkemizde değer katan birçok şirketin Etibank’tan ayrıldığını biliyoruz ama Etibank onlar ayrıldıktan sonra küçülmeden büyüyerek yoluna devam etti. Eti Maden’in misyonu bor madeni başta olmak üzere ülkemiz maden kaynaklarını sürdürülebilirlik anlayışıyla değerlendirilerek insanlığın ve toplumun yararına sunmaktır. Eti Maden sahip olduğu 3.3 milyar ton rezerv ile dünyada %70’lik bir rezerv payına sahip. Bugün itibariyle doğrudan sağladığımız istihdam 7 bin kişi. 2017 yılında 854 milyon dolar ihracat ve %57 pazar payı ile dünya bor liderliğini devam ettirdik”.
Panel, soru-cevap bölümünün ardından hediye takdimiyle sona erdi.
“Bor madenini Türkiye’nin önemli bir zenginliği olarak biliyoruz ancak bu konuda ülkemiz neler yaptı, neler yapıyor ve bundan sonra neler olabilir konusu önemli. Üniversite olarak MÜSİAD Çanakkale Şubesiyle bir işbirliği yaptık. Çok değerli 3 panelisti konuyla ilgili gelişmeleri paylaşmaları için üniversitemize davet ettik. Konunun anlaşılması için özellikle öğrencilerimizle bir araya getirmek istedik. Konunun önemi şuradan kaynaklanıyor. Her ülke kendi teknolojisiyle, potansiyeliyle ön plana çıkabiliyor. Bir başkasının teknolojisini ve potansiyelini kullanmaya devam ettiğimiz ölçüde hep edilgen oluyoruz hep biraz geriden geliyoruz. Bunu kırmaya çalışan bir ülkeyiz. Dolayısıyla ülkemizin sahip olduğu potansiyellerin bilinmesi ve değerlendirilmesi gerekiyor. Bu, eğer harekete geçecekse, bizim çabalarımızla olacak.” Türkiye Bor Kaynaklarında Dünyada Birinci Durumda
Bor yataklarının milyonlarca yıl önce volkanların etkisi altında kalan bölgelerdeki uygun kimyasal koşullara sahip göllerde biriken malzemelerin, kurak zamanlarda suların buharlaşması sonucunda oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Gündoğan, Türkiye’nin bor rezervleri konusunda dünyanın en zengin ülkesi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Gündoğan: “Bor yatakları ülkemizin kuzeybatı kesimlerinde; Eskişehir-Kırka, Kütahya-Emet, Balıkesir- Bigadiç, Sultançayırı ve Bursa-Kestel’de bulunmaktadır. Boraks rezervleri konusunda da dünyada lideriz ve en büyük rezervler Kırka bölgesindedir” dedi.
Bor hakkında genel bilgiler veren Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Zeynep Topsakal, Bor madeninin keşfinin 1808 yılına dayandığını ve çok eski yıllardan beri bilinen bir element olduğunu söyleyerek, “ Bor milattan önceki yıllardan beri Sümerler’de Etiler’de, Babiller ’de anti bakteriyel özelliğinden dolayı mumyalama işlemlerinde kullanılıyordu. Arap doktorlar tarafından ilaç olarak kullanıldığı biliniyor. Çin’de seramik ve camda, Roma’da da gladyatörlerin dövüştüğü arenalarda anti bakteriyel özelliğinden faydalanmak için yere toz bir şekilde serpilirmiş” dedi. Dünyanın En Çok Bor Rezervi Türkiye’de
Eti Maden Strateji Geliştirme Daire Başkanı Uğur Aydoğan; Türkiye’de bor madenciliği konusunda üretimden pazarlamaya kadar tek yetkili kuruluş olan Eti Maden’in, klasik bir kamu kuruluşu olmasının dışında ne tür faaliyetler yaptığından bahsederek şunları aktardı:
“1935 yılında Atatürk’ün “Bir milletin geleceği yeraltı zenginliklerinin değerlendirilmesine bağlıdır” sözüyle Etibank adıyla kurmuş olduğu ve bugün dünya bor madeninin lideri olan bir kuruluştan bahsediyoruz. Bir özelliğimiz de 1935’ten 2004’e kadar yani Eti Maden oluncaya kadar çok önemli kilometre taşları var. Ülkemizde değer katan birçok şirketin Etibank’tan ayrıldığını biliyoruz ama Etibank onlar ayrıldıktan sonra küçülmeden büyüyerek yoluna devam etti. Eti Maden’in misyonu bor madeni başta olmak üzere ülkemiz maden kaynaklarını sürdürülebilirlik anlayışıyla değerlendirilerek insanlığın ve toplumun yararına sunmaktır. Eti Maden sahip olduğu 3.3 milyar ton rezerv ile dünyada %70’lik bir rezerv payına sahip. Bugün itibariyle doğrudan sağladığımız istihdam 7 bin kişi. 2017 yılında 854 milyon dolar ihracat ve %57 pazar payı ile dünya bor liderliğini devam ettirdik”.
Panel, soru-cevap bölümünün ardından hediye takdimiyle sona erdi.