Merhaba sevgili okurlar nasılsınız? Ülkemizde yaşanan orman yangınları sebebiyle öyle tahmin ediyorum ki mutsuz ve umutsuzsunuzdur. Televizyonlardaki haber kanallarında başlarda çok gösterilmese de sosyal medya aracılığıyla gördüğümüz yangın görüntüleri son derece iç parçalayıcı…
Böyle bir şeyi insan nasıl yapabilir neden yapabilir diye düşünülmesi gerekirken bizler, yangın söndürmek için niye yeterli uçağımız yok? Neden insanlar kendi imkanlarıyla söndürmeye çalışıyor? İnsanlara neden çay fırlatılıyor ve havada uçuşması gereken şey uçak ve helikopterken neden ibanlar uçuşuyor? Diye düşünüyoruz.
Evlerini kaybeden vatandaşlara evlerinin yapılacağı müjdesi verildi ama müjde verirken de ağır bir gaf yapıldı şöyle ki yanan evler zaten çok eskiymiş şimdi tabir-i caizse yenilenmiş olacakmış ve evi yanmayanlar yenilensin diye adeta yanmasını isteyeceklermiş. Bu nasıl talihsiz bir açıklamadır insan neye şaşıracağını, kızacağını şaşırıyor artık. Evet belki niyet iyi ama üslup son derece yakışıksız oldu.
“Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir.” Suçlular ve günah keçileri Biz yangınlar doğal mı, yoksa yine otel yapmak için çıkarıldı ama durdurulamadı mı? Diye düşünürken birileri yangınların müsebbibi biziz dedi: Ateşin çocukları. Yüzleri kapalı videolar yayınladılar, davamız faşistlerle, zenginlerle dediler. Biz de sebep olanları bulduğumuz için rahatladık. Pkk işte yine yapıyordu yapacağını…
Ama dikkatlerden kaçan bir şey daha vardı o da imar yasası…
Kahrettik, lanetler okuduk fakat açıklamalarda bir şey hep beni bir düşündürdü faşistler ve zenginlere zarar verilmek isteniyordu ama ormanlardan sıçrayan alevler hep fakir insanların evlerini yakıyordu keza canını kaybedenler de öyleydi bir de faşist ağaç ve hayvanlar…
Gerçeği öğrenmek için sorulması gereken bir soru var o da Cui bono? Yani Cicero öyle yaparmış yaşanan olaylardan yola çıkıp bundan en çok kimin fayda sağlayacağından yola çıkar gerçek suçlu ve günah keçilerini birbirinden ayırırmış. Bugün sizlere biraz Cui bono kavramından bahsetmek istiyorum. Cui bono, “kimin yararına” anlamına gelen ve belirli bir olayın sorumlularının yüksek bir ihtimalle bundan kazanç elde etmek isteyenler olduğunu öne süren Latince bir kalıptır. Cui bono, çeşitli durumlarda muhakeme sürecinizde kılavuzluk edebileceği için kullanışlı bir ilkedir.
Cui bono ilkesini uygulamak için, belirli bir olayın niçin meydana geldiğini veya ileride gelebileceğini anlamaya çalışırken kendine “Bundan kim faydalanır?” Sorusunu sormamız gerekir. Söz konusu olaydan birisi ne kadar faydalanırsa, ondan sorumlu olmaları ihtimali de o kadar fazla olur.
Cui bono ilkesi sık sık cezai soruşturma ve duruşma alanlarında kullanılır. Bu durumlarda, bilhassa belirli bir suçu kimin işlediğini saptamaya çalışırken, kimin o suçtan bir çıkar elde ettiğini bulmak, çıkar elde edenlerin o suçtan sorumlu olma ihtimallerinin yüksek olmasından ötürü bu ilkeyi kullanmak faydalıdır. Ancak, cui bono ilkesi birçok başka durumda da uygulanabilir. Örneğin: Sosyal medyada yanlış bir bilginin yayılmasından kimin sorumlu olduğunu bulmaya yardımcı olabilir. Yeni bir teknolojiyi engelleyecek bir mevzuat için kimin baskı yaptığını açığa çıkarmaya yardımcı olabilir.
Cui bono’nun ilk ve en dikkate değer avantajı, düşünme sürecinizi tasarlamanıza ve üzerinde düşündüğünüz eylemler veya olayların sorumlularının kim olduğunu öğrenmenize yardımcı olmasıdır. Ayrıca insanların cömertlikle yaptıklarını söyledikleri şeyleri gerçekte ne amaçlarla yaptıklarını anlamanıza yardımcı olabilir. Örneğin, bilimsel olmayan yanlış bilgilerle veya asılsız komplo teorileri ile mücadele ederken “Cui bono?” Diye sormak, bu tarz yalanları organize eden kişilerin ve grupların birçoğunun onlardan finansal veya sosyal bakımdan yarar sağladığı gerçeğinin altını çizmeye yardımcı olabilir ki bu da onların kanılarının ön yargılarla dolu olduğu ihtimalini doğurur.
Ancak şunu da unutmamak gerekir ki cui bono bizi doğru yönlendirse de yanlış sonuca ulaştırabileceği zamanlar da vardır.
Böyle bir şeyi insan nasıl yapabilir neden yapabilir diye düşünülmesi gerekirken bizler, yangın söndürmek için niye yeterli uçağımız yok? Neden insanlar kendi imkanlarıyla söndürmeye çalışıyor? İnsanlara neden çay fırlatılıyor ve havada uçuşması gereken şey uçak ve helikopterken neden ibanlar uçuşuyor? Diye düşünüyoruz.
Evlerini kaybeden vatandaşlara evlerinin yapılacağı müjdesi verildi ama müjde verirken de ağır bir gaf yapıldı şöyle ki yanan evler zaten çok eskiymiş şimdi tabir-i caizse yenilenmiş olacakmış ve evi yanmayanlar yenilensin diye adeta yanmasını isteyeceklermiş. Bu nasıl talihsiz bir açıklamadır insan neye şaşıracağını, kızacağını şaşırıyor artık. Evet belki niyet iyi ama üslup son derece yakışıksız oldu.
“Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir.” Suçlular ve günah keçileri Biz yangınlar doğal mı, yoksa yine otel yapmak için çıkarıldı ama durdurulamadı mı? Diye düşünürken birileri yangınların müsebbibi biziz dedi: Ateşin çocukları. Yüzleri kapalı videolar yayınladılar, davamız faşistlerle, zenginlerle dediler. Biz de sebep olanları bulduğumuz için rahatladık. Pkk işte yine yapıyordu yapacağını…
Ama dikkatlerden kaçan bir şey daha vardı o da imar yasası…
Kahrettik, lanetler okuduk fakat açıklamalarda bir şey hep beni bir düşündürdü faşistler ve zenginlere zarar verilmek isteniyordu ama ormanlardan sıçrayan alevler hep fakir insanların evlerini yakıyordu keza canını kaybedenler de öyleydi bir de faşist ağaç ve hayvanlar…
Gerçeği öğrenmek için sorulması gereken bir soru var o da Cui bono? Yani Cicero öyle yaparmış yaşanan olaylardan yola çıkıp bundan en çok kimin fayda sağlayacağından yola çıkar gerçek suçlu ve günah keçilerini birbirinden ayırırmış. Bugün sizlere biraz Cui bono kavramından bahsetmek istiyorum. Cui bono, “kimin yararına” anlamına gelen ve belirli bir olayın sorumlularının yüksek bir ihtimalle bundan kazanç elde etmek isteyenler olduğunu öne süren Latince bir kalıptır. Cui bono, çeşitli durumlarda muhakeme sürecinizde kılavuzluk edebileceği için kullanışlı bir ilkedir.
Cui bono ilkesini uygulamak için, belirli bir olayın niçin meydana geldiğini veya ileride gelebileceğini anlamaya çalışırken kendine “Bundan kim faydalanır?” Sorusunu sormamız gerekir. Söz konusu olaydan birisi ne kadar faydalanırsa, ondan sorumlu olmaları ihtimali de o kadar fazla olur.
Cui bono ilkesi sık sık cezai soruşturma ve duruşma alanlarında kullanılır. Bu durumlarda, bilhassa belirli bir suçu kimin işlediğini saptamaya çalışırken, kimin o suçtan bir çıkar elde ettiğini bulmak, çıkar elde edenlerin o suçtan sorumlu olma ihtimallerinin yüksek olmasından ötürü bu ilkeyi kullanmak faydalıdır. Ancak, cui bono ilkesi birçok başka durumda da uygulanabilir. Örneğin: Sosyal medyada yanlış bir bilginin yayılmasından kimin sorumlu olduğunu bulmaya yardımcı olabilir. Yeni bir teknolojiyi engelleyecek bir mevzuat için kimin baskı yaptığını açığa çıkarmaya yardımcı olabilir.
Cui bono’nun ilk ve en dikkate değer avantajı, düşünme sürecinizi tasarlamanıza ve üzerinde düşündüğünüz eylemler veya olayların sorumlularının kim olduğunu öğrenmenize yardımcı olmasıdır. Ayrıca insanların cömertlikle yaptıklarını söyledikleri şeyleri gerçekte ne amaçlarla yaptıklarını anlamanıza yardımcı olabilir. Örneğin, bilimsel olmayan yanlış bilgilerle veya asılsız komplo teorileri ile mücadele ederken “Cui bono?” Diye sormak, bu tarz yalanları organize eden kişilerin ve grupların birçoğunun onlardan finansal veya sosyal bakımdan yarar sağladığı gerçeğinin altını çizmeye yardımcı olabilir ki bu da onların kanılarının ön yargılarla dolu olduğu ihtimalini doğurur.
Ancak şunu da unutmamak gerekir ki cui bono bizi doğru yönlendirse de yanlış sonuca ulaştırabileceği zamanlar da vardır.