Son yüzyılın belki de en büyük doğal afetlerinden biri ile karşı karşıya kaldığımız bir haftayı geride bıraktık. Onbinlerce vefat eden vatandaşımızın yanı sıra, milyonlarca vatandaşımız da bu afetten doğrudan zarar gördü. Nasıl toparlanacağız, bu travmayı nasıl atlatacağız açıkçası hiçbir fikrim yok. 1999 yılındaki depremden çok daha büyük bir yıkım ve çok daha büyük bir kayıp ile karşı karşıyayız ancak bu deprem bize şunu gösteriyor ki toplum olarak her şeyi unutma potansiyeline sahibiz. Geçen onca yıla rağmen, toplanan onca vergiye rağmen şunu gördük ki bunca yıl hiçbir şey yapmamışız, en ufak bir hazırlık içine girmemişiz ve ne ülke yönetiminde ne de afet yönetiminde hiçbir planlama içine girmemişiz.
Deprem öldürmez binalar öldürür diyorlar ya bence binalar da öldürmez velakin cehalet öldürür. Çünkü cahiller tarafından alınan bir takım kararların neticesinde ortaya çıkan sonuçlar sebebiyle onbinlerimizi kaybettik ama hala dış güçler, iç güçler yalanları ile meşgul ediliyoruz. Muhtemel bu yalanlar ile de konuyu kapatıp uyutulmaya devam edeceğiz.
Tabi bu arada kafamda bir sürü soru var da en makul 5 tanesini sizlerle paylaşmak isterim.
Soru 1: 1999 yılındaki depremden sonra yıllarca toplanan deprem vergileri deprem ile ilgili ne türlü bir çalışmada kullanıldı?
Soru 2: Çıkarılan ve hala çıkarılması düşünülen imar barışlarının sonuçları hiç düşünüldü mü? (Sadece Kahramanmaraş’ta 144bin, deprem bölgesinde 294bin bina imar barışından yararlanmış)
Soru 3: 2001 ve 2007’de çıkarılan deprem yönetmeliği gerçekten uygulandı mı yoksa uygulanır gibi mi yapıldı?
Soru 4: Konun ehli kişi ve kurumlar 1999 depreminden sonra dikkate alındı mı yoksa sadece hükümet politikalarını destekleyen, her kararı onaylayan kişiler ve kurumlar ile mi süreçler yönetildi?
Soru 5: Konuyla ilgili bir tane belediye başkanı, kurum müdürü, vekil, bakan sorumluluk hissedip istifa edecek mi yoksa her zamanki gibi vatan, millet, din ekseninde sorumluluğu başkalarına yükleyip kahraman ama mağdur taklidi mi yapılacak?
Gerçi herkesin kafasında olan sorulardan bazıları muhtemel bunlar ancak sorularla birlikte bence cevaplar da çok açık. Cevaplar çok açık ama tabi bunları sorup bir cevap arayanlar için çok açık. Yoksa ülkenin belli bir kısmı için soru sormak diye bir mefhum olmadığından cevapların da çok bir önemi yok. Zaten cehalet öldürür dememin sebebi de bu çünkü toplumu cehalete hapsederseniz yönetmeniz de kolay olur, sorumluluktan kaçmanız da kolay olur, sorgulayan da olmayacağından her şey size güllük gülistanlık olur da ülke bunun acısını son raddesine kadar çeker ve düzen değişmedikçe de çekmeye devam eder.
Bunca afete, bunca olaya, bunca cehalete rağmen elinden geleni esirgemeyen ve hala elinden geleni yapmaya çabalayan bir milletin ferdi olduğumuz için gurur duymaktan başka yapacak da bir şey gelmiyor insanın elinden. Şimdilik belki elimizden gelen bu ancak gün olup devran döndüğünde gerçekten bir şeyler yapabilmenin umuduyla yaşamaya devam etmek zorunda olduğumuzu biliyorum.
Depremle birlikte hayatını kaybeden onbinlerce vatandaşımıza Allah’tan rahmet, geride kalanlara ise sabır diliyorum. Umarım en kısa sürede yaralar sarılır, umarım böyle büyük bir felaketi bir daha yaşamayız.
YAZARLAR
Yayınlanma: 13 Şubat 2023 - 09:00
DEPREM, DEPREM VE YİNE DEPREM
Son yüzyılın belki de en büyük doğal afetlerinden biri ile karşı karşıya kaldığımız bir haftayı geride bıraktık
YAZARLAR
13 Şubat 2023 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir