Depreme Hazırlık

Müteahhit dayı buluyor, para konuşturuyor ve yapıyor depreme dayanıksız yapıyı inşaata uygun olmayan deprem bölgesi üzerine. Yapıda kullandığı malzemeler şartlara uygun değil, inşaat tekniği depremi karşılayacak, yaşayacak ve sağlamca uğurlayacak şekilde hiç değil ama belediyeden ruhsat almak da hiç zor değil. Türkiye’nin her yerinde aynı bu durum, hangi partinin belediyesi olursa olsun fark etmez. Maddi haz her şeyin önüne geçiyor toplumumuzda, her kesim için, her birey için durum bu noktada. Bizler ahlak dediğimiz kavramı sadece sosyal medyada paylaşım yaparken kelime olarak kullanıyoruz.
Belediyelerin hiçbir kentimizde gerçekten amacına uygun yapmış oldukları tek bir acil kullanım yolu ve toplanma alanları yok. Ufacık yeşil tabelaların sağa sola gelişigüzel konulması ile toplanma alanı yarattığını zanneden belediyelerden oluşmakta yurdumuzun tümünde yerel yönetimler. Usulüne uygun toplanma bölgesi hazırlayan belediye yok ne yazık ki!...
Düşünsenize, toplanma alanına gittiniz ama hiçbir şey yok ihtiyaçlarınız için. Bir sahra hastanesi de kurulmalı ama alan müsait değil çünkü zaten sokak arasında bir yere konmuş tabela (mesela benim evimin önü toplanma alanı ama balık istifi dursak kırk kişi anca sığarız, yayılsak on kişi). Elektrik aydınlatması olmalı, acil durumlarda kullanılacak prizler mutlaka bulunmalı, ulaşımın kolaylıkla sağlanabileceği yol veya yollar kesinlikle unutulmamalı. Hiçbirisi yok, kaldı ki ben tüm ihtiyaçları saymadım bile, yani mesela bir sığınak da olmalı o acil toplanma alanlarının tümünde. Yaşlılar, engelliler ve bebekler de düşünülmeli acil toplanma merkezlerinde. Bir sığınak da bulunmalı, yüzlerce kişiyi içerisinde barındırabilecek bir sığınak mutlaka olmalı buralarda. İçerilerinde ısıtma sisteminin olduğu, aydınlatmanın eksiksiz sağlandığı, tuvaletlerin sorunsuz çalıştığı ve tüm bunlar için gerekli enerjiyi uzun süre sağlayacak kuvvetli bir jeneratörün sisteme ekli olduğu komple bir toplanma merkezi. Çok mu şey istiyorum?
Aslında gerekenlerin bazıları bunlar ve bizler bunları hak ediyoruz. Ödediğimiz dolaylı yada direk vergiler ile bunların tümü kentlerimizde birçok noktada yapılmalı. Uzman kişilerce özenle seçilmiş noktalarda en ince detay hesap edilerek oluşturulan toplanma merkezleri her zaman bakımlı tutularak halkı hazır bir şekilde beklemeli. Şimdi ülkemizde olan tam bir komedi. Yeşil bir küçük tabelanın etrafında toplanan kalabalık ne yapacak, niye onları orada toplamak istiyorsunuz hiçbir hazırlık olmadan, sizlere küfür etmeleri için mi?
Günümüz yetkilileri halkı uyarıyorlar; “deprem kapıda, hazırlıklı olun” diyorlar. Böyle bir komedi olabilir mi? Hani o yetkililer aslında diyorlar ki; “biz s..çt…k, siz naşınızın çaresine bakın”. Böyle diyorlar. Yahu halka hitap ediyorsunuz be cahiller. Halk ne yapsın? Bir el feneri, bir düdük bir de çanta güdük mü güdük. Hepsi bu, halk daha ne yapsın. Vergi vermiş, kurulan pusularda kesilen trafik cezalarını borç harç ödemiş, şimdi deprem olmuş ve halk başında devletini görmek istiyor ama manzara tam Kemal Sunal film sahnesi. Yıkık bir binanın duvarında ki toplanma merkezi tabelası etrafına ellerinde düdük ve fenerleri ile toplanmış bir garip insan topluluğu.
Yahu siz yöneticisiniz, siz hazırlık yapacaksınız, siz depremi karşılamak için hazırlanacaksınız, halkın elinde ki düdük depreme ne yapsın.