Bir krizdir gidiyor. Hükümet kanadı kriz yok diyorama vatandaş, esnaf, sanayici, yatırımcı… Hepsi yaşanan krizden nasibini almış yoluna devam edemez halde. Esnaf kriz öncesi yüksek cirolar ile borçlanmışken, şimdi düşük cirolar mevcut borçlarınayetişmeye çalışmakta. Çiftçi üretemez halde. Üretim maliyetleri satış rakamlarının çok üzerinde, borç gırtlağa kadar gelmiş durumda. Fiyatlar ihracatçının devreye girmesiyle bir avro tabanına oturmuş durumda ve iç piyasa aldı başını gidiyor. Bir avro 6 lira 30 kuruş civarında. Size bu ürünü bırakın bir avroya vermeyi, serada bedava versek ve desek ki; seranın bu güne kadar olan kilo fiyatını karşıla, sonra da nereye istersen al oraya götür, başınıza ne gelir biliyor musunuz? Bakalım;
Mesela ürün biber olsun. Bir dönüme ortalama 5 bin ile 6 bin arası fide dikilir. Biz 5 bin fide diyelim. Bir fidenin fiyatı 1,20 TL. 5 bin çarpı 1,20 TL eşittir 6 bin lira yapıyor. Bu biber için seranın ilacı, ısıtması dahil elektriği ve damlaması ile ortalama 12 bin lira toplam masrafınız oluyor. Yani size bedavaya 1 dönüm yetişmiş biber versem bana 12 bin lira masrafımı vereceksiniz demektir. Peki; bir dönüm biber kaç ton gelir?
Ortalama 4 ton. Hadi bir kez daha matematik yapalım. 12 bin lira masraf ettiğimiz biber 4 ton geldi. Yani 12 bin bölü 4 bin eşittir, 3 lira. Bakın; biber henüz dalda, daha toplamadık ve maliyet fiyatı 3 lira.
Hadi şimdi toplayalım. Biberi ambalajlayacağımız sepet kasa fiyatı 2,80 TL. Bir sepet 10 kilo biber alır. 4 bin bölü 10 eşittir 400 kasa lazım. 400 çarpı 2,80 TL eşittir 1.120,00 TL. Bize 400 adet de poşet lazım. Bir kiloya yirmi iki adet poşet giriyor. 19 kilo poşet fiyatı 16 TL’den 304 lira yapıyor. Yani 1120 TL artı 304 TL eşittir 1.424,00 TL bölü 4 ton eşittir 35 kuruş. Maliyet oldu mu sana 3,35 TL.
Peki bu işleri kim yaptı? İşçilik maliyeti de hesaplanacak. Bir kişi bir günde ortalama 100 kilo biber işler. Yani 4 ton için 40 kişilik yevmiye vermek gerekir ki bu en minimum miktardır. 100 lira yevmiyeden 40 kişi 4 bin lira masraf yapar ki 4 ton biber için bu 1 TL kilo başı masraf demektir. Oldu mu maliyet 4,35 kuruş.
Bitti mi? Bitmedi. 40 kişiye sabah kahvaltı ve öğlen yemeği vermelisiniz. Çünkü piyasada geçerli olan kural bu. Çayı, çorbası, yemeği derken en az 40 kişi için 800 lira harcanır ki bu da kilo başına 20 kuruş yapar. Hadi bakalım, maliyet 4,55 TL oldu bile. Bakın aracı falan yok, biberin karı da yok. Maliyet bu. Sıfır kar henüz. Şimdi bu malı İstanbul’a götürelim Antalya’dan. İlk olarak yüzde 1 rusum ve yüzde 4 stopaj ödemeliyiz. Yani toplam da yüzde beş. Bu da kiloda 0,25 kuruş yapıyor. Hadi bakalım oldu mu sana maliyet 4,80 TL.
İyi de hala Antalya’dayız. Yola çıkalım artık. Nakliye ücreti kiloda 30 kuruş. Yani rakam oldu 5,10 TL. Bakın ben 4 ton biberin torna makinesinden bir ayar çıktığını farz ettim. Hiç fire düşmedim. En az yüzde on fire verir ki bu da 10 kuruş eder. 5,20 TL maliyetle İstanbul’a ulaştı biber. Bakın dikkatinizi çekerim, maliyetle diyorum, kar yok bu rakamın içinde.
Şimdi; siz bu rakama katlanan çiftçi olsanız ve o ufacık fideyi alıp da böyle tonlarca bibere dönüştürseniz. Bunca para kazanan üretim maliyeti sömürüsü kadar para kazanmak istemez misiniz? Emek veren siz, para veren siz, toprağa terini akıtan siz ve birileri diyor ki; “sen kazanma kardeşim bu parayı, ben kazanayım”. Bu biber kaç lira kar ile satılmalı sizce bu biberin sahibi siz olsanız? Bir lira fark olsa fire sonrası eliniz 3.600 TL kalır. 2 lira fark olsa 7.200 TL kalır. Peki siz ne harcadınız? 20.800 TL. Yapar mısınız bu derece riskli, zor, yüksek maliyetli ama getirisi düşük işi? Evet, artık köylü de yapmıyor zaten. Köylü de yapmayınca ve yapan az sayıda insan olunca da haliyle fiyatlar bu gün olduğu gibi işte.
Marketçinin kabahati yok o fiyatlarda. Yirmi kilo biber deyip geçmeyin, ortalama iki yüz elli lira satın alım fiyatı var. İki kilo fire verse bu fiyatlama yukarı doğru gidiyor. Fiyat pahalı olunca satış gücü de düşüyor ve yüzde on fire miktarı ikiye katlıyor. Ahkam kesmeyle olmuyor, o çiftçi de dertli, o serada çalışan işçi de dertli, o siyah sepeti üreten de dertli, o malı taşıyan kamyoncu da dertli. Toplumun her kesimi, tüm iş kolları kendince çözülemez sorunlarla uğraşıyor. Bir taraftan da hükümet kanadı tozpembe bir hayatın içinden gülümseyerek hedeflerinin tuttuğunu açıklıyor. Nasıllll?…
Devlet dar günde vatandaşının yanında yer almalı. Diğer türlü devlet devlet olmaktan öte olur.
YAZARLAR
Yayınlanma: 31 Ocak 2019 - 14:13
Domates Biber Patlıcan
Bir krizdir gidiyor
YAZARLAR
31 Ocak 2019 - 14:13
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir