“Tüm kamu çalışanları için vergi dilimi yüzde 15’te sabitlenmeli”
Eğitim-İş Çanakkale Şube Yönetim Kurulu, kamu çalışanlarının maaşlarına yapılan iyileştirmenin, Yeniden Değerlendirme Oranı’nın altında kalması nedeniyle yetersiz olduğunu söyledi. Şube Başkanı Serkan Serbes yaptığı açıklamada, “Tüm kamu çalışanları için vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi gerektiğini, aksinin vergi adaletsizliğini daha da büyüteceğini vurguluyoruz” ifadeleri yer aldı.
2022 yılının Yeniden Değerleme Oranı, yüzde 122,93 olarak belirlenmişti. TÜİK’in geçtiğimiz gün Aralık ayı enflasyonunu açıklamasıyla beraber kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaşı belirlendi. Toplu sözleşmeye göre enflasyon farkı ile beraber sendikalı öğretmen zammı 16,39 olarak hesaplandı. Enflasyon Aralık 2022'de yıllık bazda yüzde 64,27 olurken, bu rakam son 9 ayın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti.
Eğitim-İş Sendikası; kamu çalışanlarının ücretlerinin yoksulluk sınırının üzerinde belirlenmesi, gelir vergisinin yüzde 15’e sabitlenmesi, sözleşmeli çalışanların kadroya geçirilmesi ve diğer taleplerini dile getirmek amacıyla Türkiye genelinde açıklamada bulunuyor. Eğitim-İş Çanakkale Şubesi de bir açıklama yayılarak şu ifadelere yer verdi: “Yanlış ekonomi politikaları sonucu ülkenin içine sokulduğu ekonomik buhrana karşı halkın gösterdiği haklı tepkileri dindirmek için seçim şekerleri dağıtmaya başlayan iktidar, ufacık iyileştirmeleri devasa reformlar gibi ambalajlamaya devam etmektedir. Bunun en çarpıcı örneği ise müjde nidalarıyla açıklanan yeni gelir vergisi dilimleridir” dedi. Serbes açıklamasını şu şekilde devam ettirdi: “Yeni vergi dilimlerinde kamu emekçisinin yılın başında aldığı maaşın yılın daha ortası olmadan erimeye başlaması ayıbı ortadan kaldırılmamış, sadece kısmi olarak iyileştirilmiştir. Vergi dilimi tutarlarının Yeniden Değerleme Oranının (YDO) altında artırılması nedeniyle kamu emekçilerinin yılın başında ceplerine giren ücret birkaç ay içinde yine azalamaya başlayacaktır. Bu değişiklikle kamu emekçisinin maaşının sadece birkaç ay daha geç erimesi sağlanmış; yani soygun baki kalmış, oranı değiştirilmiştir. Müjde adı altında biz eğitim emekçilerine dayatılan gerçeklik şudur: Bizler zaten açlık sınırının sadece biraz üstünde, yoksulluk sınırının yarısından bile az ücretler alırken, yüzde 90’ımız kredi kartı borcumuzu ödemekte, yüzde 91’imiz çocuklarımızın eğitim giderlerini karşılamakta zorlanırken, yüzde 62’mizin geliri, giderimizden az iken ve yüzde 92’imiz geçinmek için ek işler arıyorken, durdurulamayan döviz kuru, asgari ücret zammının piyasalara yansıması gibi etkenler nedeniyle tüm mal ve hizmetlerin fiyatının günaşırı artacağı ortadayken, kalantor iş insanlarının, yandaş müteahhitlerin, ihale vurguncuların vergi borçları düzenli olarak silinip, kamu bankaları onlar için seferber ediliyorken, yöneticiler, bizlere ‘gel senin şu gelirinden dilim dilim gelir vergisi alalım. Ama korkma, zaten senin bir üst dilime geçecek kadar para kazanmana müsaade etmeyeceğim için senin dilimin bu’ demektedir.
KAMU ÇALIŞANLARI İÇİN VERGİ DİLİMİ YÜZDE 15’E SABİTLENMELİ
Üstelik ÖMK adı altında öğretmenleri yeni sıfatlarla ayrıştıran iktidarın açıkladığı bu vergi dilimi, uzmanlık unvanını alan meslektaşlarımızı, yılın sonlarına doğru bir üst vergi dilimine girecekleri için daha da mağdur edecek; iktidar onlara kaşıkla verdiğini yine kepçeyle almış olacaktır. Sözde yetkili sarı sendikaların memnuniyet ve pişkinlikle karşıladığı vergi adaletsizliğinin iç yüzü budur. Bu soygunu kabul etmiyoruz! İnsanca koşullarda çalışarak, insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak, adil bir vergilendirme çerçevesinde vergi ödemek istiyoruz! Dünyada Başöğretmen ünvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyeti'nde eğitim emekçilerinin aldığı sefalet ücretini kabul etmiyoruz. Eğitim emekçisinin evine boynu bükük, sınıfına düşünceli girdiği bir sistemde; eğitimden de gelecekten de bahsedilemeyeceğinin altını çiziyoruz. Tüm kamu çalışanları için vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi gerektiğini, aksinin vergi adaletsizliğini daha da büyüteceğini vurguluyoruz. EKMEĞİMİZİ AKP VE TÜİK DEĞİL MÜCADELEMİZ BELİRLEYECEK
Tarafsızlığını korumayarak, siyasi iktidardan emir alarak rakamlar üzerinde oynayan ve sahte enflasyon oranıyla aşımıza ekmeğimize el koyulmasına alet olan TÜİK yıllık enflasyon oranını yüzde 64,2 olarak açıkladı. Ülkedeki ekonomik krizi, açlığı, yoksulluğu ve enflasyonu yok sayan AKP iktidarı ve TÜİK utanmasa bu ülkede enflasyon yok diyecek. Ama biz emekçiler, halkı kandıranları, halkın sofrasındaki ekmeği, zeytini çalanları, halkın ulaşım hakkını, çocuklarının eğitim hakkını, sağlık hakkını gasp edenleri, iktidarın borazancılığından tetikçiliğinden öteye geçmeyenleri asla unutmayacağız. Kamu emekçilerini ve yurttaşları açlığa, sefalete mahkûm eden enflasyon oranını ve zamları kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarını, yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm eden AKP iktidarının uyguladığı emek karşıtı politikalar karşısında, tüm emek örgütlerinin mücadele alanını genişleterek ortak tavır almaya çağırıyoruz. Ekmeğimizi AKP ve TÜİK değil mücadelemiz belirleyecek!” Öte yandan 2023 yılının ilk 6 ayında memur ve emekli maaşlarına uygulanacak zam yüzde 25 olarak belirlendi. Açıklanan enflasyon rakamlarına değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Aralık ayı tüketici enflasyonu yüzde 1,18, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 64,27 olarak açıklandı" dedi. Erdoğan, böylece 2022 tüketici enflasyonunun orta vadeli hedefin bile altında gerçekleştiğini kaydetti.
Üstelik ÖMK adı altında öğretmenleri yeni sıfatlarla ayrıştıran iktidarın açıkladığı bu vergi dilimi, uzmanlık unvanını alan meslektaşlarımızı, yılın sonlarına doğru bir üst vergi dilimine girecekleri için daha da mağdur edecek; iktidar onlara kaşıkla verdiğini yine kepçeyle almış olacaktır. Sözde yetkili sarı sendikaların memnuniyet ve pişkinlikle karşıladığı vergi adaletsizliğinin iç yüzü budur. Bu soygunu kabul etmiyoruz! İnsanca koşullarda çalışarak, insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak, adil bir vergilendirme çerçevesinde vergi ödemek istiyoruz! Dünyada Başöğretmen ünvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyeti'nde eğitim emekçilerinin aldığı sefalet ücretini kabul etmiyoruz. Eğitim emekçisinin evine boynu bükük, sınıfına düşünceli girdiği bir sistemde; eğitimden de gelecekten de bahsedilemeyeceğinin altını çiziyoruz. Tüm kamu çalışanları için vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi gerektiğini, aksinin vergi adaletsizliğini daha da büyüteceğini vurguluyoruz. EKMEĞİMİZİ AKP VE TÜİK DEĞİL MÜCADELEMİZ BELİRLEYECEK
Tarafsızlığını korumayarak, siyasi iktidardan emir alarak rakamlar üzerinde oynayan ve sahte enflasyon oranıyla aşımıza ekmeğimize el koyulmasına alet olan TÜİK yıllık enflasyon oranını yüzde 64,2 olarak açıkladı. Ülkedeki ekonomik krizi, açlığı, yoksulluğu ve enflasyonu yok sayan AKP iktidarı ve TÜİK utanmasa bu ülkede enflasyon yok diyecek. Ama biz emekçiler, halkı kandıranları, halkın sofrasındaki ekmeği, zeytini çalanları, halkın ulaşım hakkını, çocuklarının eğitim hakkını, sağlık hakkını gasp edenleri, iktidarın borazancılığından tetikçiliğinden öteye geçmeyenleri asla unutmayacağız. Kamu emekçilerini ve yurttaşları açlığa, sefalete mahkûm eden enflasyon oranını ve zamları kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarını, yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm eden AKP iktidarının uyguladığı emek karşıtı politikalar karşısında, tüm emek örgütlerinin mücadele alanını genişleterek ortak tavır almaya çağırıyoruz. Ekmeğimizi AKP ve TÜİK değil mücadelemiz belirleyecek!” Öte yandan 2023 yılının ilk 6 ayında memur ve emekli maaşlarına uygulanacak zam yüzde 25 olarak belirlendi. Açıklanan enflasyon rakamlarına değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Aralık ayı tüketici enflasyonu yüzde 1,18, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 64,27 olarak açıklandı" dedi. Erdoğan, böylece 2022 tüketici enflasyonunun orta vadeli hedefin bile altında gerçekleştiğini kaydetti.