ÇTSO Meclis Başkanı Osman Okyay ekonominin raydan çıktığını belirterek, "Toplum olarak hiç hak etmediğimiz bir tüketim eğilimi gösteriyoruz. Önce üretmemiz sonra tüketmemiz gerekiyor" dedi.
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Eylül Ayı toplantısını dün ÇTSO Fuar Alanı meclis salonunda gerçekleşti. Toplantıda konuşan ÇTSO Meclis Başkanı Osman Okyay ekonomik değerlendirmelerde bulundu. Okyay açıklamalarında şunları söyledi;
Okyay açıklamalarının devamında, “Bütün kısıtlamalarımıza karşı Türkiye’yi zincirin zayıf halkası olarak gösteren tüm yargıları ortadan kaldıracak, büyük bir değişim ve dönüşüme ihtiyacımız var. 5 sene sonra asırlık bir çınara dönüşecek olan Türkiye Cumhuriyeti artık terörle, istikrarsızlıkla, cari açıkla, makro değerlerdeki kırılganlıklarla, yetenek açığı ile anılmaması lazım. Yeni hükümet sisteminden ve hükümet kadrolarından temel beklentimiz, Türkiye’yi hızla nitelikli üretim ekonomisini merkeze koyan bir başarı hikayesini ana aktörü haline getirmesidir. Bu başarı hikayesi bir yandan ülke ekonomisi haline dönüştürürken, diğer yandan kapsayıcı ve adil bir gelir dağılımına yol açmamalıdır. Böyle bir iddianın hele ki ticari korumacılığın iyice kuralsız kavgaya dönüştüğü bir dünyada eskisinden çok daha zor olacağını biliyoruz. Ama Türkiye’nin bu yüzyıldaki en büyük meydan okumasının da yine bu olduğunu yine hepimiz biliyoruz” dedi. KOLAY OLMAYAN SÜRECİN İÇERİSİNDEYİZ
Okyay yönetmesi kolay olmayan bir sürecin içerisinde olduklarını belirterek, “Dövizin yıllık artışının yüzde 70’i bulduğu, üretim maliyetlerinin fırladığı, tüketici enflasyonun yüzde 18, üretici enflasyonunun yüzde 32’yi gördüğü, faizlerin yeni bir yüksek meblağa oturduğu bir dönem bu. Geleceği ön görmek de, işlerimizi yönetmek de, moralimizi yüksek tutmakta zorlandığımız günler yaşıyoruz. Seçeneğimiz ne? Pes mi edeceğiz? Dükkanı kapatıp gidecek miyiz? Elbette hayır. Bu ülke 1994 krizini de yaşadı, 2001 krizini de yaşadı. Arada başka büyük dalgalanmalar da yaşadık. Her defasından üstesinden gelmeyi, ayaklarımızın üzerinde durmayı ve hatta krizlerden güçlenerek çıkabilmeyi başardık. Tek yumruk olmuş bu milletimiz meydan okumayı da daha güçlü bir demokrasi daha güçlü bir ekonomi üreterek aşmayı bilecektir. Buna inancımız tamdır” dedi. ÇANAKKALE’NİN VAZGEÇİLMEZ HALE GELMESİ KAÇINILMAZ
Troya Yılı kapsamında Çanakkale’nin iyice hareketlendiği bir dönemi yaşadıklarına değinen Okyay, “Kentteki etkinlik sayısı da, ziyaretçi sayısı da olağan üstü arttı. Köprünün hizmete girmesi ile birlikte savaşta geçilmez olan Çanakkale’nin artık vazgeçilmez hale gelmesi artık kaçınılmaz” derken, İçişleri Bakan Yardımcısı olarak atanan Muhterem İnce için ise “Hemşerimiz Muhterem İnce’yi tebrik ediyor, yeni görevinde başarılar diliyorum” dedi. ÜRETİM SEKTÖRÜ GERİLERDE
Okyay üretimin canlandırılması gerektiğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü,
“Ülkeler post modern savaşın içinde sanki. Bu çatışma ortamı bütün dünyada insanı odaktan çıkartan demokrasiye inancı zayıflatan, eşitsizlikleri besleyen, distopyayı güçlendiren bir etkiye yol açıyor. Bu nedenle dünyanın aklıselim düşünce insanlarına kapitalizm insan odağı alarak yeniden tanımlanmalı. Bütün bu kaosta güçlü ve güçsüz arasındaki temel farkı ne ilginçtir ki teknoloji üreyip satanlarda, kazandığını bu teknoloji için harcayanların dünyasında yaşıyoruz. Küresel rekabet endeksine baktığı zaman açıklarımız ve dolayısıyla ev ödevimiz ortaya çıkıyor. Yetersiz iç tasarruf, yüksek enflasyon yavaş ve bağımsızlığı sorgulayan yargı, kalitesinin yükselmesi şart olan eğitim sistemi, şirketlerimizin düşük Ar-Ge harcamaları düşük inovasyon kapasitesi ve finansmana erişim zorluğu en önemli kısıtlığımız. Geçmişten bu güne yaşanan sorunlar, dönem dönem güçlü ekonomik büyümeler yaşasak da sürdürülebilir nitelikli bir büyüme patikasına girmemize malum oluyor.”BÜYÜK DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜME İHTİYAÇ VAR
Okyay açıklamalarının devamında, “Bütün kısıtlamalarımıza karşı Türkiye’yi zincirin zayıf halkası olarak gösteren tüm yargıları ortadan kaldıracak, büyük bir değişim ve dönüşüme ihtiyacımız var. 5 sene sonra asırlık bir çınara dönüşecek olan Türkiye Cumhuriyeti artık terörle, istikrarsızlıkla, cari açıkla, makro değerlerdeki kırılganlıklarla, yetenek açığı ile anılmaması lazım. Yeni hükümet sisteminden ve hükümet kadrolarından temel beklentimiz, Türkiye’yi hızla nitelikli üretim ekonomisini merkeze koyan bir başarı hikayesini ana aktörü haline getirmesidir. Bu başarı hikayesi bir yandan ülke ekonomisi haline dönüştürürken, diğer yandan kapsayıcı ve adil bir gelir dağılımına yol açmamalıdır. Böyle bir iddianın hele ki ticari korumacılığın iyice kuralsız kavgaya dönüştüğü bir dünyada eskisinden çok daha zor olacağını biliyoruz. Ama Türkiye’nin bu yüzyıldaki en büyük meydan okumasının da yine bu olduğunu yine hepimiz biliyoruz” dedi. KOLAY OLMAYAN SÜRECİN İÇERİSİNDEYİZ
Okyay yönetmesi kolay olmayan bir sürecin içerisinde olduklarını belirterek, “Dövizin yıllık artışının yüzde 70’i bulduğu, üretim maliyetlerinin fırladığı, tüketici enflasyonun yüzde 18, üretici enflasyonunun yüzde 32’yi gördüğü, faizlerin yeni bir yüksek meblağa oturduğu bir dönem bu. Geleceği ön görmek de, işlerimizi yönetmek de, moralimizi yüksek tutmakta zorlandığımız günler yaşıyoruz. Seçeneğimiz ne? Pes mi edeceğiz? Dükkanı kapatıp gidecek miyiz? Elbette hayır. Bu ülke 1994 krizini de yaşadı, 2001 krizini de yaşadı. Arada başka büyük dalgalanmalar da yaşadık. Her defasından üstesinden gelmeyi, ayaklarımızın üzerinde durmayı ve hatta krizlerden güçlenerek çıkabilmeyi başardık. Tek yumruk olmuş bu milletimiz meydan okumayı da daha güçlü bir demokrasi daha güçlü bir ekonomi üreterek aşmayı bilecektir. Buna inancımız tamdır” dedi. ÇANAKKALE’NİN VAZGEÇİLMEZ HALE GELMESİ KAÇINILMAZ
Troya Yılı kapsamında Çanakkale’nin iyice hareketlendiği bir dönemi yaşadıklarına değinen Okyay, “Kentteki etkinlik sayısı da, ziyaretçi sayısı da olağan üstü arttı. Köprünün hizmete girmesi ile birlikte savaşta geçilmez olan Çanakkale’nin artık vazgeçilmez hale gelmesi artık kaçınılmaz” derken, İçişleri Bakan Yardımcısı olarak atanan Muhterem İnce için ise “Hemşerimiz Muhterem İnce’yi tebrik ediyor, yeni görevinde başarılar diliyorum” dedi. ÜRETİM SEKTÖRÜ GERİLERDE
Okyay üretimin canlandırılması gerektiğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü,
“Türkiye’de şu anda üretim sektörü gerilerde. Ülkenin harcama portföyüne göre hiç istenilen yerde değil. Bu sadece üretime teşvik verilmesi ile olacak iş değil. Para vererek bitmiyor bu iş. Bir sürü bileşen var. 7 insan gücünde makine ekipman sektörünün güçlendirilmesine kadar, üretimin güçlendirilmesine kadar çok bileşeni var. Sadece sanayi olarak değil. İleri teknolojiye yatırım yapmak, inovasyon, Ar-Ge yapmak. Bunların hepsi yapılması gereken şeyler. Dolayısıyla zor bir döneme girdiğimiz kesin ama doğru işler yapılırsa bir taraftan da baktığınız zaman aslında raya oturtacağız diye görüyorum. Şu anda raydan çıktık. Şu anda dediğim bugün değil. 7-8 senedir raydan çıkmış vaziyetteyiz. Toplum olarak hiç hak etmediğimiz bir tüketim eğilimi gösteriyoruz. Önce üretmemiz sonra tüketmemiz gerekiyor. Onun için raya tekrar dönmemiz lazım. Bu ülke senelerce cari açık, dış borç kapatarak bir yerlere gelmek istiyor. Bunun bir sonunun olacağını görmemek kör olmak lazım. Bir şanssızlığımız da şu oldu bence. Tam bizim yolun sonuna geldiğimiz dönemde bir de dünyada nakit sıkıntısı baş gösterdi. Amerika faizleri arttırınca para geri gitti. Dolayısıyla finansman sıkıntısı da boy gösterdi. Oda üstüne tuz biber oldu. Ne kadar sıkıntılı olursa olsun, gelişmekte olan ülkelere her zaman para gelir. Kaynak var o kaynağı kanalize etmek gerekiyor, tutamıyorsunuz. Sizin ekonominiz ne kadar sıkıntıda olursa olsun o para gene gelirdi ama şu anda öyle bir para yok”