Bilindiği üzere merkezi hükümet her 1 Temmuz ve 1 Ocak tarihlerinden itibaren geçerli olmak üzere emekli maaş artış oranlarını açıklar. Dolayısıyla bu tarihler yaklaştığında emeklilerin tüm dikkatleri gelecek zam oranlarına odaklanır. Merkezi hükümet bu oranları açıklarken tabii ki TÜİK’in vermiş olduğu enflasyon oranlarını baz alır. Temmuz ayı yaklaşırken TUİK açıkladığı en son enflasyon oranları ile bir kez daha şapkadan tavşan çıkarmayı başarmış ise de kamuoyunda artık hiçbir inanırlığı ve güvenirliği kalmamış bir kuruma dönüşmüştür.
İki liralık ekmeğin 5 liraya ve 5 liralık domatesin de 20 liraya fırladığı bir ortamda hala yıllık enflasyonun %39,59 ve aylık enflasyonun da %04 olduğunu açıklarsanız kargalar bile her yerleriyle size gülerler. Nitekim diğer bir enflasyon açıklama grubu olan ENAG yıllık anflasyonun %109,01 ve aylık enflasyonun da %7, 35 olduğunu açıkladı ki gerçek de budur. Aslında artık takke düşmüş ve kel görünmüştür. Yüzlerindeki maskenin artık makyaj tutmadığının TUİK de farkında. Zira artık hiçbir inandırıcılıkları kalmamıştır. Vatandaş sokakta, market, manav ve pazarda yaşadığı enflasyonun ne olduğunun bilincindedir dolayısıyla artık mızrak çuvala sığmıyor. Hal böyleyken bu arada yeni kabine kuruldu, Maliye ve Hazine Bakanlığı’na Mehmet Şimşek getirildi. Gerek Türkiye toplumunun içine sürüklendiği ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel kriz ve gerekse söz konusu bakanın daha önceki uygulamalarını hatırladığımızda emeklileri iyi günlerin beklemediği, zaten ölüm döşeğine yatırılan biz emeklilere bir darbenin de yeni ekonomi yönetiminden geleceğini görmek için müneccim olmak gerekmiyor. Emeklilerin, önümüzdeki günlerde kopmak üzere olan bellerindeki kemeri bir delik daha sıkmak zorunda kalacakları çok net şekilde görülüyor. Bu gidişatın biz emekliler için hayra yorumlanamayacağı açık. Bütün bu olumsuzluklar karşısında emek ve emekli cephesindeki örgütsüzlük ve parçalanmışlıkla bunca yükün altından kalkmak ve bu kötü gidişatı durdurmak ya da tersine çevirmek pek de mümkün gözükmüyor. Tabandaki emeklilerimiz inim inim inilerken “tepedekilerin” tek derdi, oturdukları koltuk ve kanepeyi kimseye kaptırmadan oraya yapışık bir şekilde yaşamını devam ettirmektir. Bu durum hakikaten çok can acıtıcı. Bu durumu tespit eden emekliler, elbette ki başka sebeplerin de etkisiyle örgütlenme ve sendikalaşmaya uzak durmakta ve kendi köşesine çekilip ah vah çekerek ve beddua ederek ecelinin dolmasını beklemektedir. Bilinçli ve sorumluluk sahibi emekli ve yurttaşın bu yanlış gidiş karşısında kaplumbağalar gibi kabuğuna çekilmesini asla doğru bulmuyoruz. Her zaman ve her koşulda mutlaka yapılacak şeyler, alternatif yollar ve çözüm yöntemleri vardır. Yapılacak şey; yüzyıllardır denenen ve artık olumlu sonuçlar alınamayan tüm yöntem ve yaklaşımlardan arınarak ve onlardan radikal bir kopuş yaşayarak yeni yol ve yöntemler geliştirerek yola devam etmek olmalıdır. Emekliler Türkiye Meclisi’nin bu konudaki çabalarını dikkatle ve hayranlıkla izliyoruz.
Ülkemizde son EYT’lilerin de katılımı ile 16,2 milyon emekliye ulaşan bizler kendi öz gücümüz ve örgütlenmemize dayanarak bu kötü gidişatı kendimiz ve halkın lehine dönüştürebiliriz. Örgütlenmeye ve sendikalaşmaya mesafeli duran arkadaşların bu pozisyonlarını artık terk etme zamanı gelmiştir. Şef, ağa ve kahyaların sendikaları yönetmelerine dur demek ve onların yerine ortak akıl ve kolektif önderliğin geçirilme zamanıdır. Elbette ki bu 16.2 milyon emeklinin kendiliğinden bir araya gelip sendikalaşamayacağını hepimiz biliyoruz. Burada “öncü karıncalara” büyük bir iş ve sorumluluk düşüyor. Durmakta olan bir otomobili harekete geçirmek için nasıl ki ilk başta onu güçlü bir şekilde itmek gerekiyor ise, hareket halindeki otomobili durdurmak isteyenlerin de ancak ciddi bir karşı kuvvet uygulamaları gerekir. Biz yüzdelik maaş artışlar değil, MİLLİ GELİRDEN KİŞİ BAŞINA DÜŞEN PAYDAN HİSSEMİZE DÜŞEN MİKTAR KADAR MAAŞ İSTİYORUZ. En son açıklamalara göre GSYH de kişi başına düşen miktar 10 bin 655 dolar olduğuna göre aylık emekli maaşının da 887,9 dolar olması gerekir. Bunu TL’ye dönüştürdüğümüzde ise her emeklinin aylık 20.256,93 TL alması gerekir. Elbette ki bu rakam her ay kur artışına göre güncellenmelidir. Bu rakamın altındaki bir maaş ödemesinin ne anlama geldiğini ise siz sayın okuyucular adlandırın. Bugün emeklilerin önündeki tek çıkış yolu; bir araya gelip örgütlenerek sendikalaşmaktır. Bu hususta ikili bir görev bizleri bekliyor. Bir yandan tüm yerellerde yani; sokak, mahalle, köy, site, ilçe ve illerde ORTAK EMEKLİ MECLİSLERİ’ni oluşturmak için emek sarf ederken diğer yandan da var olan TÜM EMEKLİ SENDİKA VE PLATFORMLARINI ORTAK BİR FEDERATİF ÇATI altında bir araya getirip eylem, güç ve mücadele birliği oluşturmak acil bir görev olarak önümüzde duruyor. Etkin, yaygın, güçlü ve kitlesel bir sendikanın; üyelerinin haklarını koruma ve yeni haklar elde etmek için iyi bir araç olacağı şüphesizdir. Böylesi bir sendika elbette ki öncelikle muhatabı olan merkezi hükümet ve yerel yönetimlerle sorunları diyalog yolu ile çözmek için çaba sarf eder ancak gerektiğinde de aklın ve mücadelenin gerektirdiği yaratıcı eylem ve etkinliklere baş vurmaktan çekinmez. Kurmaya çalıştığımız yeni yaşam, hiç şüphesiz ki yeni bir teori ve ona uygun bir pratiği ve yaşam karşısında omurgalı bir duruşu gerektiriyor. Mutlaka Başaracağız.
YAZARLAR
Yayınlanma: 09 Haziran 2023 - 08:00
EMEKLİLER TEMMUZ MAAŞ ARTIŞINI BEKLERKEN
Bilindiği üzere merkezi hükümet her 1 Temmuz ve 1 Ocak tarihlerinden itibaren geçerli olmak üzere emekli maaş artış oranlarını açıklar
YAZARLAR
09 Haziran 2023 - 08:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir