Çanakkale Tüm Emekliler Sendikası Başkanı Emin Ergun, “Emekli maaşlarının yüzde 26 oranında artırılmasını, 2 maaş tutarında ikramiye verilmesini ve milli gelirden emeklilere pay verilmesi ve intibak yasasının çıkarılmasını talep ettiklerini belirtti.
Tüm Emekliler Sendikası Türkiye’de 81 ilde eş zamanlı olarak basın açıklaması gerçekleştirdi. Çanakkale Şubesi üyeleri ve yönetim kurulu da dün Tüm Emekliler Sendikası binasında açıklamalarda bulundu. Başkan Emin Ergun açıklamasında şunları söyledi, “Tek adam rejiminin ilk bütçesi saray tarafından hazırlanarak meclise gönderildi. Bütçeler sırf ekonomik değil, bir hükümetin emek/sermaye ekseninde tercihlerini hangi sınıftan yana kullanılıyor? Güvenlikçi politikalara mı? Yoksa demokratikleşme hamlelerine mi öncelik verildiğini gösteriyor? İktidarların kaynağın kimlerden toplanacağı ve nereye harcanacağına dair tercihlerini ortaya koyar. Yaşadığımız ekonomik krizin faturasının kime çıkacağının krizin etkileri karşısında kimlerin korunacağının işaretleri bütçede verilir” dedi.
İLK KEZ CUMHURBAŞKANLIĞI TARAFINDAN HAZIRLANIYOR
Ergun açıklamaların devamında, “2019 bütçesi ilk kez Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanıyor. Sistem başkana vergi koymaktan, istenildiği kalemde keyfi harcama yapmaya kadar demokratik bir toplumla bağdaşmayan yetkiler tanıyor. Ayrıca bunun hesabını Meclis dahil hiçbir organa vermek zorunda değil. Parlamentonun bütçe teklifini reddetmesi halinde bile bir önceki yılın yeniden değerleme oranına göre ayarlanarak sunulan bütçe yürürlüğe giriyor. 5510 sayılı kanun yürürlüğe girmeden önce prim kazanç güncellemeleri belirlenirken enflasyon oranlarına ve milli gelir artış oranının tamamı dikkate alınmaktayken 1 Ekim 2008’den sonra prim kat sayıları güncellenirken milli gelirin yüzde 30’u dikkate alınmaktadır. Bu durum kazançlarda önemli oranda hak kaybına neden oluyor. EMEKLİLER NE BEKLİYOR?
Ergun son olarak şunları söyledi, “Emeklilerin ne bekledikleri ile ilgili de konuşan Ergun, “2019 yılı içinde Anayasa’da yaptırılacak değişiklikle emeklilerin sendika hakkının tanınıp parlamentoda emekli sendikaları statü yasasının çıkartılıp 2020 yılı zammı için sendika ile toplu sözleşme yapılmasını, 2019 bütçesinde emekli yok, emekçi yok, halk yok. Diyoruz ki; emekliye, emekçiye, eğitime ve sağlığa bütçe. Görülüyor ki bu sistemin değişmesi, Türkiye’nin krizden çıkışı için bir zorunluluktur. Şimdi TBMM’de ama hep sokakta ve günlük hayatımızın içerisinde yüksek sesle şu soruyu sormalıyız, “Bu bütçe kimin bütçesi? Sarayın mı? Halkın mı? Bütçe mücadelesinin aynı zamanda bir demokrasi mücadelesi olduğuna inanıyoruz. Yılmadan, yorulmadan tüm demokrasiden yana güçlerle birlikte mücadelemizi yükselterek bu koşulları değiştirmek elimizdedir”
Ergun açıklamaların devamında, “2019 bütçesi ilk kez Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanıyor. Sistem başkana vergi koymaktan, istenildiği kalemde keyfi harcama yapmaya kadar demokratik bir toplumla bağdaşmayan yetkiler tanıyor. Ayrıca bunun hesabını Meclis dahil hiçbir organa vermek zorunda değil. Parlamentonun bütçe teklifini reddetmesi halinde bile bir önceki yılın yeniden değerleme oranına göre ayarlanarak sunulan bütçe yürürlüğe giriyor. 5510 sayılı kanun yürürlüğe girmeden önce prim kazanç güncellemeleri belirlenirken enflasyon oranlarına ve milli gelir artış oranının tamamı dikkate alınmaktayken 1 Ekim 2008’den sonra prim kat sayıları güncellenirken milli gelirin yüzde 30’u dikkate alınmaktadır. Bu durum kazançlarda önemli oranda hak kaybına neden oluyor. EMEKLİLER NE BEKLİYOR?
Ergun son olarak şunları söyledi, “Emeklilerin ne bekledikleri ile ilgili de konuşan Ergun, “2019 yılı içinde Anayasa’da yaptırılacak değişiklikle emeklilerin sendika hakkının tanınıp parlamentoda emekli sendikaları statü yasasının çıkartılıp 2020 yılı zammı için sendika ile toplu sözleşme yapılmasını, 2019 bütçesinde emekli yok, emekçi yok, halk yok. Diyoruz ki; emekliye, emekçiye, eğitime ve sağlığa bütçe. Görülüyor ki bu sistemin değişmesi, Türkiye’nin krizden çıkışı için bir zorunluluktur. Şimdi TBMM’de ama hep sokakta ve günlük hayatımızın içerisinde yüksek sesle şu soruyu sormalıyız, “Bu bütçe kimin bütçesi? Sarayın mı? Halkın mı? Bütçe mücadelesinin aynı zamanda bir demokrasi mücadelesi olduğuna inanıyoruz. Yılmadan, yorulmadan tüm demokrasiden yana güçlerle birlikte mücadelemizi yükselterek bu koşulları değiştirmek elimizdedir”